İkisi de teröristtir, yoktur birbirlerinden farkları…
İkisi de terörün birer maşasıdır, aynı amaca, kardeş kanından beslenen karanlık güçlere hizmet ediyor…
Biri bomba patlatır, diğeri insanların acısını, sabrını, sağduyusu ve öfkesini…
Canlı bomba kadar tehlikeli ve ondan daha da etkilidir provokatör…
Bir elinde benzin bidonu, diğerinde taş, sopa, belinde silah, dilinde ise tahrik gücü yüksek, eylem kokulu “Vatan elden gidiyor. Daha ne duruyorsunuz, gelin yakalım, yıkalım, vuralım” sözleri…
*
Çalışma alanları bellidir…
Kahvehaneler, parti ve cami önleri, kanı kaynayan gençlik, yazılı-sözlü özellikle de sosyal medyada çok aktiftir…
Öyle yalan yanlış, kasıtlı, tahrik ve tehdit dolu yazılı-görsel paylaşımlarda bulunur ki, yerinde duramazsın öfkenden!
Provokatörün milliyeti, cinsiyeti, partisi, tarafı filan yoktur…
Bukalemun gibidir, her türlü ideolojiye anında uyum sağlar, bayrak elinde bozkurt selamı da verir, sol yumruğunu sıkar, parmağını sallayıp tekbir de getirir…
O günkü görevi, rolü neyse onu oynar!
*
Tek hedefi vardır;
Ülkeyi yangın yerine döndürmek, kardeşi kardeşe düşürerek toplumsal barışı, birlik ve beraberliğimizi yok etmek, teröre karşı başarıyla mücadele eden askerimizin polisimizin gücünü, enerjisini, dikkatini zayıflatmak, kaos ortamıyla ekonomiye, sosyal hayata zarar verdirmek…
Kısaca;
Ülkeyi bölmek, toprağını parçalamak, yeraltı ve üstündeki enerji kaynaklarımızı sömürmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektir görevi…
Milli ve manevi duyguları, vatan-bayrak sevgisini kullanarak halkı galeyana getirmek, isyan ettirmek için özel yetiştirilmiş bir teröristtir provokatör…
Takım elbiseli kravatlı da olabilir şalvarlı, sakallı da!
Milletin eline önce taşı, sopayı, benzini çakmağı, ardından silahı mermiyi verir ve hedefi gösterip çekilir, sonra uzaklardan seyreder, aksiyon filmi izler gibi büyük bir keyifle!
Millet oyuna geldiğini anladığında o çoktan zaplar başka bir filme!
*
Geçmişte çok gördük bu provokatörlerden…
Başarılı oldukları zamanlar da oldu, cezaevleri, mezarlıklar onların şiddet tuzağına düşen nice güzel insanların pişmanlıklarıyla doldu.
İnanmayan 12 Eylül 1980 darbe sürecini yaşayanlara sorabilir.
Bugün Ortadoğu‘daki birçok ülkede kardeş kanı dökülüyorsa işte hep o provokatörler yüzünden!
Yaktılar, yıktılar, vurdular, halkı sokağa döktüler, şimdi 67 ülkenin askeri sözde barış için bölgede!
Aynı kanlı tezgahı ülkemizde de sergilemek istiyorlar…
Aman uyanık olalım!
“Yakalım, yıkalım, vuralım” diyen provokatörlerden uzak duralım…
Yakılacak, yıkılacak ve vurulacak esas yerlerin sınırlarımızın çok dışında olduğu gerçeğini asla unutmayalım!
*
Vatan sevgisini göstermenin, ülkemize sahip çıkmanın, canımızı yakan teröristlerden intikam almanın ve terör destekçilerine tepki vermenin yolu belli…
Protesto yürüyüşlerinde provokatif eylem çağrılarına prim vermemek…
Evlerimizi, işyerlerimizi her yeri Türk bayraklarıyla donatmak…
Şehitlerimizin aziz hatırasına, ailelerine, yaralanan gazilerimize sahip çıkmak…
Polisimizin, askerimizin her daim yanında olmak…
Şüpheli gördüğümüz kişileri ve araçları ‘bana ne’ demeden anında ihbar etmek…
Ve;
Çanakkale ve Yenikapı ruhuyla birbirimize kenetlenmek…
Ne olur sıkalım dişimizi biraz daha…
Ha gayret çok değil 2023 yılına kadar şu birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, sabrımızı ve sağduyumuzu koruyalım…
Bunu başarırsak, Cumhuriyetin 100’ncü yılında, provokatörler bile tövbe edip darbukatör olacaktır!
İnanın bana…