Denize değil masmavi bir boşluğa bakıyordu.
Bakışlarındaki mutsuz ifade denizden daha derin, daha karanlık ve ürkütücüydü.
Hava soğuk, deniz hafif dalgalıydı.
Aç martıların dışında pek kimseler yoktu çevrede…
Sahil boyunca yürümeye devam etti.
Az ötede terk edilmiş iskele gördü, iskelenin başında yaşlı bir balıkçı…
*
Genç adam, yaşlı balıkçıyı bir süre izledi.
Tam yanından uzaklaşırken seslendi yaşlı balıkçı:
“Evlat, şu oltayı tutar mısın? Ben kulübeden yiyecek bir şeyler alıp geleyim…”
İstemeyerek de olsa kabul etti…
Bir ara oltaya balık takıldı zannederek çekti heyecanla…
Fakat ne balık vardı oltanın ucunda ne de yem!
Üstelik oltadaki iğnenin ucu da kırıktı!
Geri dönen balıkçıya seslendi:
“Yahu bu oltanın iğnesi kırık, balık takılmaz ki! Boşuna bekliyorsun!”
Gülmeye başladı balıkçı:
“Biliyorum evlat! İğneyi ben kırdım. Niyetim balıkları tutmak değil ki, onları doyurmak için buradayım ben!”
“Niye yapıyorsunuz bunu?”
“Sonuna kadar dinleme sözü verirsen, anlatırım hikâyesini…”
*
Genç adamın söz vermesini beklemeden de başladı anlatmaya:
“Ben de senin gibi bıkmıştım dünyanın kalleşliğinden, adaletsizliğinden… Burada umutsuzca gezerken, unutulmuş olta buldum yerde… Yem takıp attım denize. Az sonra oltama küçücük bir balık takıldı şansıma. O kirli denizine geri dönmek, büyük balıklara, martlara yem olacağını, oltalara, ağlara yine takılacağını bile bile yaşamak istiyordu. O küçücük balık bana yaşama sevincimi, direncimi geri getirdi. İşte o gün bugündür balık tutmam ben beslerim evlat!”
Genç adam, kekeleyerek sordu:
“Peki benim karamsar düşünceler içinde olduğumu nereden anladınız?”
Yaşlı balıkçı gülümsedi:
“Denize öyle bir bakıyordun ki, o küçük balığın çektiği acı gözlerinden okunuyordu!”
(Bursa’nın Ufak Tefek Aşkları-2004 adlı kitabımdan, pazar kahvesi niyetine…)
Bozbey’e mitingli karşılama!
CHP’nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey’e dün Ankara dönüşü önce Barakfaki’deki karşılama töreni düzenlendi. Ardından Kent Meydanı’ndaki nokta mitingi formatında ikinci bir karşılama yapıldı.
Barakfaki’ye gitmedim ama Kent Meydanı’ndaki karşılamanın bir bölümünü izledim.
İşte gözüme çarpan ayrıntılar…
*Hazırlanan “Bozbey gelecek Bursa gülecek” sloganlı flamalara, afişlere, onun adına hazırlanan seçim şarkılarına, giydirilen seçim otobüsüne bakılırsa, Bozbey büyükşehir adaylığına aylar öncesinden kararını vermiş. Partililere, medyaya ve kamuoyuna çaktırmamış bu niyetini! Yoksa o sloganlar, flamalar, şarkılar, seçim otobüsü filan iki üç gün içinde hazırlanacak şeyler değil.
*Başkanlık açıklaması için Ankara’ya yola çıkmadan önce annesinin elini öpüp, Emirsultan’da dualar etme görüntüleri de o gizli yürütülen piar çalışmalarının bir parçası…
*Soğuk havaya rağmen hatırı sayılır bir kalabalık vardı Kent Meydanı’nda… Aralarında CHP’li olmayan esnaf ve meslek odalarından, hemşeri derneklerinden, STK’lardan tanıdık simalar, muhtarlar da gözüme çarptı.
*Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’de yarattığı sinerjiyi, Bozbey de Bursa’da yaratmış görünüyordu. Partililerin dilinde aynı temenni vardı, “Sonu İnce gibi olmaz inşallah!”
*Seçim otobüsünün üzerinden karşılamaya gelenlere seslendi Bozbey… Biraz heyecandan biraz da ses düzeninin yeterli olmaması yüzünden sesini çok duyuramadı.
* Bozbey’den önce otobüse çıkan CHP Bursa milletvekilleri Yüksel Özkan, Nurhayat A. Kayışoğlu, Erkan Aydın, İl Başkanı Hüseyin Akkuş kalabalığı selamladı. Adaylık belirlemede asıl etkili olan milletvekilleri Lale Karabayır ve Orhan Sarıbal ise ortalıkta yoktu.
*Nilüfer Belediye Başkan adayı Turgay Erdem ile Mudanya Belediye Başkanı ve adayı Hayri Türkyılmaz da meydandaydı ama selamlama için otobüse çağrılmaması yadırgandı.
Turgay Erdem’in artısı, eksisi
Önce eksileri:
*Mustafa Bozbey gibi Nilüfer’de siyasi fenomene dönüşen bir belediye başkanından adaylığı devralması.
*Uzun yıllar belediyede başkan yardımcılığı görevinde bulunmasına rağmen ilçede fazla tanınmaması…
*Belediyedeki en netameli, en sorunlu plan ve tartışmalı projelere attığı imzalarla öne çıkması…
*Özellikle inşaat sektörüyle fazla içli dışlı olduğuna dair dedikodularla yıpratılması…
*Özel hayatı ve sağlık sorunlarıyla çok fazla gündeme gelmesi…
Gelelim artılarına:
*Bozbey’in gözünü ve aklını Nilüfer’de bırakmayacak olması…
*Belediye’nin kara kutusu olması ve ilçeyi çok iyi bilmesi…
*Siyasi konularda partisiyle fazla polemik yaşamaması…
*Bozbey’in referansı…