Televizyon kanallarındaki evlilik programlarına KHK ile ağır yaptırım geldi.
Yani, bundan böyle Esra Erol, Zuhal Topal ve Seda Sayan kısmetini ekrandan arayan gelin ve damat adaylarına yardımcı olamayabilirler.
Yaptırımlar iyi mi oldu?
İyi olmasına oldu da…
Keşke KHK ile değil de izlenme oranlarının düşüklüğü nedeniyle kaldırılsaydı yayından…
Daha içimize siner!
***
Defalarca eleştirmiştim bu köşeden…
Evlilik programından ziyade bir şov programıydı yapılan…
En kötüsü;
Aile kurumunu manevi değerlerinden soyutlayıp maddi çıkarlar üzerine kurulu bir sistem gibi gösteriyorlar…
Programa katılanlar, kendilerine eşten çok sponsor arıyor gibiler!
Evlilikleri özendirmek yerine boşanmaları cazip hale getiren bir formata sahiptiler…
***
Cast ajanslarından seçtikleri ağzı laf yapan güzel kızlarla, yakışıklı erkekleri, numaradan birbirlerine talipmiş gibi gösteriyor…
Bir gün barıştırıyorlar, ertesi gün kavga ettiriyorlar…
Bir programda şarkı söylettirip dans ettiriyorlar, diğer programda küstürüp ağlatıyorlar!
Örneğin;
Seda Sayan’ın programında bir Roman kızı Solmaz vardı…
Kendisiyle evlenmek isteyen Kağan ve Nurullah adlı iki genci parmağında oynatıp aylarca oyaladı, hem de stüdyodaki ve ekran başındaki milyonlarca izleyicinin gözü önünde!
Tam bir yalan rüzgârı!
Ve reytinge endeksli duygu sömürüsü!
***
Benim korkum;
Evlilik programlarına ağır yaptırımlar gelince şimdi de sünnet programlarıyla yeniden izleyici karşısına çıkmasınlar!
Olur mu olur!
Bu defa da sünnet adayı çocukları doldururlar stüdyoya, karşılarına da sünnetçileri!
Sunucu ablalar “oldu da bitti maşallah / reytingi bol olur inşallah!” müziğiyle önce izleyiciyi coşturur, ardından seslenirler:
“Sünnet çocuğumuz Berke, hangi sünnetçiyi seçecek? Lazer Hilmi Bey’i mi, Ustura Kamil Bey’i mi? Kan çıkmazsa reyting yok! Azz sonraaa! ”
“Ecdada saygı!”
Pazar günü…Tam 10 bin Bursalı vatandaşımız, 150 otobüsle Çanakkale’ye akın etti…
Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen, tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki Kireçtepe Jandarma Şehitliği’ni ziyaret ederek, Zaferimizin 102. yılında, şehitlerimizi dualarla, şükran andılar.
Hüzün ve gurur dolu bir gün yaşadılar.
Çanakkale Savaşları’nda en fazla şehit veren şehirlerin başında gelen Bursa’nın, kahraman ecdadına gösterdiği bu vefayı takdir etmemek mümkün mü?
Bu anlamlı organizasyonu gerçekleştirenleri de kutluyorum.
Gül, parti kurar mı?
Siyasetin yeni tartışması bu… Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun birlikte yeni bir siyasi parti kuracaklarına dair söylenti yüksek sesle konuşuluyor.
Bir diğer iddia da;
Gül’ün, Saadet Partisi’nin başına geçeceği ile ilgili…
SP yönetiminden gelmiş güya teklif, “yeni partiyle zaman harcama, gel geç bizim partinin başına” demişler.
Abdullah Bey, iddialar karşısında sessizliğini koruyor.
Milli Görüş gömleğini tekrar giyerek SP’nin başına geçer mi?
Yoksa yeni bir parti kurar mı?
Gül, tecrübeli bir siyasetçidir, AK Parti, FETÖ’nün siyasi ayağını temizlemeden böyle bir girişimde asla bulunmaz!
“FETÖ’cüler Gül’ün partisine gitti” dedirtmek istemez!