Olay Gazetesi Bursa

İki genç polisle Bursaspor sohbeti…

İstanbul’daki bombalı o hain terör saldırısıyla ilgili acı haberleri takip ederken, birkaç yıl önce tanık olduğum anekdotu hatırladım bir an…  Soğuk bir pazar günü sabahıydı… Belediye otobüsündeyim… Önümdeki koltukta üniformalı iki polis memuru… Aralarında sohbet ediyorlardı… Sohbetin konusu, o gün oynanacak Bursaspor maçıydı… Biri, “Şu Bursaspor ligden düşse de kurtulsak” deyince, Bursasporluluk damarım hemen kabarmış, […]

İstanbul’daki bombalı o hain terör saldırısıyla ilgili acı haberleri takip ederken, birkaç yıl önce tanık olduğum anekdotu hatırladım bir an… 

Soğuk bir pazar günü sabahıydı…

Belediye otobüsündeyim…

Önümdeki koltukta üniformalı iki polis memuru

Aralarında sohbet ediyorlardı…

Sohbetin konusu, o gün oynanacak Bursaspor maçıydı…

Biri, “Şu Bursaspor ligden düşse de kurtulsak” deyince, Bursasporluluk damarım hemen kabarmış, sohbetlerine dahil olmuştum anında:

“Niye öyle diyorsun memur kardeşim! Bursaspor bu kentin ortak değeri, en büyük moral kaynağı… Onun ligden düşmesi demek şehrin düşmesi demek…”

 

*

 

Önce “kim bu sohbete maydanoz olan?” diye şöyle bir dönüp bakmışlardı yüzüme…

Tipimde GBT’lik bir durum görmeyince, o düşmesini isteyen seslenmişti:

“İyi diyorsun da hemşerim, akşam oynanacak 90 dakikalık bir maç için sabahtan stat çevresinde saatlerce nöbet tutturulur mu? Şu havaya baksana!”

Bu sitemine hak vermiştim genç polislerin…

“Siz de haklısınız ama Bursaspor’un bu işte bir suçu yok ki! Ligden de düşse, şampiyon da olsa sizlerin nöbeti değişmez!” deyince, yanındaki genç polis girmişti konuya:

“Bakma arkadaşın öyle dediğine, razıyız biz günlerce de nöbet tutarız, yeter ki taraftarlar olay çıkarmadan adam gibi izlesinler şu maçları, kavgasız gürültüsüz ayrılsınlar stattan…”

 

*

 

Sohbet sırasında mesleğimin gazeteci olduğumu öğrendiklerinde ise, ikisinin de tepkisi unutulmazdı:

“Yahu yazsanıza be kardeşim, şu taraftarlar futbol maçlarını ölüm-kalım savaşı gibi görmesinler. Forma renkleri ayrı olsa da bütün takımlarımızın göğsünde ay yıldızlı armamız var. Bir gol için, bir puan için birbirine düşmanca saldırmaya değer mi?  Yaz bunları yaz!”

Takılmıştım ben de:

“Maç günleri size çok fazla nöbet tutturulduğunu da yazayım mı?”

Gülmüşlerdi:

“Aman ha! Nöbet bizim görevimiz! Yok bir şikayetimiz!”     

 

“Teksas- Çarşı alayına karşı!”

 

Bursaspor ve Beşiktaş’lı taraftarların, hain saldırı sonrası, “Aramız bozuk, kanımız değil!” sloganı altında kenetlenmesi, kolkola girip saldırıda hayatını kaybedenlerin acılarını tek yürek paylaşması, yaşanan acı olayın belki de tek tesellisiydi…

Teksas ve Çarşı bundan böyle, ülkemizi bölmek, kardeşi kardeşe düşürmek isteyenlerin alayına karşı!

Bu iki taraftar grubunun birlikteliği ve dayanışması liglerimizdeki diğer takımların taraftarlarına da örnek olmalı…

Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Trabzonlu tüm taraftarların bundan böyle ortak sloganı, “Söz konusu vatansa, bütün renkler, şampiyonluklar teferruat” olmalı…

Kardeşlik röveşatası, bombaları patlatan, kahpelere o emri verenlere en güzel karşılık olacak.        

 

Sağlıklı dostluklar…

 

Yeni yıla umutla girmek için çeyrek piyango bileti almış tam zenginlik hayallerine dalıyordum ki, gazetedeki haber yıktı beni…

İngiltere’nin saygın üniversitelerinden biri bilimsel bir araştırma yapmış…

Sonuç;

İnsanların mutlu olma nedeni parada değilmiş!

Peki mutluluğun kaynağı neredeymiş?

Birincisi sağlıkta!

İkincisi de, sıkı dostluklarda!

Bu durumda, piyangoya büyük ikramiye çıksa da çıkmasada yapılacak iş belli…

Sağlıklı dostluklarımızı çoğaltacağız!