İngiltere’de genel seçimde bekledikleri oyu alamayan üç partinin genel başkanı, seçim sonuçları açıklandıktan 52 dakika sonra görevlerinden istifa etmişler.
Oyları düştü diye değil, iktidara gelemedikleri için bırakmışlar koltuğu…
Bir ülkedeki demokrasi kültürünün seviyesini gösteren en güzel ve erdemli davranış!
İstifa edenler İngiltere’deki partilerin genel başkanları ama bakıyorum bizim sosyal medya coşmuş…
7 Haziran’daki genel seçime atıfta bulunarak “Darısı bizim ülkemizin başına! Keşke, bizde de seçimi kaybeden istifa etse!” mesajlarından geçilmiyor ortalık…
*
Ederler mi peki?
Geçmiş seçimlerin sonuçlarına bakarak, bu konuda umutlu konuşmak hayalcilik olur…
Çünkü bizim seçimlerde kaybeden olmaz!
Tüm partiler seçimden güçlenerek çıkarlar!
İktidar yüzü göremeyen de…
Sandıktan yüzde 0,1 oy alan da!
Ve, her partinin seçim hezimetine karşı geçerli bahaneleri vardır…
Seçim barajı…
Konjonktürel hava…
Seçmenin vefasızlığı…
Medyanın tarafsızlığı…
Say say bitmez mazeretler!
Her seçim yenilgisinde koltuğuna daha çok bağlanır bizdeki genel başkanlar…
*
Sandıktan umdukları oyu alamayan parti genel başkanlarının, seçim sonrası basına yaptıkları açıklamaları görünce, aklıma hep teknik direktör Hikmet Karaman geliyor nedense…
O da, çalıştırdığı futbol takımının her farklı yenilgisinden sonra, gururla basının karşısına çıkıyor.
Gören de galip takımın hocası zanneder…
Takımı, yarım düzine de gol yese, “Maçın ilk on dakikasına dikkatinizi çekerim, rakibine topu göstermediler. Bu taraftarla ve hakemlerle bu kadar!” yorumlarıyla yenilgiyi bir güzel süsler Karaman…
Hazır zaman varken, olası bir seçim yenilgisine yeni kılıf bulmakta zorlanacak siyasi parti genel başkanlarının, Hikmet Hoca ile temasa geçmelerinde yarar var…
Spor, siyaset fark etmez, taktik taktiktir!
Zeki Alasya…
Ölüm haberini duyunca, gözümün önüne “Köyden İndim Şehre” filmindeki, o altınları saydığı sahne geldi…
Hani, sayarken her defasında sayıyı unutup tekrar baştan saydığı o komik sahne…
“Sonunda sayımı bitirdin Himmet Ağa!” dedim içimden…
Filmlerine, oyunlarına güldüğüm büyük bir sanatçıydı…
Metin Akpınar’la bir elmanın iki yarısı gibiydiler.
Türk sinemasının ve tiyatrosunun ustalarındandı…
Hastalığına rağmen kopmadı setlerden…
Yüz yıl geçse, filmlerini, oyunlarını izlemeye doyamayacağımız Zeki Alasya’ya Allah’tan rahmet diliyorum…
Mekanı cennet olsun!
Anneler Günü…
Annesi yanında, yakınında olanlar, çam sakızı çoban armağanı hediyelerle, ziyaretlerle günü kutlayacak, ellerini öpüp, sevgiyle boyunlarına sarılacaklar…
Uzakta olanlar da telefonlara…
Annesi çok çok uzaklarda olanlar ise dualarla, güzel hatıralarla anacaklardır.
Eminim, babalar yine hafif kıskançlık duyguyla takılacaklar çocuklarına:
“Babalar gününde niye bu kadar heyecan yapılmıyor? Hatırlanma ve hediye konusunda ciddiye alınmıyoruz arkadaş?”
Çocukların cevaplarını duyar gibiyim:
“Kusura bakma babalık! Cennet anaların ayakları altında! Olsun o kadar fark!”
DUVAR
Bütün partilerin vaatlerine eşit mesafedeyim!