Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde G-20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Japonya’ya gitmişti.
Zirve sonrası Çin’e de resmi ziyarette bulunmuştu…
İşte o günlerde medyada ilginç bir haber gözüme çarptı bu ülkeyle ilgili…
Bizim ülkemiz dahil dünyanın birçok ülkesinde şubeleri olan, kızarmış tavuk ürünleriyle ünlü restoran zinciri, siparişi müşterinin yüzünden tanıyan bir sistem geliştirmiş.
Müşteri daha sözlü olarak siparişini vermeden, yüzüne bakıp ne isteyeceğini tahmin edebiliyormuş.
*
Sistemi ilk kez Çin’in başkenti Pekin’deki şubesinde uygulama kararı almışlar.
İnsanlarının fiziki açıdan birbirlerine en çok benzediği, dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip bir ülkede bu sistemi denemeleri büyük bir cesaret gerçekten de…
Restorana gelen müşterinin yüz ifadesine bakarak, yaşı, cinsiyeti, o an ki ruh haline ve tipine bakarak, hangi menüyü yiyebileceğini öneriyormuş sistem…
Ne yiyeceğine karar vermekte zorlananlar, menüye dakikalarca bakıp, “acaba onu mu yesem, bunu mu yesem, yoksa hepsini mi yesem” diye düşünen kararsızlar için harika bir buluş!
Hazır bakmışken keşke müşterinin cebine ve cüzdanının ruh haline de baksaydı, önerdiği siparişin hesabı oturmasın sonra midesine!
Vatandaşın menü seçimindeki kararsızlığın bir nedeni de bu değil mi?
Cüzdan ile mide arasında kalıyorlar.
*
Bu arada…
Sistemin restorandaki denemeleri başarılı geçmiş…
20’li yaşlardaki bir erkek müşterinin ruh haline bakıp, çıtır tavuk hamburgeri önermiş, 50’li yaşlarındaki kilolu bir kadın müşteriye ise yulaf lapasını!
Erkek müşteri öneriye sıcak bakmış ama kadın müşteri haliyle bozulmuş biraz, sistemin kilolarına inceden bir gönderme yaptığı izlenimine kapılmış haklı olarak.
O ünlü restoran zinciri, müşterinin ürün tercihini yüzünden tanıma sistemini ülkemizdeki şubelerinde uyguladığını düşünsenize…
Ruh halimize bakıp en çok ne önerirdi sizce?
Bence, o da çözemez ruh halimizi, kurnaz garsonlar gibi “Sen en iyisi ortaya bir karışık söyle abicim!” diyebilir!
Zor sorular…
* Yunanistan, İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi’nin, Kıbrıs’ta petrol ve doğalgaz sondajı yapmalarına sesini çıkarmayan AB ve ABD aynı çalışmayı Türkiye yapınca neden karşı çıkıp, ekonomik tehditlerde bulunuyor? Türkiye’ye olan gaz sancıları ne zaman bitecek bunların?
*ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görünce başka türlü, S-400’lerin başlıklarını görünce başka türlü konuşmaktan, ne zaman vazgeçecek?
* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni parti kurma hazırlığındaki Ali Babacan’a, “Bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok! Siz bunu yapıyorsunuz” diye sitemde bulunmuş… Aynı sözleri rahmetli Erbakan Hoca daAK Parti’yi kurmak için partisinden ayrılırken Tayyip Bey’e söyledi mi acaba?
* AK Partili milletvekilleri, bakanları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şikayet etmiş, “Bakanlar bizi takmıyor, defalarca not bırakıyoruz, bir kere olsun dönmüyorlar” demişler. Bakanlar, Meclis’e gelse, rozetlerine bakmadaniktidarvemuhalefet partilerinin vekillerinibirbirinden ayırt edebilir mi?
* Bursaspor, 36 yaşındaki eski futbolcusu Bilal Kısa’ya transfer teklifinde bulunmuş. Akhisarspor’dan Bursaspor’a geldiği sezon, daha ilk maçında, top ayağına bile değmeden trübünlerin ıslıklayıp protesto ettiği bir futbolcu, aynı şoku bir daha yaşamak ister mi?
Uzak iyidir
Dün bir dostumla, önümüzdeki hafta hizmete girecekNilüfer Doğanköy’deki Şehir Hastanesi’ni konuşuyorduk…
“Hastanenin uzakta olması bence çok iyi. Yatan hastalar için daha faydalı” dedi…
Nedenini de şöyle açıkladı:
“O hastanede yatan hastalara, elinde en ucuz kolonya, meyve suyuyla zırt pırt ziyaretçi gelmez. Böylece hasta daha çabuk iyileşip sağlığına kavuşur.”
Dostum, espri mi yaptı söylediklerinde ciddi miydi bilemiyorum ama yalan da değil, Şehir Hastanesi’ne ziyaret amaçlı gitmek istese bir vatandaş, o gidene kadar hastası taburcu olabilir!
Tiyatro
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “15 Temmuz, tiyatro miyatro değil, rejime, Meclise, ülkeyi yönetenlere, demokrasiye yönelik kanlı bir darbe girişimiydi” demiş.
O gece yaşananlara hala tiyatro diyenler varsa zaten, ceplerine bakmalı, tiyatronun bileti duruyor olabilir!