Olay Gazetesi Bursa

Nereden sevdim o zalimi?

Bursa Adliyesi’nin yakınlarında yürüyordum… “Bakar mısın evladım. Adliye varmış buralarda, yerini biliyor musun?” diye seslendi, yaşlı ama iyi giyimli kibar bir vatandaş… Gazetecilik refleksiyle sordum: “Hayırdır, ne işin var adliyede?” “Bir şikâyette bulunacağım savcılığa…” “Var mı yazılı dilekçen?” “Yok, sözlü anlatmam lazım…” “Adliye az ileride ama şikâyet dilekçen yazılı olmazsa, işlem yapmazlar, haberin olsun…”   * […]

Bursa Adliyesi’nin yakınlarında yürüyordum…

“Bakar mısın evladım. Adliye varmış buralarda, yerini biliyor musun?” diye seslendi, yaşlı ama iyi giyimli kibar bir vatandaş…

Gazetecilik refleksiyle sordum:

“Hayırdır, ne işin var adliyede?”

“Bir şikâyette bulunacağım savcılığa…”

“Var mı yazılı dilekçen?”

“Yok, sözlü anlatmam lazım…”

“Adliye az ileride ama şikâyet dilekçen yazılı olmazsa, işlem yapmazlar, haberin olsun…”

 

*

 

Öyle deyince yüzü asıldı biraz:

“Peki nerede yazdırabilirim dilekçeyi?”

Üç öneride bulundum:

“Bir hukuk bürosuna gidip yazdırabilirsin, kaldıysa adli önünde arzuhalciler de yazabilir, ya da oturup kendin yazacaksın amcam, başka çaren yok!”

Üç önerimi de beğenmemiş olacak ki, çekinerek bana teklif etti:

“Sen yazsan olmaz mı?”

 

*

 

Yolumuzun üzerindeki bir fotokopiciden aldık birkaç A4 kâğıdı…

Oturduk ilk gördüğümüz çay ocağının en tenha masasına…

Çayları da söyledik.

Çıkardım kalemi:

“Anlat bakalım hele amcam, nedir şikâyetin, kaderden yana mı?”

Ceketinin iç cebinden kırmızı kaplı bir evlilik cüzdanı çıkardı önce…

Cüzdandaki kadının fotoğrafını gösterdi ve başladı anlatmaya:

“İşte bu vicdansız kadın beni dolandırdı. Onu şikâyet edeceğim!”

“Güzel bir hatuna benziyor, kim o?”

“Ben de güzelliğine kandım, meğer yılanın tekiymiş… Kendine âşık etti, evlendik, neyim varsa tüm malımı mülkümü üzerine yaptım. Yapmaz olaydım terk etti gitti beni hayırsız…”

“Yapma be! Nerede tanışmıştınız?”

“Pavyonda!”

“Kusura bakma amcam, sen kendin kaşınmışın!”

“Ne yapayım evladım, çok cilveliydi, sevdim!”

 

*

 

Klasik bir Türk filmi senaryosu gibiydi anlattığı…

Tam, anlattıklarını dilekçeye döküyordum ki, nereden aklına geldiyse, benim ne iş yaptığımı sordu…

“Gazeteciyim” deyince, rengi attı, fırladı hışımla ayağa:

“Vazgeçtim, istemiyorum yazma dilekçe filan, sen beni gazetene haber de yapar, rezil edersin!”

Güldüm:

“Yazmam korkma! Senin hayatın haber değil ‘nereden sevdim o zalimi’ adlı roman hatta altın portakallık film olur, bu saatten sonra!”

Yürüdü gitti söylene söylene…

Bana mı söyleniyordu kaderine mi duyamadım!

      

Başkanlar börekçide!

 

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, önceki gün Özlüce’de bir açılış töreninde bir araya geldi.

Börek salonunun açılış kurdelesini birlikte keserek hayırlı olması dileğinde bulundular…

Aynı zamanda partilerinin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan bu iki başkanın aralarındaki sohbetin ana konusu da yaklaşan yerel seçimler olmuş…

Aldığım duyuma göre, Aktaş ve Bozbey seçimlerle ilgili iddiaya girmiş orada…

Nesine mi?

Büyükşehir’i kaybeden kazanana, açılışını yaptıkları o yerde, börek ısmarlayacakmış…

Hem de kol böreği!    

Ayranlar da benden olsun!

 

Cepten aday reklamı yasak

 

YSK, 31 Mart’taki yerel seçimine ilişkin aldığı yasaklar açıkladı.

Vatandaşların elektronik posta adreslerine gönderilecek mesajlarla, taşınabilir veya sabit telefonlarına sesli, görüntülü ve yazılı mesaj göndermek de yasak kapsamında…

Her seçimde bu yasak konuluyor ama pek takan yok!

Mazeretleri de hazır…

“Biz propaganda yapmıyoruz ki, adayımızın seçim çalışmaları hakkında seçmenimizi bilgilendiriyoruz” diyorlar…

Bakalım bu seçimde hangi adaylar cepten propaganda yasağına uyacaklar…

Bence her zamanki gibi seçim bütçesi en az olanlar!

 

Atasözü deyip geçme

 

En güzel atasözü yarışması yapılsa, hiç şüphesiz bizim atalarımız açık ara birinci olurlar.

Fakat diğer ülkelerin de atasözlerini yabana atmayalım…

Örnek mi?

Hoşuma gidenlerden bazılarını paylaşayım:

*Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir. (ABD)

*Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğünde o kadar az incinirsin. (Tibet)   

*Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın. Evlendikten sonra yarı yarıya kapatın. (Portekiz)

*İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, hâlbuki yaşamadıkça ihtiyarlar. (İskoçya)

*İlk eşini sana Allah, ikincisini insanlar, üçüncüsünü ise şeytan gönderir. (Japonya)

*Kadın gölge gibidir, kendisini takip edenden kaçar, önünden gidenin arkasından koşar. (Kongo)

*Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat onu yetişip geçer. (Kenya)

*Hak, yenir ama hazmedilmez.(Yunanistan)