Sonbaharla birlikte balık mevsimi de başladı…
O halde rastgele diyerek bir taze balık öyküsü paylaşayım sizlerle…
Bizim gibi Japonlar da taze balığı çok severler…
Kim sevmez!
Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün değilmiş…
Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılmışlar.
Uzaklara gidildikçe, tutulan balıkların tazeliği kaybolmaktaymış.
Bu önemli problemi çözmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurmaya başlamışlar.
Böylece istedikleri kadar uzağa gitseler de, tuttukları balıkları bu soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayacak, tazeliğini muhafaza edecekler.
Ne var ki;
Japon halkı taze ile donmuş balık arasındaki lezzet farkını hemen hissetmiş, almamışlar…
*
Soğuk hava deposu formülü tutmayınca, bu defa deniz sulu dev akvaryumlar yaptırmış balıkçılar.
Tuttukları balıkları da bu akvaryumlara atmışlar.
Bu sayede balıklar biraz sıkışacaklar, birbirlerine çarpa çarpa belki aptallaşacaklar ama yine de canlı kalacaklardı.
Düşünce harika ama bu numarayı da yememiş Japon halkı…
Akvaryumun içinde hareketsiz vaziyette günlerce yol gelen balıkla, diri ve haraketli taze balık arasındaki fark, daha tezgâhta kendini belli ediyormuş.
*
Ve nihayet;
Japon halkına hem bol hem de taze balığı nasıl yedirebileceklerinin formülünü bulmayı sonunda başarmış balıkçılar…
Nasıl mı?
Tuttukları balıkları attıkları o dev akvaryumun içine bir tane de yavru köpekbalığı bırakmışlar!
O köpekbalığı, dönene kadar bir miktar balığı yiyor ama geride kalan balıklar hayatta kalabilmek için korkudan sürekli hareket halinde kalarak diri ve tazeliklerini koruyormuş.
Japon balıkçılar hala bu sistemi uyguluyor mu bilemem…
Fakat;
Hayat karşısında umutları, hedefleri, hayalleri, düşünceleri uyuşmuşlara da uygulansa hiç fena olmayacak hani!
Müftü oturursa cemaat yatar mı?
Hafta içinde gündeme gelen, tartışılan konulardan biri de Gölcük Müftüsü’nün sosyal medyadaki paylaşımı oldu…
Örtünmeyen kadınlara yönelik, bulunduğu makama yakışmayan, oldukça ağır bir o kadar saygısız ve seviyesiz benzetmede bulunmuştu Müftü…
Doğal olarak hemen her kesimden tepki aldı…
E ne demişler…
İmam oturursa, cemaat yatarmış!
Oturan müftü olursa, vay haline o cemaatin!
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sosyal paylaşımlar konusunda da bir cuma hutbesi verdirmesi kaçınılmaz görünüyor!
Vali’den yabancı dil vurgusu
BAU Global bünyesindeki, dünyanın en saygın dil okullarından Mentora Language Schools Türkiye’nin Özlüce’deki Bursa şubesi dün törenle açıldı.
Konuşma odaklı dil okulunun açılına katılan Vali İzzettin Küçük, konuşmasında uluslararası ticari ilişkilerde yabancı dilin önemine dikkat çekti.
Özellikle ihracat ağırlıklı çalışan sanayici ve işadamlarına yabancı dil öğrenmeleri konusunda da çağrıda bulundu.
Vali Küçük bir de özeleştiride bulunarak, “Bizim zamanımızda yoktu böyle okullar, o yüzden İngilizce okusak da konuşamıyor, konuşsak da anlamıyorduk. Şimdiki çocuklar çok şanslı!” dedi…
Çocuklar çok şanslı da Sayın Valim, bir de şu milli eğitim sistemiyle fazla oynanmasa!