Henüz 10-12 yaşlarındaydım o kış…
Yollar tamamen kapanmış, kapıların eşiklerine kadar yükselmişti kar…
“Bu tempoyla yağarsa, sabaha bir metreyi bulur” diye konuşuyordu ev halkı.
Okul tatil olmuştu.
Sabah uyanır uyanmaz koştum pencereye…
Kar yağışı dinmiş ama her yer bembeyazdı.
Bir an önce dışarı çıkmak, arkadaşlarımla kardan adam yapıp, kartopu oynamak ve kaymak için sabırsızlanıyordum.
Kahvaltımı yaptıktan sonra hemen giyindim. Üşümeyeyim diye kat kat giydirdi annem…
*
Sokağa çıktığımda, arkadaşlarım çoktan başlamışlardı bile kardan adam yapmaya…
Boyumuzdan büyük, güzel bir kardan adam yaptık önce…
Sonra iki gruba ayrılıp kartopu savaşı yaptık…
Hava soğuktu ama hiç üşümüyorduk…
Tertemiz havayı soludukça daha da canlanıyorduk.
Sıra kaymaya gelmişti…
Kızağı olanlar kızağı ile kayıyordu, benim gibi kızağı olmayanlar da naylon poşet, plastik ne bulursa onunla idare ediyordu…
*
Tam kaymaya başlamıştık ki, mahallemize yeni taşınan komşumuzun çocuğu geldi yanımıza…
Elinde de marangoza özel yaptırılmış şahane bir kızak vardı…
Öyle bir kayıyordu ki, kenarda durarak kıskanç gözlerle onu seyrettik uzun süre…
Eve dönerken hıncımızı çatılardan sarkan buzlardan çıkardık. Kartopuyla kırdık çoğunu…
Söz vermiştik arkadaşlarla, bir sonraki kışa kadar aramızda para biriktirip, aynısından bir kızak da biz yaptıracaktık marangoza…
Karlarla birlikte bu hedefimiz de eridi gitti ne yazık ki!
Aradan uzun yıllar da geçse, ne zaman kar yağsa, aklıma o çocukluğumun bembayaz kışları geliyor ve hala o komşu çocuğunun kızağını kıskanıyorum!
*
Yukarıdaki satırları, adı bende saklı tanıdık bir okur göndermiş…
Çocukluğuna ait o sımsıcak kış anısının sonunu, şu nostaljik soruyla bitiriyordu:
“Nerdeee o eski kışlar, o karlar, kömür gözlü, havuç burunlu, güneşe meydan okuyan o kardan adamlar? Nerdeee o güzel kızaklar!”
Ben de adresi tarif ettim:
“Giderken solda, gelirken sağda!”
Bozbey’e Mudanya kolonyası!
Sağ olsun, yeni yılımızı kutlamaya gelmiş…
İçinde 2019 takvim ve ajandası bulunan hediye kitini verirken, ben de boş durmadım, jestine kolonya tutarak teşekkür ettim…
Hem de Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın gönderdiği zeytin kolonyasından…
Öyle bol döktüm ki, yerel seçimlere kadar çıkmaz kokusu!
Laf aramızda;
Hayri Başkan, CHP Genel Merkezi’ne de götürmüş o kolonyadan…
Şero’yu bilemem ama Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na da tuttuysa, Türkyılmaz’ın adaylığı garanti!
Kılıçdaroğlu, zeytin kokusuna dayanamaz!
Esgin sözünü tuttu!
Dün, bu sözünü tuttu ve diğer milletvekili arkadaşları Refik Özen ve Zafer Işık’la birlikte basının karşısına çıktı.
VAR’ın en çok mağdur ettiği takımların başında Bursaspor’un geldiğini maç maç hatırlatan Milletvekili Esgin, TFF’ye çağrıda bulundu.
Sisteme karşı olmadıklarını özellikle vurgulayan Mustafa Bey, VAR ve saha hakemlerinin kararlarında, tüm takımlara ve her maça aynı hassasiyeti, dikkati göstermelerini istedi.
İster misiniz;
Bu açıklamalarından dolayı da, TFF Bursaspor’u PFDK’ya sevk etsin, Esgin’e iki maç izlememe cezası versin!
Çok gülerim.