Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, pazar yeri ve marketlerde peynir satışlarını yeniden düzenleyen bir tebliğ yayınlamıştı.
İstenen hijyen ve ısı şartlarını yerine getirmeyenlere, ciddi para cezası ve satış yasağı getirildi.
Mikrobiyolojik kriterlerden oluşan tebliğin amacı, tüketicinin sağlığını korumak…
Peynir ve benzeri çabuk bozulabilen süt ürünlerinin açıkta değil ambalajında satılmasını sağlamak…
*
Tebliği okuyan peynirciler soruyorlardı Bakanlığa:
“Ne yani, şimdi biz şimdi müşterimize peynirimizi tattırmadan mı satacağız?”
Sormakta ve kaygılanmakta haklılar çünkü bazı insanlarda alışkanlık haline gelmiş, alışverişinde alacağı gıda ürününün mutlaka tadına bakıp da alırlar.
Yalnız peynirini değil, zeytinini, meyvesini, sebzesini de tatmadan almazlar.
Çarşı pazarlarda bu tatma-tattırma geleneği hala en geçerli pazarlama tekniğidir…
Pazarcı bakar ki müşteri kararsız, hemen uzatır ürününü:
“Buyur ablam, tadına bak! Alman şart değil! Pazarı dolaşsan bulamazsın bu paraya bu lezzeti!”
*
Büyük marketlerde de, var bu ürün tattırma geleneği…
Bir bayram arefesinde bana da bayram çikolatası ikram etmişlerdi, yemez olaydım keşke, az kalsın boğuluyordum…
Bayramı göremeden gidecektim!
Meğer çikolata likörlüymüş, takılıp kalmıştı boğazımda!
O gün bugündür marketlerde, çarşı-pazarda reklam kokan ürün ikramlarından kaçıyorum.
Öyle korkmuşum ki;
Bayramlarda gittiğim misafirliklerde bile uzak duruyorum, şeker ve çikolatadan!
*
Neyse peynirciler yüreklerini ferah tutsunlar, Bakanlık, ‘tatma-tattırma’ geleneğini göz önüne alarak tebliğde esneklik sağladı.
Peyniri koruduğunuz yerin ısısını 10 derecenin altına düşürmediğiniz ve hijyen şartlarından taviz vermediğiniz sürece de, peynirinizi rahatça tattırabilirsiniz müşterinize…
Yeter ki ağzının tadı bozuk müşteri denk gelmesin!
Bu arada;
Sivri biberle ilgili de bir tebliğ şart…
Acıyla tatlıyı karıştırıyorlar!
Özen’li 40 yıl!
Züccaciye sektöründe 40.ncı hizmet yılına giren Özen Billuriye’nin Yeni Yalova Yolu üzerindeki yeni mağazasının açılış töreni vardı dün…
Bu güzel günde kendilerini yalnız bırakmayan Bursa protokolüne, dostlarına teşekkür eden Özen Ailesi, heyecanlıydı, gururluydu…
Ve bir o kadar da buruktu!
Firmalarının bugünlere gelmesinde en büyük emeği olan rahmetli Abidin Usta‘nın da yanlarında olamamasının burukluğuydu bu…
Kamil Özen, Cumhuriyet Caddesi’ndeki züccaciye dükkanını ilk açtıklarında, yemek sektöründe bir marka olan abisi Abidin Usta‘nın şu sözlerini işletme felsefesi edindiklerini söyledi:
“Gerekirse bu dükkanda, bardaklar, tabaklar kırılsın ama gelen müşterinin kalbi asla! Buna özen gösterin yeter!”
Dolar düşmüş!
Bir muzip tanıdık okur aradı dün…
Heyecanlı bir ses tonuyla girdi konuya:
– Sana bomba bir haberim var. Dolar düştü!
– Bana niye söylüyorsun, ne dolarım var kıyıda ne japon yenim! Git ekonomi servisine ver bu müjdeli haberi!
– Yahu benim dediğim Şenol Dolar kardeşim! Uludağ’da oğluyla kayak yaparken düşmüş diyorlar!
– !!!???
DUVAR
İbra için Batalla yetmez, Bakambu da dönsün!