Pazar günü Nilüfer Belediyesi’nin geleneksel Hasanağa Enginar Festivali’nin 10.ncusu gerçekleştirildi.
Üreticiyi desteklemek, Hasanağa’nın lezzetli enginarlarını ülkemize ve dünyaya tanıtmak amacıyla yapılan festivalde, “En İyi Enginar Üreticisi” ve “En Leziz Enginar Yemeği” yarışmaları da yapılıyor…
Hafta içinde Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey‘in basın danışmanı Hande Koç aradı…
“Duydum ki senin için sonradan gurme diyorlarmış” diyerek damardan girdi söze…
Sonra nazik teklifini yaptı:
“Festivalimizdeki en leziz enginar yemeği yarışmasında jüri olarak bu gurmeliğini sergiler misin?”
*
Müjde Ar ve enginar için yatıya bile giderim festival ne ki!
Fakat yemek yarışmalarında jürilik çok hassas bir olay…
Geçmişte katıldığım yarışmalardan biliyorum…
Oy verirken hak geçmesin diye önüme konan tüm yemeklerin tadına fazla baktığım için midem ve bağırsaklarım hemen isyan ediyor. En az bir hafta kendime gelemiyorum.
Sevgili Hande‘ye bu kaygılarımı ilettim…
“O konuda için rahat olsun! Festival alanında bol miktarda seyyar tuvalet yapıldı. Zaten etrafı da orman!” deyince, kabul ettim jüriliği…
*
Enginar dolması, kavurması, salatası, tatlısı, ekmeği, sapındaki suyundan damıtılan bozası tam 15 çeşit yemeğin tadına baktık!
Hepsi birbirinden lezizdi, yerken de puan verirken de hiç zorlanmadım!
Çünkü;
Jüri masasında hemen yanımda oturan Başkan Yardımcısı Bukle Erman‘dan kopya çektim!
Nasıl mı?
Festivale dünya tatlısı küçük kızını da getirmiş Bukle Hanım, baktım tattığı yemeklerin hangisini beğenirse yanına çağırıp ona da veriyordu bir kaşık…
Annenin boğazından yalnız geçmeyen yemek en güzel yemektir dedim ve ben de puanları kaşıkladım bol bol!
*
Gelenlerin unutulmaz saatler geçirdiği festivalde tek eksiklik Başkan Mustafa Bozbey’in yokluğuydu…
Nedenini sordum…
Jüride benim olduğumu öğrenince panik yapmış, enginar takviyesi için önce tarlaya ardından da pazara gittiğini söylediler.
İnandım tabii!
Zeytin mi hurma mı?
Onbir ayın sultanı Ramazan ayı her gelişinde bir tartışma konusu mutlaka olur medyada…
Başlamasına daha 12 gün var ama ilk tartışma konusu geldi bile!
Hem de Prof. Dr. Canan Karatay‘dan!
“Oruç zeytinle açılır! Hz. Muhammed de zeytinle açardı. Hurma da nereden çıktı? Tamamen endüstriyel bir ürün bu. İsrail’den, Tunus’tan geliyor. Kutsal diyerek, kutsallığı kullanarak bizi sömürüyorlar” demiş Canan Hoca…
Oruç zeytinle mi açılırsa daha sevap ve sağlıklı yoksa hurmayla mı?
Görürsünüz, ramazan ayı biter bu tartışma bitmez ekranlarda!
Nusret de kimmiş?
Fotoğrafta gördüğünüz kişi, Bursa Samsun Dernekler Federasyonu (SAMDEF) Başkanı Savaş Otruş…
Peki ne yapıyor öyle?
Ünlü etçi Nusret‘e nispet mi yapıyor?
Fotoğrafı görünce ben de öyle zannetmiştim ama meğer federasyon yönetimindeki hemşerilerine ve yakın dostlarına Akçalar’daki bahçesinde oğlak çevirme ziyafeti çekmek için hazırlık yapıyormuş Başkan…
Oğlakların seçimini de SAMDEF Genel Sekreteri Mehmet Fidan’ın yaptığı söyleniyor.