Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmesinin ayrıntılarını paylaşmıştı önceki gün basınla…
O görüşmede Tayyip Bey’in Başkan Aktaş’tan bulunduğu istekler arasında önemli bir madde vardı…
Neydi o?
Mahalle kültürüne önem verilmesi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, neden bu konuyu önemsiyor?
Çünkü, mahalle kültürü demek komşular arasında dayanışma, paylaşma, yardımlaşma, toplumsal barışın güvencesi demek…
Fakat ne yazık ki, evlerimiz çok katlı apartmanlara, sitelere dönüştükçe bu kültür de kentsel dönüşümden nasibini aldı.
*
Hatırlıyorum da…
Çocukken hatta gençken bile mahalleye girerken anında kılık kıyafetimizi, hal ve hareketlerimizi düzeltirdik…
Sigara içenler varsa hemen söndürürdü.
Söndürmezse, komşular ceza olarak o sigarayı burun deliklerimize sokmakta ailelerimizden tam yetkiliydi!
Mahalleden bir yabancı en fazla iki defa geçer, üçüncüsünde dikkati çekilirdi.
Sokağı bırak koca mahallede, kim hasta, kim işsiz, kim aç, kim tok, kimin düğünü, kimin cenazesi var, bilinirdi.
Şimdi öyle mi?
Çocuklarımızı kapının önüne çıkarmaya korkar olduk!
*
Günay Yumruktay kardeşimin hazırladığı, gazetemizin Söz Sizde köşesinde bu konuda çok güzel bir yazı çıkmıştı geçtiğimiz günlerde…
Yıldırım’dan bir vatandaş yazmış…
Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a şöyle sesleniyordu:
“Artık mahalle kültürümüz neredeyse kalmadı. Mahallede kimse kimseyi tanımaz oldu. Herkes ilk fırsatta soluğu AVM’lerde alıp, buralarda vakit geçiriyor.
Benim sizlerden ricam;
Her mahalleye, içinde çocukların ve büyüklerin birlikte eğlenip dinleneceği, televizyon ve internet ortamından uzakta sohbetler edip hoşca vakit geçireceği, acılarını ve mutluluklarını paylaşabileceği bir sosyal tesisler yapınız…
Belki bu sayede mahalle kültürünü yeniden canlandırabilir, yaşatabiliriz…”
*
Yıldırımlı vatandaş, bu isteğiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hislerine de tercüman olmuş sanki…
Demek boşuna, mahalle kültürüne önem verin demiyormuş!
Önümüzdeki dönemde belediye başkanlarının öncelikli projeleri bu yönde olabilir…
Olmalı da!
Dönüşümde gözden kaçan kriter
Osmangazi Belediyesi’nin Soğanlı’da yaptığı kentsel dönüşüm projesi, mimari açıdan güzel oldu ama buna tam anlamıyla kentsel dönüşüm denir mi?
Çünkü, kentsel dönüşümdeki aranan kriter belli…
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da vurguladı, önceki gün…
Bir projeye kentsel dönüşüm diyebilmek için çöküntü bölgelerindeki eski, sağlıksız ve depreme dayanıksız binaların yıkılarak, yerine yenilerini yapılması gerekiyor…
Oysa, Soğanlı’da müteahhitlerin yaptığı konutların yeri boş ve üstelik birinci sınıf tarım arazisiydi…
Çocukluğumdan biliyorum, Soğanlı henüz köyken oralara Hayri Bey’in arazileri denirdi ve ne ekilse ürün verirdi.
Kargaların bile konmaya korktuğu o verimli araziler şimdi konutlardan geçilmiyor!
Deniliyor ki;
Soğanlı’daki kentsel dönüşüm şimdilik sadece müteahhitlerle, yer sahibi Hayri Bey’e yaradı…
Belki zaman içinde mahalle halkına da bir faydası olur.
Olmasına olur da, o konutlarda oturabilmek için Soğanlıköylülerin müteahhitlere sadece evlerini vermeleri yetmeyebilir!
Hava durumunda devrim!
Haber bu başlıkla verilince, haliyle merak edip içeriğine baktım, nasıl bir devrim yapılmış hava durumunda diye…
Sunucu, havanın durumunu soyunup giyinerek mi anlatıyor yoksa!
Var böyle çılgın kanallar!
Okuyunca güldüm yapılan devrime!
Neden mi?
Kuzey Kore’nin devlet televizyonu KCTV’de hava durumunu yıllardır oturduğu yerden sunuluyormuş…
Artık ayakta sunmaya başlamışlar…
İşte bu devrim olarak görülmüş Kuzey Kore’de!
Demek bizim ekranlarımızdaki izdivaç programlarından birini yayınlasalar, darbe gibi gelecek onlara!
Tereyağlı çay
Bir çay keyfimiz vardı, sağolsun Canan Karatay Hoca onu da burnumuzdan getirdi.
Son uyarısını duymuşsunuzdur…
“Yemekten sonra çay tüketmeyin, illa içeceğim diyorsanız şeker yerine içine tereyağı koyup öyle için!” dedi.
Yazarken bile midem bulandı!
Çayla tereyağın ne alakası var Hocam!
Yapma gözünü seveyim, soğutma bizi çaydan!