– Evet arkadaşlar, bugün gündemimizde ne var?
– Af konusu var sayın Genel Başkanım!
– Bak bu çok önemli bir konu, ihmal etmeyelim… Seçimde gündeme getirmiş, vatandaşı umutlandırmıştık… Seçim bitti affı unuttular demesinler arkamızdan…
– Haklısınız efendim…
– Afla ilgili bir kanun taslağı hazırlayacaktı hukukçu arkadaşlarımız, ne oldu?
– Taslak hazır sayın Genel Başkanım!
– İncelediniz mi? Rahşan affı gibi olmasın! Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım… Af edilmesini istediğimiz gerçek kader mahkumlarının arasına vatan haini, azılı katili, sapığı, hırsızı, dolandırıcısı, teröristi filan sızmasın… Vebali büyük olur, altından kalkamayız…
– Belirttiğiniz hassasiyet doğrultusunda arkadaşlarımız taslağı en ince ayrıntısına kadar incelediler efendim… İçiniz rahat olsun, tasarıda sıkıntılı bir durum yok. Emrettiğiniz gibi, devletimize, kadına, çocuğa, hayvana, doğaya karşı suç işleyenler kesinlikle af kapsamında yok!
– Güzel… Dışarısı zaten tekin değil, bir de onlar çıkarsa, aman ha! Affı sadece kader mahkumları için istediğimizi sıkça vurgulayalım ki, yanlış anlaşılmalara yol açılmasın kamuoyunda…
– O konuda da hiç endişe buyurmayınız sayın Genel Başkanım, vicdanları sızlatmayan son derece adil, on numara beş yıldızlık bir af taslağı hazırladık. Meclis’e gelince tüm partiler de destek verecektir…
– Meclis’in açılışına yetiştirelim o halde…
– Yetişmesine yetişir de, arkadaşlar af taslağına kader mahkumlarının dışında lider mahkumları için de bir ek madde koymuşlar. Sizce bir mahsuru var mıdır diye sorarlar?
– O da nereden çıktı? Kimdir bu lider kurbanları kardeşim?
– Parti içi demokrasiye güvenerek ve inanarak liderini ve yöneticilerini eleştirdikleri için ‘azılı muhalif’lik suçundan yargısız hüküm giymiş, yıllarını verdiği partisinden dışlanmış kişiler… Eleştirilerinde pişman olan bu arkadaşlara da bir af çıksa…
– Asla! Ben o densizlerin vebalini alamam!
– Bence de almayın efendim… Partide yatacak yerleri olmayan lider mahkumlarını da Allah affetsin! Bize ne!
30 Ağustos ve Atatürk
ABD’li psikiyatri profesörü Arnold Ludwıg, 20. yüzyılda ülke yönetmiş 2 bin siyasi lideri inceleyen bir kitap yazmış.
Yazımı tam 18 yıl süren kitabın adı; “KING of the MOUNTAIN”
Kimler yok ki kitabında…
Mao’dan Roosevelt’e, De Gaulle’den Nehru’ya, Churchill’den Hitler’e, Mussolini’den Mandela’ya, Stalin’den Nasır’a, Kennedy’den Arafat’a kadar ünlü ünsüz birçok devlet adamını incelemiş…
Araştırmasında her ismi özelliklerine göre de puanlandırmış Arnold…
Ve bu puanlamada en yüksek puanı alan lider, 20. yüzyılın gelmiş geçmiş en büyük devlet adamı unvanına layık görülmüş.
Kim mi o?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk!
Gel de gururlanma!
Bu vesileyle 30 Ağustos Zafer Bayramamızı kutlu olsun diyorum…
Dünyanın takdir ettiği Büyük Önder Atatürk’ü ve vatanı, devleti, milleti, bayrağı için savaşmış tüm şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle, minnetle, saygıyla anıyorum.
Şifa dağıtan proje
İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan…
Hizmet heyecanını hiç yitirmeyen bürokratlarımızdan…
Ne zaman karşılaşsak, sağlık projelerini anlatır büyük bir coşkuyla.
Bursa sağlık yatırımlarında şanslı illerden…
Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun bu konudaki desteğini de unutmamak lazım.
Dün, medyada karşılaşınca Akan’a takıldım yine:
“Var mı yeni atılımlar, yatırımlar sağlıkta Müdürüm?”
“Olmaz mı” dedi ve kalem kağıdı alıp ilçe ilçe anlattı.
Kamuya 160 yeni hekim kadrosu geldiğinin müjdesini de verdi.
Başlattığı güzel bir sosyal projeyi de paylaştı…
İlçe hastanelerindeki başhekimlere, hastanesinden taburcu olan hastaları evlerinde ziyaret etme talimatı vermiş.
Ayda en az 10 hastayı, başhemşiresiyle birlikte, en uzak köyde de otursa gidip kapısını çalacakmış başhekimler…
Bu proje, devlete şifa verir millete moral!
Transfer
Kaleci Harun’un Fenerbahçe’ye, Aziz Behich’in Hollanda’ya transfer olmalarına hem üzüldüm hem sevindim…
Üzüldüm ikisi de sevdiğim, takıma yararlı futbolculardı…
Sevindim, Bursaspor’a para kazandırarak gittiler.
Transfer demişken…
Beşiktan’tan 34’lük Vagner Love yerine Mustafa Pekdemek kiralansaydı, takıma daha faydalı olurdu sanki…
İnşallah yanılırım.