Yerel basınımızın sevdiğim kalemlerinden Bilal Kayaaltı, gazetesi Hayat’ta yılın araştırma haberine imza attı hafta içinde…
Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Şubesi’ne gitmiş…
Şube’nin hizmetleri uygulamalı haber yapmış…
Nasıl mı?
Ölmeden kefene sardırmış kendisini… (Pamuk seansı hariç!)
Sonra tabuta koydurmuş…
Bununla da yetinmemiş, cenaze aracıyla Hamitler’e götürterek, boş mezara yatmış boylu boyunca!
Üzerine bir toprak attırmadığı kalmış, onu da yaptırsaydı, muhtemelen kalpten gider tam geçerdi basın tarihine…
*
O anlar da hissettiği duygularını da köşesinde yazmış bir güzel…
Habercilik uğruna ölmeden mezara girmeyi göze alan Bilal kardeşimi, cesaretinden dolayı kutluyorum.
Bana yıllar önce yaptığım benzeri çılgınlığı hatırlattı.
Cüneyt Karlık, ANAVATAN Partisi’nden Yıldırım Belediye başkanıydı…
Çok ekstrem projeler gerçekleştirir, küçük büyük demez hepsini şaşalı törenlerle hizmete açardı Karlık…
Bandosuz açılışı olmazdı.
Bir gün belediyeden aradılar:
“Başkanımız, bugün seyyar cenaze yıkama aracını hizmete açacak. Sizi de mutlaka bu açılışta görmek isteriz!”
*
Merak edip gittim…
Eski kapalı kasa kamyonetin içine koydurmuş mermeri, bir de sıcak su sistemini, olmuş seyyar gasilhane aracı…
Cenazesi olan vatandaşın bir telefonla ayağına kadar gidiyor.
Seyyar cenaze aracının, bandoyla açılışını yaptıktan sonra nasıl çalıştığına dair basına uygulamalı göstermek istemişti Karlık…
Mermere gönüllü olarak yatıp, ölü taklidi yapacak kimse çıkmayınca, boş bulunup ben yatayım dedim…
Yatmaz olaydım…
Yatar yatmaz bando başladı ilahi çalmaya…
Başkan’ın sıcak suyun vanasını ve pamuk poşetini açtığını görünce, mermerden soluksuz kalkmıştım!
Cüneyt Bey, beni korkuttu ama sonradan pişman oldu.
Çünkü o günden sonra siyaset şansı hiç yaver gitmedi. Nereye aday olduysa hep direkten döndü!
Senatör!
AK Parti Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu, sosyal medyada ‘şaka olsun’ diye paylaştığı bu fotoğrafı gelen tepkiler üzerine hemen kaldırdı.
Şaka da olsa…
Motorsiklet sporunda, ülkemiz adına uluslararası sayısız başarılara imza atan bir isme, yakışmayan bir paylaşımdı.
Ne vardı fotoğrafta?
Sofuoğlu, TBMM’deki odasının masasına ayaklarını uzatmış, masanın önünde de ‘Emir erlerim’ dediği iki danışmanı el pençe divan duruyordu…
Fotoğraf bana da o bildik kıssadan hisseli hikayeyi çağrışım yaptı nedense…
Adam, senatör olmuş…
İlk işi yaşlı babasını makamına çağırtmış:
“Baba, bana adam olamazsın diyordun ama bak senatör oldum!”
Baba acı acı gülümsemiş:
“A benim akılsız oğlum, ben sana senatör olamazsın demedim ki, adam olamazsın demiştim!”
Borçlar VAR’a takılmasın!
TFF ile Türkiye Bankalar Birliği, zor durumdaki kulüpleri düzlüğe çıkarmak için güzel bir proje geliştirmiş.
Proje hayata geçerse, Süper Lig kulüplerinin 8,5 milyar lirayı bulan tüm borçları yeniden yapılandırılarak uzun vadeye yayılacak…
Yeni borçlanmalara sınır getirilecek…
Bankalar verdikleri krediyi kulüp gelirinin belli bir oranına temlik koyarak tahsil edebilecek…
Bu proje, Türk futbolunu borç batağından kurtarır mı?
Kurtarmasına kurtarır ama projeye kulüp yönetimine dair yasal düzenleme de şart!
Seçilen yöneticiler, yapılan transferlerin mali sorumluluğunu üstlenmeli, kongrede öyle kolay aklanıp gitmemeli!
Kulüplerdeki “benden sonra tufan” mantığı yönetim tarzı devam ettikçe, yalnız golleri değil borçları da VAR’a takılır!
Makam kapısı
Her seçim dönemi, belediye başkan adaylarının vaatleri arasındadır…
“Seçilirsem, ilk işim makam odamın kapısını sökmek olacak. Belediyenin kapısı halkıma 7/24 açık olacak” derler.
Haksızlık etmeyelim…
Seçilince bu vaadini yerine getiren, fakat makam odası yol geçen hanına dönünce pişman olup, kapıyı tekrar yerine taktıran başkanlar da var.
Bakalım, bu seçim döneminde hangi başkan adaylarından duyacağız, bu tür şova dönük vaatleri!
Sizce burada seçimi kim kazanır?
a) MHP
b) İYİ Parti
c) AK Parti
d) Köşem Tekel Bayii