Onbir ayın sultanı Ramazan ayı geldi çattı…
Üç gün sonra oruçlar, iftarlar, teravihler ve sahur başlayacak…
Manevi iklimin etkisiyle;
Camilerimizin cemaati, iftar ve sahur sofralarımızın bereketi dolup taşacak…
Reyting sevabı büyük hocalarımız da TV’lerdeki dini programlarında yine saf tutacaklar, stüdyo konukları ve ekran başındaki seyircilerle birlikte!
Ve sırf ekranda görünebilmek için vatandaş yine birbirinden ilginç ve komik sorularla hocalarımızın sabırlarını test edip, abdestlerini tazeletmek zorunda bırakacaklar…
Bu ramazan ayında, o tip sorularda daha da artış bekliyorum…
Hatta bazı soruları şimdiden duyar gibiyim…
Hangilerini mi?
*
“İki bayram arasında kurultay yapmak günah mı Hocam?”
“Dokunulmazlıkları kalkan vekillere oruç farz mı?”
“Pide kuyruğunda siyasi kulis yapmanın dini açıdan bir sakıncası var mıdır?”
“Kurultayda, delegelere ramazan erzak paketi dağıtmak, sandığın bereketini artırır mı?”
“Hocam! Başkanlık sistemini desteklemek sevap mıdır? Başkanlık sistemi gelirse, ramazan davulcuları kime bağlanacak?”
“Yeni anayasada, oruçlu gün ve teravih namazının rekat sayısının azalacağı söyleniyor… Bu mümkün müdür Hocam?”
“Her seçimde muhalefette kalmak, kader midir yoksa kadersizlik mi?”
“Aktif siyasette yenilen hurmaların, siyaseti bıraktığında yiyenlerin vücudunda bir yan etkisi olur mu?”
“Hocam! Bu ramazan ayı, Avrupa Futbol Şampiyonası ile çakıştı. A Milli Futbol Takımımızın maç yayını teravih namazıyla çakışırsa, kazaya bırakabilir miyiz?”
“Teravih namazına Ay-yıldızlı formayla gitmek caiz midir?”
“Canlı yayında sorduğumuz sorulara kızan hocalarımız reklamarasına girdiğinde, başka bir programa zaplarsak, günaha girer miyiz? Reytingin vebali var mı?”
“Sırf ramazan ayı geldi diye sattığı ürünlere zam yapan esnafın orucu makbul olur mu Hocam?”
Gezi derken…
Gezi Parkı protestolarının 3’üncü yılında hala tartışılıyor…
Protestolar masum bir çevreci bir hareket miydi?
Yoksa;
Dış destekli siyasi bir hareket miydi?
Bu tartışmalar bana, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey‘in anlattığı anekdotu hatırlıyor hep…
Resmi toplantı için gittiği bir Balkan ülkesinde, yabancı konuklarla sohbet ederken, içlerinden biri “Üç ay sonra ülkenizde, Tayyip Bey’i ve Hükümeti’ni zorda bırakacak çok ciddi protestolar yaşanabilir. Çevreci eylemlerle başlayacak ama büyükşehirlerinize de sıçrayıp, şiddete dönüşecek. Dikkatli olun” diye uyarmış.
Yabancı konuğun söyledikleri o gün pek inandırıcı gelmemiş Bozbey‘e, fakat üç ay sonra Gezi olayları başlayınca, boş konuşmadığını anlamış!
Görünen o ki;
Gezi’de gençlerimiz hem içeriden hem dışarıdan çok fena gaz‘a gelmişler!
İşte festival bu!
“Uluslararası Bursa Festivali, bu yıl çok sönük geçiyor sanki, var mı yok mu belli değil” diye yazmıştım pazar günkü köşemde…
Bu kanıya nereden vardım?
Bursa medyasında, festivalle ilgili haber ve yorumları göremediğimden…
Çünkü, eskiden olsa, festivale katılan sanatçı ve müzik gruplarıyla ilgili sayfa sayfa haberler, yorumlar yapılırdı.
Neyse iyi ki sönük geçtiğini yazmışım…
Festival canlandı!
Pazartesi gününden beri, meslektaşlarımın köşeleri festival coşkusu içinde!
Yazmamdan çekinmeseler, festival sanatçılarıyla birlikte sahneye çıkıp oynayacaklar!