Aylar öncesinden ortaya çıkarak herkesi şaşırttı…
“Ben CHP’nin Osmangazi Belediye Başkan aday adayıyım” dedi Eczacı Cevat Asa…
Osmangazi Belediye meclis üyeliğinde edindiği engin tecrübesine güveniyor, partisine inanıyordu.
Medyaları tek tek gezdi…
Aday olur da seçilirse yapacağı hizmetleri, gerçekleştireceği projeleri anlattı büyük bir heyecanla…
Asa, “Osmangazi’nin ilacı bende” diyordu her yerde.
Ankara’ya gidip Genel Merkez’de parti büyükleriyle istişareler yaptı, günlerce.
Hatta, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile başbaşa görüşme fırsatı bile buldu.
Gösterdiği özgüveni Kılıçdaroğlu’nun da çok hoşuna gitti, hizmet heyecanından dolayı onu tebrik etti.
*
Bursa’daki CHP’liler de Cevat Bey’i gördükleri yerde adaylık cesaretinden dolayı tebrik ediyor, “Senden başka adaylık için Osmangazi’den başvuran olmadı. Helal olsun sana” diyerek destek sözü veriyorlardı.
Gerçekten de Bursa’nın en büyük ilçesinde ondan başka belediye başkan adaylığı için partiye başvuran olmamıştı.
Bu da kafaları kurcalıyordu.
Acaba neden partide başka kimse Osmangazi Belediye Başkan adaylığına sıcak bakmıyordu?
Asa’nın adaylık şansını etkilemek istemedikleri için mi?
Yoksa;
Asa’nın adaylığını garanti gördükleri için mi?
*
Sonuç malum…
Osmangazi’nin ilacı olarak Cevat Asa yerine meslektaşı olan Milletvekili Erkan Aydın’ı belediye başkan adayı olarak açıkladı, partisi…
Çıkan karar, partilileri şaşırtmadı ama Asa’yı maddi manevi üzdüğü bir gerçek…
Bu üzüntüsünü gidermenin hala bir yolu var…
Osmangazi Belediye Başkan adayı sensin diye ona aylardır gaz verenler, Kılıçdaroğlu’una kadar götürüp görüştürenler, şimdi bir iyilik daha yapsınlar, hiç olmazsa Yıldırım’dan belediye başkan adayı gösterilmesini sağlasınlar!
Cevat Bey, Osmangazi’ye ilaç olamadı Yıldırım’a vitamin olsun bari!
Domates, biber, patlıcan İndirimi görünce atlıcan!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, marketlerdeki meyve-sebze fiyatlarının çarşı pazarlardaki etiketler arasındaki fiyat farkına dikkat çekmiş…
Fiyatları şişiren fırsatçı marketleri uyarmıştı.
O uyarıdan sonra bazı marketler, halden alış fiyatı yüksek olan ürünleri satmama kararı almışlar…
Örneğin, patlıcan, biber, kabak, salatalık…
Liste daha da uzayabilir.
Yalnız şu gerçeği de unutmamak lazım…
Marketlerin manav reyonunda, vatandaş ürünlerin en sağlamını, tazesini ve iyisini eliyle tek tek seçerek alıyor. Çarşı pazarda bu özgürlüğü pek yok, aldıklarının arasına bozuk, çürük ve ezikler de kaçabiliyor.
Onları düşersek arada pek fiyat farkı kalmıyor!
Marketçilerin, pazarcılardaki bu el çabukluğunu uygulama yetenekleri de yok…
Üstelik, reyondaki ürünlerin ellendikçe dayanıklılığı da azalıyor.
Aradaki bu fiyat farkının bir nedeni de, seçme özgürlüğünden kaynaklanıyor olabilir!
Cumhurbaşkanımız, bu konuda da tüketiciye bir uyarıda bulunursa iyi olur.
Domates, biber, patlıcan, kabak ve hıyarları daha dikkatli seçelim, lütfen!
Yavaş şehir!
CHP’nin Nilüfer Belediye Başkan Adayı Turgay Erdem’in seçim vaatleri arasındaki ‘Yavaş Şehir’ modeli, kulağımıza hiç yabancı değil.
Daha önceki seçimlerde de gündeme gelmişti.
İçişleri eski bakanı Mehmet Gazioğlu’nun da MHP’den Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu seçimdeki en büyük vaatleri arasındaydı…
Hiç unutmuyorum…
Bursa ile ilgili ‘Yavaş Şehir’ projesine dünyadaki uygulamasından örnekler vererek anlattıktan hemen sonra “ikinci büyük projemiz de Bursa’ya Disneyland’ı getireceğiz” deyince, takılmıştık Gazioğlu’na:
“Hem yavaş şehir diyorsunuz hem Disneyland getiriyorsunuz, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?”
Gülerek şu cevabı vermişti:
“Yavaş şehir dediysek, o kadar da yavaş demedik!”
Başkanlık sisteminin güzelliği
Seçim ittifakları sayesinde siyasi partilerin genel başkanları, 31 Mart’taki yerel seçimde, kendi partileri yerine ittifak ortağı partilerin adaylarına oy vereceklerini rahatça açıklayabiliyorlar
Eskiden olsa böyle bir açıklama yapabilirler miydi?
Siyasi hayatlarının sonu olurdu!