Erken yerel seçimde son bir ayının mübarek ramazan ayına denk gelmesinin güzel yanları da var, sıkıntılı yanları da…

Güzel tarafı şu;

Siyasiler, ramazan ayının hürmetine seçim konuşmalarında sertlikten, kötü sözlerden kaçınıp, daha mülayim olabilirler.

Manevi atmosferden etkilenip, eleştirilerde birbirlerine karşı daha hoşgörüyle, sevgiyle bakabilirler.

*

Sıkıntılı tarafı ise;

Sıcak havanın ve orucun etkisiyle gündüzleri seçim çalışması yapmak zor olabilir. Bu hem adaylar hem de seçmenler için geçerli. İftar saatine kadar herkes arazi!

İftar sonrası daha da zor!

Günün rehavatini, ramazanın tatlı yorgunluğunu üzerinden atmak isteyen vatandaşa, seçim vaatleri ninni gibi gelebilir.

Zaten iftar sonrası, çoğu ya teravih namazına kaçar ya da oyun oynamak için kahvehaneye, çay bahçelerine…

*

Erken seçimde işi siyasetçilerden daha da zor bir kesim daha var…

Kim mi?

Ramazan ayında, televizyon kanallarında iftar ve sahur programları yapan değerli ilahiyatçı hocalarımız!

Bu programlarda, izleyicileri dini konularda bilgilendiriyor, gelen her türlü soruları da yanıtlıyorlar.

Gündemde seçim olduğundan, bu ramazan muhtemelen sorular da oralardan gelecek…

Allah, hocalarımıza şimdiden sabırlar versin…

Çünkü şöyle sorular gelirse, hiç şaşırmam…

*

“Oruçluyken, seçmene yalan söylemek orucu bozar mı Hocam?”

“Sevmediğim partiyle seçim ittifakı yapmak, günah mı Hocam?”

“Seçim mitinglerinde yellenmek, sevap mı Hocam?”

“Siyasi partilerin iftar davetleri arasında ayrım yapmak, günah olur mu, Hocam?”

“Oruçluyken, partilere verilen oy sözlerini, sandıkta tutmazsak, bir vebali var mıdır Hocam?”

“TV kanallarındaki siyasi tartışma programlarını izliyorum, abdestim kaçar mı Hocam?”

“Milletvekili olmak için adak adanır mı Hocam? Ben dana kurban etme sözü verdim de!”

“Siyasi liderleri dinlerken sinirleniyorum, oruç başıma vuruyor, ne yapayım Hocam?”

 

Bahçeli ne diyorsa o!

 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, aylardır, her grup toplantısında “erken seçim, erken seçim” diye kendini paraladı ama Hükümet oralı bile olmadı!

Gülüp geçildi bu isteğe…

Fakat MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Türkiye, bir an önce erken seçime gitmeli”dedi…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hemen ertesi günü açıkladı:

 “Durduğumuz kabahat, hemen gidelim!”

Bahçeli, siyasetteki bu bilgeliğini, sporda da gösterdi…

Çıkan olaylar yüzünden yarım kalan Fenerbahçe-Beşiktaş arasındaki kupa maçıyla ilgili bir yorumda bulunmuş; maçın kaldığı yerden devam etmesi gerektiğini söylemişti.

Devlet Bey’in bu yorumundan bir gün sonra TFF’nin, maçla ilgili aldığı karar:

“Fenerbahçe-Beşiktaş maçının kaldığı yerden yani 57. dakikadan itibaren seyircisiz oynanmasına…”

 

Bir şişe madensuyu 6 lira olur mu?

 

Adını vermeyeyim, ömrü çarşı pazarlarda geçmiş eski bir esnaf odası başkanı, sosyal medyadan isyan ediyordu dün…

İsyan nedeni…

Ulucami ile Orhan Camii arasındaki bir büfeden aldığı Bursa markası maden suyunun fiyatı!

Büfeci, bir şişe maden suyuna 6 lira isteyince, şaşırmış, üzülmüş, öfkelenmiş…

Midesindeki hazımsızlık o an gidivermiş!

E haklı…

Normal bir markete gitse, o parayla kasasıyla alırdı maden suyunu!

“İyi ki sade içmişin, ya meyvelisini içseydin?” diye takılanlar vardı başkana…

Şakası bir yana…

Demek o büfeye yabancı bir turist gelse, madensuyu şişesini evinin en güzel köşesinde, ömürboyu saklardı Türkiye-Bursa hatırası olarak herhalde!

Zabıtalarımıza da ısmarlamalı o büfeden birer madensuyu!

 

Gel de Gül-me!

 

Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde, muhalefetin çatı adayı olarak çıkmıştı Ekmeleddin İhsanoğlu…

Seçmen ismini ezberleyene, kim olduğunu öğrenene kadar Tayyip Bey seçimi almıştı.

Kim bulduysa, seçim sloganı da çok komikti çatı adayın:

“Ekmek için Ekmeleddin!”

Bugünlerde, eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adı, muhalefetin ortak adayı olarak gündeme gelince, seçimin sloganını patlatmış bile vatandaş:

“Ekmek için Ekmeleddin

Reçel için Gül!”