Evin tek çocuğu…
Anne-Baba üzerine titriyor adeta…
En iyi okullarda okusun istiyorlar çocuklarının…
Özellikle baba, oğlunun tekstil mühendisi olmasını çok istiyor…
Her fırsatta bunu dile getiriyor:
“Oğlum bak Bursa tekstil şehri… Benim de bu sektörde hatırlı dostlarım var. Tekstil mühendisi olduğun gün, en büyük fabrikada işin hazır… Yeter ki al diplomanı gel bana!”
*
Delikanlının, ailesine karşı sevgi ve saygısı sonsuz…
Okulunda da başarılı öğrencidir…
Takdirlerle geçiyor sınıflarını…
Okul dışında en büyük hobisi, müzik!
İnanılmaz seviyor müziği!
Yerli-yabancı her sanatçının, her grubun albümlerini çıktığı gün alıp dinlemekten büyük zevk alıyor…
Son sistem müzik dinleme cihazlarıyla donattığı odası adeta müzik odası gibi…
Ondaki şarkı arşivi, birçok radyo kanalında yok o yıllar!
*
Ve bir akşam, delikanlı şu sözü veriyor babasına:
“Ben, sizin isteğinizi yerinize getireceğim. Tekstil mühendisi olacağım. Diplomamı getirip size vereceğim ama sonra bana karışmayacaksınız! Anlaştık mı?”
Karşılıklı sözler tutuluyor…
Delikanlı hiç fire vermeden okulunu bitirip mühendislik diplomasını çerçeveletip babasına verdikten sonra “hadi bana müsaade!” diyerek İstanbul’a taşınıyor.
Kısa zamanda radyo kanallarının paylaşamadığı, dinleyici kitlesi her geçen gün artan başarılı bir müzik programcısı oluyor…
O mutlu, aile gururlu!
Baba, dost sohbetlerinde konu çocuklardan açılınca özeleştiri yapmaktan da kaçınmıyor:
“İyi ki, müzik sevgisini engellememişiz! Hem sevdiği işi yapıyor hem mühendisliğinden daha çok para kazanıyor kerata!”
*
Bu anekdotu niye mi paylaştım?
Üniversite çağındaki çocukları için aynı kaygıları yaşayan öyle çok aileler var ki!
Bırakalım çocuklarımız mesleki tercihlerinde, yalnız paraya değil yeteneklerine ve hayallerine de yer versinler!
Mutluluğun diplomasını alsınlar önce!
Sevgiyle yapsınlar kariyeri!
Yeni yönetime başarılar!
Yeni seçilen Bursaspor yönetimini kutluyorum.
Ateşten gömleği giydiler!
Allah yardımcıları olsun!
Aslında kulübü bu borç sarmalından kurtaracak çare de hazır yeni yönetimin…
Yeni Stadyum!
Stat ve kapılarının isim hakkını, locaları, kulübe ait ofisleri, dükkanları kısa sürede güzel bir şekilde pazarlayabilirlerse, buralardan hatırı sayılır bir kaynak elde ederler.
Bu kaynak, borçların tamamını ödemez elbette ama bu sezon ekonomik açıdan rahat bir nefes almalarını sağlayacaktır.
İnşallah yeni stadyumun pazarlanması konusunda duygusal değil de profesyonelce davranılır, altın yumurtlayan tavuğu, mundar etmezler!
Bayraklar nerede?
Pazar günkü tarihi Bursaspor-Trabzonspor maçında, tribünleri doldurarak yine gösterdi gücünü ve sevgisini, Bursaspor taraftarı…
Atkılı ve cep telefonu ışığı ile yaptığı görsel şovlarıyla, maç boyunca Timsah Arena’yı inleten tezahüratlarıyla, “İşte taraftar böyle olur, destek böyle olur” dedirtti, tüm Türkiye’ye…
O maçtaki taraftar şovunda eksik olan tek şey, Bursaspor bayrakları çok azdı!
Tribünlerde düz yeşil ve beyaz renklerde dev bayraklar da dalgalanmalı…
Yalnız futbol değil tekstil şehri olduğumuzu da görmeli cümle alem!