AK Parti ve MHP ‘nin Cumhur ittifakı ile CHP ve İYİ Parti’nin Millet İttifakı, 24 Haziran’daki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminde kurulmuştu.
Partiler bu birliktelikten memnun kalmış olacaklar ki ittifaklarını, 31 Mart’taki yerel seçimde de sürdürme kararı aldılar.
İlk seçimde oyları paylaşmışlardı…
Bu seçimde belediye başkan adayı çıkarılacak il ve ilçeleri paylaştılar, ittifak ruhuna sadık kalarak.
*
Paylaşımda aradıkları kriter gayet adildi…
Herkes seçimi kazanma ihtimali yüksek iller ve ilçelerden başkan adaylarını çıkardı…
Kazanma ihtimali zayıf olan yerler de ittifak ortağı partiye pas geçildi.
Bursa’dan örnek vermek gerekirse;
CHP, tam 9 ilçeyi İYİ Parti’ye bıraktı…
Bırakmasaydı, bu ilçelerde seçimi kazanma ihtimali var mıydı?
Son seçimdeki oy oranlarına bakarak yorum yapanlar, bu ihtimali çok düşük görüyor.
Pekiiyy;
İYİ Parti’nin kazanma şansı var mı bu ilçeleri?
Yine son seçim sonuçlarına göre, şansı CHP’den bir tık daha yüksek göründüğü ileri sürülüyor.
*
Bir de Cumhur İttifakı’nın Bursa’daki ilçe dağılımına bakalım…
AK Parti sadece Yenişehir’i bıraktı, MHP’ye…
O ilçeyi de kazanma ihtimali olmadığından değil, Bursa’da hiç belediyesi olmayan İttifak Ortağı MHP’ye bir belediye kazandırmak için AK Parti resmen siyasi bir jest yaptı…
İttifak ortaklarının birbirlerine yaptıkları bu tür siyasi jestler demokrasimiz adına elbette güzel hareketler ama söylemlerde bu jestlere dikkat edilmiyor nedense…
AK Parti de CHP de söz konusu kendi adayları olunca “bizim partimizin adayı” diyorlar, MHP ve İYİ Parti’nin belediye başkan adayları içinse “ittifakın ortak adayı” tanımında bulunuyorlar.
Partinin adı pek zikredilmiyor, seçim çalışmalarında öne çıkarılmıyor.
Yapılan bu üvey evlat muamelesi seçmenin de bu duruma kafası karışıyor ister istemez…
“Bunların ittifakları, yalnız aday göstermedikleri il ve ilçelerde mi geçerli?” diye soruyorlar, haklı olarak.
Esnaf ‘sevgilileri’ bekliyor!
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, özel günler arasında en fazla harcamanın 14 Şubat’taki Sevgililer Günü’nde yapıldığını itiraf etmiş.
Bu Sevgililer Günü de, en az 8-9 milyar liralık bir ciro beklediklerini söylüyor.
Sevgililere de çağrıda bulunmuş Bendevi Başkan…
Diyor ki;
“Sevgilinizi mutlu etmenin yolu pahalı ve sıradışı hediyeler değildir. Alacağınız bir gül onu da mutlu eder, esnafımızı da ekonomimizi de…”
İyi de Başkan, sevgililer sizin tavsiyenize uyup da yalnız gül alırsa, zor yaparsınız, 8-9 milyar liralık ciroyu!
Hem, bir gülle yetinecek sevgililer, yok ki artık!
Sizlerin henüz TESK’e başkan olmadığı çok eski yıllarda kaldılar… Onlar da tarih oldular!
Timsah bir VAR bir YOK!
Bursaspor bütçede YOK’a, sahada VAR’a takılmaya devam ediyor.
Geçen akşam oynanan A. Konyaspor maçında kaçan penaltıya mı yanayım, yine VAR’a takılan golümüze mi?
Dün, medyamızın spor servisindeki arkadaşlara “Bursaspor’un penaltıcısı kim?” diye sordum, “Biz de bilmiyoruz abicim, topu kim kaparsa o herhalde!” dediler.
Penaltıyı atacak futbolcunu önceden belirlemezsen, daha çok kaçar goller, puanlar…
Maçı televizyondan izlediğim için VAR’dan dönen gol için net yorum yapmamıştım. Fakat gazetemizdeki golün iptaline gerekçe gösterilen pozisyonun fotoğrafını görünce kafam karıştı.
Konyaspor’un kalecisi Serkan’ın topu elinden kaçırmasının nedeni, Bursaspor’lu Burak değil de sanki ona kambura yatan rakip defans oyuncusu gibi görünüyor…
Neyse VAR’dır bu beraberlik serisinde de bir hikmet!
Önümüzdeki Beşiktaş maçında telafi ederiz kaçan gol ve puanları…
DSP ve SP
CHP’de beklediği belediye başkan adaylığı teklifini alamayan isimler, gidip DSP’den aday oluyorlar.
AK Parti, MHP ve İYİ Parti’den aday olamayanlara ise Saadet Partisi kucak açıyor, aday yapıyor.
Niye?
Sebebi çok açık değil mi?
Bu adayların gelmesi DSP’ye de SP’ye de hazine yardımından farksız!
Onların sayesinde seçimde iddialı konuma geliyorlar…
Partililer, umutlanıyor, heyecanlanıyor, henüz tabela partisi olmadıklarına seviniyorlar.