İşte AK Parti’nin belediye başkan adayı kriteri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il ve belediye başkanlarına seslendi dün…

Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin nasıl işleyeceğini anlattı önce…

Ardından da 24 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirdi.

Gündeminde, AK Parti’nin bir önceki seçime göre milletvekilliği oylarındaki 7 puanlık düşüş de vardı.

Kendisine sunulan rapora göre, düşme nedenlerinin ilk sırasında, tevazu kaybı varmış!

Tayyip Bey’in şu sözleri talimat niteliğindeydi adeta:

“Vatandaş tevazu arıyor tevazu… Dükkanına seçimden seçime çay içmeye gelen belediye başkanı, milletvekili, il yöneticisi istemiyor. Bizi yücelten tevazumuz olmuştur. En güçlü olduğumuz yerlerde eğer ciddi bir oy kaybımız olmuşsa, nerede hata yaptığımızı önce nefsimize sormalıyız. Hizmet yapmak yetmez, vatandaşa tepeden bakmıyor, onun gönlüne de girebiliyorsak, bu işi başarmış oluruz.”

Erdoğan, o konuşmasında, partisinin Ağustos’taki büyük kongre sonrası 2019 Mart yerel seçimlerinin startını da vereceklerini de söyledi.

Hatta seçim sloganını bile açıkladı:

“Gönül Belediyeciliği seferberliği”

Bu arada, yerel yönetimlere gösterilecek adaylarda arayacağı özelliği de tarif etti Tayyip Bey:

“Başarılarıyla bizi gururlandıran belediye başkanlarımız var, bunun yanında vasat kalan başkanlarımız da oldu… Adayın kaşına gözüne değil. Hem iş bitirme potansiyeline hem de halkla uyumuna bakacağız. Aynı şey parti teşkilatlarımız için de geçerli!”

O halde;

AK Parti’den belediye başkan adayı olmak isteyen; iş bitirme potansiyeline sahip, halkla uyumlu, tevazuyu elinden bırakmayan, gönüllere girebilen, her fırsatta vatandaşı ziyaret edip çayını içebilenler, şimdiden hazırlıklarına başlasınlar.

Mart kapıdan baktırır, seçmene sandığı yaktırır kaygısıyla, yerel seçimler de erkene alınabilir!

Geç kalmayın sonra…

Özgür Hoca diyor ki…

Katıldığı paneller ve TV programlarında, özellikle ekonomi ağırlıklı konulara ilişkin kendine has yorumları ve önerileriyle ilgi çekiyor Prof. Dr. Özgür Demirtaş…

Önceki gün baktım bu kez ülkemizde zaman zaman alevlenen idam cezası tartışmalarıyla ilgili görüşlerini maddeler halinde sıralamış…

Diyor ki;

1) İdam çözüm olsaydı: İdam cezası olan ülkelerde suç olmazdı.

2) Ağırlaştırılmış müebbet hapis, idamdan daha ağır bir cezadır.

3) İdam cezasındaki yanlışlığın geri dönüşü yoktur. Yanlış örneği çoktur.

4) Buna rağmen idam istemek suçu önleyememenin suçluluk duygusunu bastırmak içindir.

Demirtaş’ın bu görüşlerine aynen katılıyor ve bir 4 madde de ben ekliyorum:

5) Kurunun yanında yaşın daha çok yandığı ülkelerde, idam cezası çok tehlikelidir! Linç kültürünü tetikler!

6) Önce suça meyilli kişilerin bilinç altından “nasılsa af çıkar” beklentisi çıkarılmalı!

7) Katiller, sapıklar, psikopatlar, teröristler, vatan hainleri için kanunlarımızdaki mevcut cezaları esnetmeden, gevşetmeden ve zaman kaybetmeden uygulamayı başaralım hele!

8) Ağaçlardan kitaplar basmak dururken, ortaçağdan kalma idam sehpaları yapmak yakışır mı, güzel ülkeme?

Bozbey’in demokrasi kıraathanesi

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Belediye Halk Evi’nde, Bursa milletvekilleri için bir oda tahsis etmişti.

Çay, kahve, kek, internet, telefon bedava!

Formatı tam millet kıraathanesi gibi ama adı demokrasi kıraathanesi bunun…

Amaç;

Hangi partiden olursa olsun farketmez, isteyen vekil burada halkla buluşsun, dertleşip sohbet etsin…

Fakat bugüne kadar CHP’li vekillerin dışında pek kullanan olmadı bu odaları.

Bozbey, bir umut yeni seçilen vekillere de çağrıda bulunmuş…

Bakalım kullanan olacak mı?

Kebap

TBMM’ye kayıt yaptıran milletvekillerin, yanlarında getirdikleri yörelerine ait yiyecek içecekleri görünce özendim…