Milli bayramlarda ve yaz tatillerinde, teyzemin köyüne giderdik…
Çocukluğumun en mutlu güzel günleriydi…
Yatıya kalırdık bir iki gün…
O iki gün, koca bir seneye bedeldi.
Yürüyerek giderdik köye…
Yeşillikler arasından, ağaçlardan meyve koparma yaramazlığı yapa yapa…
Ve, otlanmaya giden ineklerden, mandalardan, peşlerindeki çoban köpeklerinden korka korka…
*
Sabahları erkenden kalkar, yattığım odanın penceresinden seyrederdim etrafı…
Köy havasını çekerdim içime mis gibi…
Tarlaya çalışmaya giden gündelik işçileri izlerdim…
Üşümemek için traktör römorklarında birbirlerine sokularak yolculuk yapan tarla işçilerinin hallerine üzülürdüm.
Tam karşımızda, içinde envayi çeşit meyve ağaçlarının bulunduğu, alabildiğince büyük bir tarla vardı…
Çok muntazam bir şekilde ekilip biçiliyordu…
“Hayri Bey’in tarlası” derlerdi, köyün en zenginiymiş…
Hiç görmemiştim onu ama çok sert ve aksi bir adam olduğunu söylerlerdi.
Tarlasının yanından geçerken bile çekinirdi köylüler…
*
O köyün adı, Soğanlı’ydı…
Evet, dün Osmangazi Belediyesi‘nin ilçedeki kentsel dönüşüm projesini başlattığı bugünkü Soğanlı Mahallesi‘nin olduğu yer!
Başkan Mustafa Dündar, projenin yüzde 85’inin yeşil alan ve sosyal donatı alanı olacağını söyleyince, aklım bir an yüzde yüzü yeşil olan çocukluğumun Soğanlı’sına gidiverdi…
Derelerinden, kelebek, arı ve kurbağa yakaladığımız…
Tarlalardan kargaları kovaladığımız…
Kümeslerinden sıcak yumurta topladığımız, en taze ve kaliteli manda sütlerinden içtiğimiz…
Ağaçlarından meyveler, bahçelerinden sebzeler koparıp yediğimiz…
O köyün, gün gelecek beton ekili mahalleye, oradan da kentsel dönüşüme gireceği, kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Yalnız benim değil eminim Hayri Bey’in de gelmezdi!
Gelseydi, dalından bir meyve koparılmasına izin vermediği o bereketli tarlalarını gelişigüzel imara kurban etmezdi herhalde!
Mitinge ‘alo’lu davet!
Yıldırım’da oturan bir yakınımın, cep telefonu çalıyor sabah saatlerinde…
Açamadan, hemen kapanmış…
Bakmış arayan numara ilçeye ait, “acaba bizim çocuğun okulundan mı aradılar?” diye meraklanıp, arayan numaraya geri dönmüş…
Karşısına kim çıksa beğenirsiniz…
AK Parti Yıldırım İlçe Başkanlığı!
Bant kayıt sistemiyle çalışan mekanik bir ses, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılacağı cuma günkü AK Parti Bursa mitingine davet etmiş onu…
Olayı anlatınca takıldım espriyle:
“Dua et çaldırıp kapatmışlar telefonunu, ya ödemeli arasaydılar!”
Ağlanacak halimize gülenler!
Başkentin göbeğinde meydana gelen ve 97 kişinin öldüğü 400 kişinin de yaralandığı cumhuriyet tarihimizin en kanlı terör saldırısı sonrası, üç bakan ortak basın toplantısı düzenlemişti.
İşte o toplantıda, gazetecilerin İçişleri Bakanı’na “istifa etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusunu sorduğu sırada, Adalet Bakanı’nın gülmesi büyük bir tepki toplamıştı…
Meğer, Bakan istifa sorusuna değil…
İçişleri Bakanı’nın “Katliamda istihbarat ve güvenlik zafiyeti yoktur” sözlerine gülmüş diyorlar!
Haklı o zaman…
Bu sözlere yalnız Bakan değil kargalar bile güldü!