Olay Gazetesi Bursa

Kendinizi mutlu hissediyor musunuz?

Yarın, Dünya Mutluluk Günü’ymüş! Bu anlamlı gününüzü bugünden kutlar, ömür boyu mutluluklar dilerim… Mutluluk dediğiniz nedir ki? Evet, aynı soruyu bir sosyal araştırma şirketi halkımıza da sormuş… İşte verilen cevap: “Mutluluk sevilmektir, sevmektir… Sevdiklerinin yanında olması demektir!” Çok doğru!   *  “Kendinizi mutlu hissediyor musunuz?” sorusuna ise yüzde 73’ü ‘hayır’ demiş! Kim bilir vatandaşın hangi […]

Yarın, Dünya Mutluluk Günü’ymüş!

Bu anlamlı gününüzü bugünden kutlar, ömür boyu mutluluklar dilerim…

Mutluluk dediğiniz nedir ki?

Evet, aynı soruyu bir sosyal araştırma şirketi halkımıza da sormuş…

İşte verilen cevap:

“Mutluluk sevilmektir, sevmektir… Sevdiklerinin yanında olması demektir!”

Çok doğru!

 

*

 “Kendinizi mutlu hissediyor musunuz?” sorusuna ise yüzde 73’ü ‘hayır’ demiş!

Kim bilir vatandaşın hangi sıkıntılı anında sordular ki, oran bu kadar yüksek çıkmış?

Sınav dönemi miydi, ay sonu muydu, hafta başı mıydı?

Ne alaka demeyin…

Bu tür anketlerde sorunun sorulduğu yerin bile önemi büyük…

Örneğin;

Trafikten bunalan vatandaşlara sorsalar, kendini mutlu hissetmeyenlerin oranı belki de yüzde 99 bile çıkabilir!

 

*

 

“Sizce mutluluk hangisinde?” şeklinde bir soru daha vardı ankette…

İlk sırada sağlık çıkmış, ikinci sırada para, üçüncü sırada da aşk!

Bu tercihlerde bulunanlara hemen ardından şu kontra soruyu da sormuşlar:

“Ne kadar para, o kadar mutluluk sözünü doğru buluyor musunuz?”

Yüzde 58’i, “Evet” demiş!

E hani, mutluluk sadece sevdiklerinin yanında olmasıydı?

Parayı görünce satıvermişler anında anketörü!

Oldu mu şimdi?

 

*

 

Bana göre, mutluluk anketindeki en samimi sonuç, “ Ne olursa çok mutlu olursunuz?” sorusuna verilen cevaplardaydı…

İlk sırada, “hayalimdeki gibi biriyle evlenirsem” çıkmış…

İkinci sırada, “çok param olursa” diyenler…

Üçüncü sırada da “iyi bir işe girersem” diyenler…

Vesselam;

Mutluluk konusu yazmakla bitmez…

Ne demiş şair;

“Mutluluğu bende bulan benimdir. Gerisi misafirdir.”

Yazının finalini de Albert Einstein’e ait olduğu ileri sürülen şu özlü sözle yapalım:

“Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız, hayatınızı bir amaca bağlayın, kişilere veya eşyalara değil!”

 

Bakan’ı beklerken…

 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, referandum çalışmaları kapsamında bir dizi etkinliklere katıldı dün kentimizde.

Programında, basınla sohbet toplantısı da vardı…

Çelik Palas Hotel’deki yemekli toplantı, soru-cevap formatında gerçekleşti.

Yemek servisinin Bakan gelmeden başlatılınca merak ettim…

“Gazetecilerin açlıktan kan şekeri düşer ya da tansiyonu çıkar da Bakan’a ters sorular sormasından çekindiğiniz için mi yemek servisini erken başlattınız?” diye sordum, AK Parti’nin Medyadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Davut Gürkan’a…

“Olur mu öyle şey aşk olsun! Bakan Bey trafiğe takılmış da, bizzat kendisi rica etti” dedi…

Laf aramızda;

Yemek mönüsünden de şüphelendim…

Yağ oranı epey yüksekti!  

 

80’lik Baykal!

 

Medyanın, Adalet Bakanı Bozdağ’a soruları arasında, anayasa değişikliği paketindeki 18 yaş gençlere seçilme hakkı verilme maddesi de vardı.

“Geleceğimiz olan gençlere her konuda güveniyoruz da, siyasette niye güvenmeyelim?” dedikten sonra CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal’a çok ince ve teknik bir gönderme yaptı Bakan:

“Gençler, 80’lik Baykal’ı seçince iyi de, kendileri aday olunca niye karşı olunuyor, anlamış değilim!”

 

Çanakkale geçilmez!

 

Başta, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere;

102 yıl önce 18 Mart’ta, Çanakkale’de kanlarıyla, canlarıyla, cesaretleriyle kahramanlık destanı yazan şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum…