Olay Gazetesi Bursa

Öğrenmenin yaşı ve zamanı yok!

Biz eşitliği; Hz. Peygamberimiz’in (S.A.V) Veda Hutbesi’nde buyurdukları üzere: “Hepiniz Adem’in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur” şeklindeki sözlerinden öğrendik. * Biz adaleti; Hayme Ana’nın oğlu Ertuğrul Gazi’ye verdiği şu öğüdündeki: “Boyundan-soyundan olsun olmasın, insanlara adil davran. […]

Biz eşitliği;

Hz. Peygamberimiz’in (S.A.V) Veda Hutbesi’nde buyurdukları üzere:

“Hepiniz Adem’in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur” şeklindeki sözlerinden öğrendik.

*

Biz adaleti;

Hayme Ana’nın oğlu Ertuğrul Gazi’ye verdiği şu öğüdündeki:

“Boyundan-soyundan olsun olmasın, insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki insanların birlik ve dirlik kazansın” sözlerinden…

Sosyal adaletin önemini;

“Demiri demirle dövdüler. Biri sıcak biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar. Biri aç biri toktu” diyen Pir Sultan Abdal’dan öğrendik.

*

Biz ilmin önemini;

“İlim Çin’de dahi olsa gidip alınız” şeklindeki Hadis’i Şerif’ten…

“Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” diyen Hz. Ali’den…

Biz insanlığı, insanın değerini;

İnsanın, yaratılanların en şereflisi olduğunu bildiren Kur’an-ı Kerim’den…

“Yaradılanı severim yaradandan ötürü” diyen Yunus Emre’den öğrendik.

*

Biz hoşgörüyü;

Mevlana Hazretleri’nin, “Gel, kim olursan, ne olursan ol, yine gel” çağrısıyla…

Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye verdiği şu nasihatındaki;

“Ey Oğul!

Beysin! Bundan sonra öfke bize, uysallık sana…

Güceniklik bize, gönül almak sana” diyen sözleriyle öğrendik.

Biz özgürlüğü;

İstiklal Marşımız’daki;

“Ben ezelden beridir hür doğdum, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım” dizeleriyle öğrendik.

*

Ve biz bağımsızlığımızın değerini;

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Gençliğe Hitabesi’ndeki;

“Ey Türk istikbalinin evladı!

İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır.

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” sözlerinden öğrendik.

 

NOT: Bu güzel yazıyı, bayram mesajı olarak gönderen adı bende gizli okuruma teşekkür ediyorum.

 

Evlilik üzerine…

 

Ünlü şair ve yazar Melih Cevdet Anday’a sormuş gazeteci:

“Sizce evlilik nedir?”

Anday gülümsemiş:

“Eskiden evlenecek çiftlerin oturmak için tuttukları evler genelde bahçe içinde müstakil evler olurdu. O yüzden buna evlenmek denirdi. Şimdi ise yeni evliler, apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evliliğin adı da ‘katlanmak’ oldu!”

*

Evliliğin ilk yılında adam konuşur, kadın dinler…

İkinci yılında, kadın konuşur, erkek dinler…

Üçüncü yılında her ikisi de konuşur komşuları dinler!

*

Evli erkeklerin evlilik psikolojisi neye mi benzer?

Lokantada istediği yemeği sipariş etmesine rağmen, masadaki diğer vatandaşların yediği yemeğe özenmeye benzer! 

*

Genç, babasına sorar:

“Baba, bu zamanda evlenmek kaça mal olur?”

Baba, düşünür:

“Bilmiyorum oğlum, çünkü ben hala ödüyorum!”

 

Aklıma takılan deli sorular

 

* Bayram namazının kılınacağı saat belli olduğu halde imamlar niye uzatırlar vaazlarını?

* Bir belediye başkanının, cuma namazını, sabah namazını hatta bayram namazını hangi camide kıldığının bir haber değeri var mıdır?

* Birbirleriyle yıldızı hiç barışmayan siyasetçiler, parti bayramlaşmasında karşılaştıklarında kırk yıllık dostmuş gibi davranmayı nasıl başarıyorlar?

* Tatile kaçanlara rağmen Bursa’nın trafiği bayramda niye azalmadı?

* Sosyal medya icadından önce, bayram mesajlarımızı, ziyaret fotolarımızı nasıl paylaşıyorduk?

* Kurban bayramı 4 gün boyunca geceyarılarına kadar mesai yapan kasaplar, hangi etleri kesiyorlar? Hayır için dağıtılacakları mı? Derin dondurucuda saklanacakları mı?

 

Hangisini yapmalı?

 

Sağlıklı beslenme, hijyen ve lezzet açısından;

Gıda uzmanları, kesilen kurban etinin en az bir gün soğuk ortamda dinlendirildikten sonra pişirilip yenmesini öneriyorlar.

Gel de bunu, kestiği kurbanın daha derisi yüzülürken, etinden, ciğer ve yüreğinden hatta billurlarından kavurma yapıp kahvaltı niyetine yiyenlere anlatın!

Anlatamazsınız, çünkü bunu yapmanın da sünnet ve sevabının büyük olduğunu söyleyenler, inananlar var.