Bursa’ya özgü tatlardan biri de kestane şekeridir…
Namı yalnız ülkemize değil tüm dünyaya yayılmıştır.
Özellikle şehir dışında bir misafirliğe gittiğimizde hediye olarak aklımıza ilk o gelir…
Bursa’dan geldiğimiz onunla anlaşılır!
Şehrimize gelenler de ayrılırken mutlaka yanlarında götürürler ki, Bursa’ya gittikleri belli olsun!
Kestane şekeri üzerine çok haber yapılmıştır ama şiir yazıldığına dün ilk kez tanık oldum…
Ulusal bir gazetenin ‘Yurdum Şairleri’ köşesinde çıkan şiir görünce çok duygulandım…
Biraz da utandım!
Çünkü şiiri yazan Bursalı değil Denizli’li Himmet Karazeybek adlı bir şair…
Biz yemekten şiirini yazmaya fırsat bulamıyoruz ama Himmet Bey bakın nasıl döktürmüş kestane şekeri üzerine edebiyat ravağını:
*
Kestane şekerinin
Yalnızca Bursa’da
Bulunduğu yıllardı
Bursa’ya her gidişimde
Kestane şekeri isterdin
Zaman nasıl da değişti
Senin ve benim değiştiğim gibi
Şimdi, sütlü kahve içtiğim
Her pastanede
Doğuda, batıda hatta Avrupa’da
Kestane şekeri de var
Aksilik bu ya
Şimdi de sen yoksun!”
*
Şair Himmet Bey’in bu tatlı şiirinde;
Kestane şekerinin eskiden sadece Bursa’da satılırken şimdi sütlü kahve içtiği pastanede bile satıldığını belirterek, üretici firmalar arasındaki rekabete dikkat çekmekle kalmıyor, vefasızlığa da dem vuruyordu.
Almak için artık Bursa’ya kadar gitmesine gerek kalmamış ama kestane şekerini çok seven o meçhul kimseyi de kaybetmiş…
Şeker hastası mıydı acaba?
Şiirinde o kişinin çok değiştiğini söylediğine göre sanki Himmet Bey’i terk edip daha tatlı birini bulmuş izlenimi edindim ben duygu yüklü mısralarından…
Yine de tebrik ediyorum kendisini…
Esin kaynağı oldu, ben de yazımı kestane şekeri üzerine bir dörtlükle bağladım…
Beğenirseniz, göndereceğim Yurdum Şairleri köşesine…
İşte o dörtlük :
Kim sevmez Himmet abi
Taze kestane şekerini
Almasını değil tabii
Oturup da yemesini!
Murdar mı mundar mı?
AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, seçim sonrası pek ortalarda görünmüyordu.
Görünse de açıklama yapmaktan çekiniyordu.
Önceki gün bir basın toplantısı düzenledi Yıldırım, İstanbul’daki seçim sonuçlarına ilişkin süreci ve iddiaları gündeme getirdi.
Konuşmasında çok ilginç bir benzetmede bulundu Binali Bey, dedi ki;
“Bu seçim murdar olmuş bir seçimdir. Murdar olmuş etin kavurması da olmaz!”
Baktım, ertesi gün tüm gazeteler bu benzetmeyi haberin başlığına çıkarmışlardı.
Bazıları ise ‘murdar’ sözcüğüne takılmış benim gibi…
Ben de o sözcüğü ‘mundar’ olarak biliyordum meğer doğrusu ‘murdar’mış!
Binali Bey’in sayesinde yıllardır yanlış kullandığımız sözcüğün doğrusunu öğrenmiş olduk…
Halk arasında sıkça kullandığımız atasözünün doğrusu da şöyleymiş demek:
“Kedi uzanamayacağı ciğere murdar dermiş!”
Koyun can, kasap et derdinde!
İddia ilginç…
Bursaspor’a gelir getirmesi için bağışlanan bazı arazi ve gayrimenkullerin, kulüpten alacağına karşı Başkan Ali Ay’a verildiği haberleri dolaşıyor ortalıkta…
Yönetim kararıyla yapılmış bu işlem deniliyor.
Yönetimin böyle bir karar alma yetkisi var mı, yok mu?
Yasal mı, etik mi?
Aldıkları, verdiklerini karşılıyor mu?
Karşılamıyorsa, sırada ne var?
Verildiği söylenen o arazilerin değer tespitini kim nasıl belirlemiş?
Bilemiyorum ama bildiğim şu…
Alacakları konusunda sanki biraz paniğe kapılmış Başkan Ay…
Bugüne kadar kimsenin parası kalmamış kulüpte. Onun da verdiği parayı son kuruşuna kadar alması en doğal hakkı fakat zamanlaması kötü…
Tam da takımın ligde var olma savaşı verdiği hassas dönemde bu iddiaların gündeme gelmesi, “koyun can, kasap et derdinde” gibi olmuş sanki…
Alacağını isteyen futbolculara da kötü örnek olmuş, Başkan!
İtiraz
TÜİK’in Ocak 2019 verilerine göre, Türkiye’deki işsizlik oranı 3.9 puan artarak yüzde 14,7’e yükselmiş.
Resmi kayıtlara göre işsiz sayısı 4 milyon 668 bin!
Yok mu bu rakamlara da itiraz eden?
Memlekette asıl itiraz edilmesi gereken rakamlar ve oranlar bunlar oysa!
Birçok adayın aldığı oydan fazla!