Olay Gazetesi Bursa

Kaplıcası hamamı, vekil arar bakanı…

Şimdi o kadar olmasa da, eskiden tayin-atama işlerinde torpil için iktidardaki milletvekillerinin kapısını bol bol aşındırırdı vatandaş… Bu işin suyunu çıkarırdı bazıları… Vekilden vekile de fark var tabii… Kimisi bu tayin-atama işlerinle uğraşmayı sever ve bir telefonla çözerdi… Kimisi “ben hiç anlamam torpil işlerinden, üzgünüm” diyerek baştan önlemini alır, vekillik dönemi boyunca rahat ederdi…   […]

Şimdi o kadar olmasa da, eskiden tayin-atama işlerinde torpil için iktidardaki milletvekillerinin kapısını bol bol aşındırırdı vatandaş…

Bu işin suyunu çıkarırdı bazıları…

Vekilden vekile de fark var tabii…

Kimisi bu tayin-atama işlerinle uğraşmayı sever ve bir telefonla çözerdi…

Kimisi “ben hiç anlamam torpil işlerinden, üzgünüm” diyerek baştan önlemini alır, vekillik dönemi boyunca rahat ederdi…

 

*

 

İşte o etliye sütlüye pek dokunmayı sevmeyen eski bir Bursa milletvekilini ziyarete geliyor, partili hemşerisi TBMM’ye…

Geçmiş zaman…

Şimdi vekilin ismini, partisini yazmayayım, anlatacağım olay komik!

Hal hatır faslından sonra, hemşerisi giriyor esas konuya:

Sevgili Vekilim! Biliyorum sen karşısın adam kayırma ve torpil işlerine ama bu başka! İstanbul’daki bir kamu kurumunda müdürlük yapan bir hemşerimiz Bursa’ya atanmak istiyor. Fiziksel rahatsızlığı varmış, bizim şifalı kaplıcalardan faydalansın. Bursa’da görev yapacağı kadro da boşmuş aylardır. Dilekçesini vermiş. İlgili bakanlığa bir telefon edip hatırlatsan, kırmazlar seni!”

 

*

 

Milletvekili, hiç alışık olmadığı bu teklife bozulmuş fakat hayır da diyememiş hemşerisine…

Tayini olacak kişinin ismini, kurumunu not etmiş…

O iş tamam sen git yat!” diyerek uğurlamış Bursa’ya.

Sözünü de tutmuş, bakana durumu utana sıkıla da olsa aktarmış…

Bir ay sonra, Meclis’teki telefonu çalmış uzun uzun Vekilin

Arayan o hemşerisidir…

Tayin işi oldu, teşekküre arıyor zannederek, gururla açar telefonu…

Daha ‘aloo” demeden, hemşerisi başlamış söylenmeye:

Yaktın bizi vekilim! Hemşerimizi Bursa yerine Afyonkarahisar’a göndermişler! Adamın bel fıtığı azmış üzüntüden! Keşke Afyon vekiline söyleyeseydik!”

Vekil şöyle bir yutkunmuş, sonra işi espriye vurmuş:

Niye üzülüyor ki, Afyon’un da kaplıcaları şifalı!”

 

Kudurmaları normal!

 

Bir ay önce darbe girişimini bastırarak, içindeki vatan hainlerini temizleyen şanlı ordusu, şimdi Suriye’ye sınır ötesi harekatta terörist temizliğinde!

Bir ay önce Meclis’i bombalanan hükümeti, hizmete devam ediyor, köprüler açıyor, dev havaalanları, otoyolları, demiryolları, tüneller yapıyor…

Ekonomisi sağlam…

İktidarı, muhalefeti, medyası, STK’larıyla tek yumruk…

Milleti desen, meydanlarda bayrak bayrak, tek yürek…

Bu fotoğrafı gören, FETÖ-PKK-IŞİD kudurmasın da kim kudursun?

Belli ki, güçlü Türkiye fotoğrafından rahatsız olan sponsorları, 15 Temmuz’dan sonra tasmalarını gevşetmiş kadrolu hainlerin…

Çocuk canlı bombalarla, kamyon yüklü bombalarla geliyorlar…

Gelsinler bakalım…

Döktükleri o asil kanda boğulacakları günler de yakındır!

 

Mudanya sahili

 

Tarım Bakanı Faruk Çelik, “İstanbul’un Boğazı varsa, Bursa’nın da Mudanya’sı var” demiş ve Büyükşehir Belediyesi tarafından uzun süredir yapımı devam eden sahil yenileme ve güzelleştirme çalışmalarının bir an önce bitirilmesi için destek olma sözü vermiş.

Gerçekten de iyi olur!

Bitsin artık sahildeki şu çalışmalar, baydı artık…

Sahilde yürümeye, deniz havası almaya hasret kaldık!