Olay Gazetesi Bursa

Saksağan yuvası deyip geçmeyin!

Gazetedeki odamın penceresinden sokağı izliyorum… Dışarıda soğuk ve yağmurla karışık acayip bir fırtına… Hemen karşımızdaki boş bahçedeki, en uzun ağacın en tepesinde duran bir kuş yuvası dikkatimi çekti… Adeta doğaya meydan okuyordu… Yaprakları soyulmuş ağacın incecik dalları, fırtına yüzünden bir o yana, bir bu yana sallanırken, o sapasağlam duruyordu. Hangi malzemeleri kullandın, nereden buldun, kuş […]

Gazetedeki odamın penceresinden sokağı izliyorum…

Dışarıda soğuk ve yağmurla karışık acayip bir fırtına…

Hemen karşımızdaki boş bahçedeki, en uzun ağacın en tepesinde duran bir kuş yuvası dikkatimi çekti…

Adeta doğaya meydan okuyordu…

Yaprakları soyulmuş ağacın incecik dalları, fırtına yüzünden bir o yana, bir bu yana sallanırken, o sapasağlam duruyordu.

Hangi malzemeleri kullandın, nereden buldun, kuş beyninle nasıl yaptın be mübarek o yuvayı öyle dayanıklı!

Radyan temel olsa dayanmaz o fırtınaya, yağmura, kara!

 

*

 

Şaşkınlık ve hayranlık içinde bakarken yuvaya, o sırada gazetemizin Kestel Temsilcisi Osman Güneş geldi ziyaretime…

Hemen sordum:

Madem Kestel senden sorulur, söyle bakalım, o ağaçtaki hangi kuşun yuvası?”

Şöyle bir baktı:

Biz köylü çocuğuyuz evladım! O gördüğün saksağan yuvasıdır. Ağacı kökünden kes yine yıkılmaz onların yuvaları…”

Meğer uzmanlık alanıymış Osman Abi’nin kuşlar…

Başladı, saksağanın diğer özelliklerini de anlatmaya…

 

*

 

Ağaçların en yüksek tepelerine yaparlarmış yuvalarını, üzerini de dikenlerden bir çalı ile örtermiş.

Arkadaş canlısı…

Yavru iken kolayca evcilleşiyor, üç beş kelimeyi de taklit edebiliyormuş.

En kötü yanı;

Hırsız bir kuş olarak nam salmış doğada…

Küçük kuşların yumurta ve yavrularını çalıyor, yüzük, küpe gibi nesneleri, taşıyabileceği boyuttaki her türlü renkli eşyayı yuvasına taşımaya bayılıyormuş.

Vay anasını, yuvanın sağlamlığı kadar iç mimarisine de özen gösteriyormuş demek!

Yalnız tüyleri değil gözü de kara” dedi Osman Abi, “kekliklere, güvercinlere, tilkilere, şahin ve doğanlara, hatta insanlara bile saldırabiliyor!”

 

*

 

Baktım, daha anlatacak Osman Abi

Takıldım:

Peki, dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı sözü nereden çıkmış?”

Çayından son yudumu çekti ve “Onu da sen araştır bul, benden bu kadar!” diyerek, gitti…

 

Hakem Göçek, futboldan geçek!

 

Gaziantepspor’un kaptanı Elyasa, Bursaspor’lu Josue’nin arkasından basıyor tekmeyi baldırına göstere göstere…

Hakem Hüseyin Göçek, gözlerinin önünde yaşanan bu kasıtlı faul karşısında ne yapıyor?

Sarı kartla yetiniyor!

Dünyanın neresine gitseniz o hareketin karşılığı kırmızı karttır!

Kırmızıyı veremeyen hakemi anında emekli ederler!

Türk futbolu gelişemiyorsa, bunun en önemli nedenlerin başında, maçlarda çifte standart uygulamalardan, eyyamdan vazgeçemeyen hakemlerimiz geliyor…

Bursaspor‘un sezon başından beri yaşadığı hakem hatalarından oluşan bir CD yapılsa, eminim ki izlerken çift sarıdan kızarır yüzleri o hakemlerin!

 

Helal olsun Büyükşehir Bandosu’na!

 

Büyükşehir Belediyesi Bandosu, Bursalılara çok hoş bir yılsonu jesti yaptı dün…

Tamamen sivil giysilerle Şehreküstü Bursaray İstasyonu’na gelen Bando, treni bekleyen yolculara, sevilen popüler şarkılardan oluşan güzel bir konser verdi.

Özellikle “Hayat Bayram Olsa” şarkısı çalınırken, yeniyıl alışverişine çıkmış insanların yüzlerinde beliren o mutlu tebessümü görmeliydiniz…

Bu tür sürprizlerin devamı gelmeli!

Toplumsal strese karşı harika bir ilaç!