24 Haziran cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde uygulanacak ilklerden biri de, partilerarası seçim ittifakı!
Bildiğiniz gibi, iki ayrı ittifak kuruldu…
Biri;
AK Parti ve MHP ile kurulan BBP’nin dışarıdan destek verdiği Cumhur İttifakı…
Diğeri de;
CHP, İYİ Parti ve SP’nin kurduğu, DP’nin dışarıdan desteklediği Millet İttifakı…
*
İki ittifakın da amacı, ülkenin milli menfaatlerinde buluşmak…
Hedefleri de, bu birlikteliği seçim sonrası hem Meclis’te hem de tabanda sürdürebilmek…
Sürdürebilirler mi?
Şu ana kadar söylem birliğinde çok sıkıntı olmadı. (MHP’nin af isteğine AK Parti’nin karşı çıkması dışında!)
Fakat eylem birliğinde ciddi sıkıntılar var gibi…
Cumhurbaşkanı adaylarının mitinglerinde bunu hissetmek mümkün!
*
CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin Bursa mitinginde ne bir İYİ Partili görebildik meydanda ne SP’li ne de DP’li!
Aynı şekilde, SP’nin adayı Temel Karamollaoğlu’nun mitinginde de yoktu bu destek…
Bakalım İYİ Parti’nin adayı Meral Akşener’in mitingi nasıl olacak?
Hafta sonu MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin geldiği Atatürk Spor Salonu’ndaki geniş katılımlı MHP etkinliğinde de gözler ittifak üyesi partilileri aradı ama göremediler…
Önceki gün de, Cumhur İttifakı’nın tek cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan Bursa’daydı…
Onun mitinginde de meydanda sadece AK Partililer vardı. MHP veya BBP flamalıları ve bozkurt selamı verenleri göremedik.
Oysa son referandumda birbirlerinin mitinglerine çok katılmışlardı.
*
Meydanlardaki bu çelişkiye bakınca, insanın aklına şu soru gelmiyor değil…
Birbirlerinin mitinglerine bile destek vermeyen ittifak üyesi partililer, sandıkta oy nasıl verecek?
Hele ki cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa?
Bahçeli’nin dediği gibi, bu ittifaklarda “her koyun kendi bacağından asılır” mantığı var sanki!
Millet kıraathanesi veya okuma evi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bursa mitinginde de Millet Kıraathanesi projesini anlattı…
AK Partili Zeytinburnu Belediyesi’nin açmış olduğu benzeri projeyi de ekran gösterdi kalabalığa…
“Buraları okuma evi olacak… İçinde kütüphanesi bulunacak… İnterneti, çayı, kahvesi, keki, pastası bedava olacak… 24 saat açık olacak… Amacımız gençlerimiz okusun” dedi Erdoğan.
Düşünce güzel ama hala bu projeye ilişkin tereddütler var…
Örneğin;
İnternetin bedava olan olduğu yerde vatandaş cep telefonunu veya bilgisayarını bırakıp da kitap okur mu?
Çay, kahve, kekin bedava dağıtılması, mevcut kütüphaneleri, pastaneleri, kahvehane ve kafeleri bitirmez mi?
24 saat açık tutulması, bu yerlerin formatını sabahçı kahvehanesine döndürmez mi?
Madem amaç, okumayı özendirmek, ülkemizdeki okuma oranını artırmak, o halde bu kadar masrafa ne gerek var, kitaptan kaldırın KDV’yi olsun bitsin!
Bak nasıl artıyor okuma oranı!
Miting diyaloğu
– Abi duydun mu?
– Neyi?
– Reis, milletin kıraathanesine gidenlere bedava çek dağıtılacağını söyledi…
– Çek değil kardeşim kek dedi!
– Tühh be!
– Oruç kafa güneşte fazla kaldın, bak sonunda başına geçti! Git yüzünü bir yıka ve gölge bir yer bul kendine…
– Dönüşte kek alayım mı?
– Alma!
Oktay…
Hastalandıktan sonra çalışmaya ara vermişti…
Yine de duramıyor kendini iyi hissettiği an geliyordu medyaya…
Daha 15 gün önce medyadaydı…
İyi görünüyordu, neşesi yerindeydi ya da bize öyle davranıyor, acısını hissettirmiyordu.
“Selo, tam bizlik bir haber var bak gazetede” dedi gülerek, kelliğe çare bulunduğuna dair haberi gösterip…
Elindeki telsizi, yüzünden tebessüme eksik olmazdı.
Mesleğine aşık, onunla özdeşleşmiş bir adliye-polis muhabiriydi Oktay Kayalar…
Basın camiasında da emniyet camiasında da seviliyor, sayılıyordu.
Çok değil 6 ay kadar önce bir ortak dostumuzun çocuğunun düğününde ailece aynı masayı paylaşmış, kendi çocuklarımızın düğünleri ve bol torunlu gelecek üzerine esprili sohbetler yapmıştık.
Ne yazık ki ölüm, çok erken aldı Oktay arkadaşımızı aramızdan…
Dün, son kez geldiği o çok sevdiği gazetesinin önünden dualarımızla, gözyaşlarımız ve karanfillerle son yolculuğuna uğurladık…
Allah’tan kendisine rahmet, ailesine, sevenlerine sabırlar diliyorum.