Olay Gazetesi Bursa

Olur böyle vakalar, uyanık okur yakalar!

Deyim yerindeyse; ABD başkanlık seçiminde sadece Hillary Clinton değil, anketçiler, basın, iş, sanat ve şov dünyası hatta Başkan Obama da, ters köşeye yattı. Ters köşeye yatanlar arasında bizim kısım medya da vardı! Nasılsa garanti diye “Clinton kazandı!” başlıklarıyla çıktı bazıları ertesi gün… Baktım, dün özür diliyorlardı okurlarından… Clinton kazansaydı bu defa “Sonucu ilk biz verdik!” […]

Deyim yerindeyse;

ABD başkanlık seçiminde sadece Hillary Clinton değil, anketçiler, basın, iş, sanat ve şov dünyası hatta Başkan Obama da, ters köşeye yattı.

Ters köşeye yatanlar arasında bizim kısım medya da vardı!

Nasılsa garanti diye “Clinton kazandı!” başlıklarıyla çıktı bazıları ertesi gün…

Baktım, dün özür diliyorlardı okurlarından…

Clinton kazansaydı bu defa “Sonucu ilk biz verdik!” diye hava atacaklardı oysa…

 

*

 

Basında buna iş kazası deriz…

Benzeri olaya geçmişte bizzat tanık olmuştum bende…

Akşam gazetesindeyim…

Gazete gündüz saat üç-dört gibi basılıyor, akşam saatlerinde de seyyar satıcılar tarafından elden dağıtılıyordu, şehrin en işlek ve merkezi yerlerinde…

Tam seçim dönemiydi…

Siyasi parti liderlerinin biri geliyor diğeri gidiyordu kentimize miting için…

Sıra, dönemin başbakanı ve ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz’daydı…

Önce Balıkesir’de mitinge katılacak, ardından Bursa’ya gelecek…

 

*

 

Mitingin başlama saatiyle, bizim gazetenin baskıya gitme saati çakışıyordu.

Ya baskıyı geciktirecektik ya da Yılmaz gelmiş gibi haber yapacaktık!

Büyük bir risk alarak ikinci şıkkı uyguladık…

Balıkesir mitingindeki konuşmasını ajanstan aldık, arşivdeki miting fotoğraflarıyla birlikte bastık bir güzel…

Satıcı çocukları da, “Miting bitmeden Şehreküstü meydanına sakın çıkmayın!” diye sıkı sıkı uyardık.

Sen misin uyaran, gazeteyi alan meydana koşmuş, başlamışlar bağırmaya:

“Yazıyoo yazıyoo! Başbakan Yılmaz’ın Bursa mitinginde muhalefete nasıl meydan okuduğunu yazıyoo!”

 

*

 

Tabii, gazeteyi gören partililer telefona sarılıp arayıp sormuşlardı:  

“Yahu biz sabahtan beri burada bekliyoruz. Başbakan hangi ara geldi, konuştu da siz haber bile yaptınız kardeşim?”

Gazetecilik işte böyle bir şey, ilk olmak isterken, karizmayı çizdirmek de var kaderde!   

 

Trump’un seçilmesine ilk tepkiler…

 

Barack Obama:

“Bu seçimden bir şey anladıysam Arap olayım!”

Bill Clinton:

“Ne yani ben şimdi onca kek tarifini boşuna mı öğrendim? Lider eşlerini ağırlama işi yattı mı?”

Rihanna:

“Teksas’lı çobanın oyuyla, New York’lu profesörün oyu bir olmamalı…”

F.Gülen:

“Pensilvanya’daki sandıklar sayıldı mı?”

Anketçiler:

“O kadarcık yanılma payı Türkiye’deki seçimlerde de oluyor. Büyütmeye gerek yok ki!”

Clinton’u açıktan destekleyen medya:

“Demokrasi kazandı!”

Ali Ağaoğlu:

“Trump’un emlak krallığı Türkiye’de sökmez arkadaş!”

TOKİ Başkanı:

“Başkan Trump’la Ortadoğu’da toplu konut ortaklığına hazırız!”

 

Aynalara dikiz!

 

Güney Kore Hükümeti, çok ilginç bir karar almış…

Yakın bir zamanda ülkedeki araçların dikiz aynalarını kaldıracaklarmış.

Yerine kameralı takip sistemini kullanacaklar.

Niye mi kaldırıyorlar dikiz aynalarını?

Trafik kazalarını azaltmak, yakıt tüketimini ve karbon emisyonunu azaltmak içinmiş!

Araştırmışlar, dikiz aynası olmayan araçlar, yolda rüzgar direncini azaltıyor bu da ortalama yüzde 10 oranında yakıt tasarrufu sağlıyormuş.

Bizde de uygulansa hiç fena olmaz hani!

Nasılsa dikiz aynalarına bakan pek yok!

Hatta oldu olacak sinyal lambalarıyla, emniyet kemerlerini de kaldıralım, yalnız yakıttan değil sürücüden de tasarruf ederiz!