Bir:
Hiç gelmeyecekti Bursaspor’a… Şampiyon teknik direktör olarak taraftarın gönlünde sevgisi, saygısı hiç eksilmeden devam edecekti. Atalarımız boşuna demiyor, aynı derede iki defa yıkanılmaz diye…
İki:
Madem ki şampiyonluk kariyeri açısından risk alıp geldi, takımın geçen sezonki kadrosunun tamamen bozulmasına izin vermeyecekti. Bazı as futbolcuların gitmesine engel olacaktı.
Üç:
Hadi yönetime ve futbolculara sözü geçmedi, gitmelerini engelleyemedi, hiç olmazsa yerlerine alınan futbolcularda özen gösterecekti. Her milletten bir futbolcu transfer edileceğine ligimizi bilen kaliteli üç beş futbolcu alınıp, altyapıdan destekle daha garantili bir takım kurulabilirdi. Transferden gelen paralar ve taraftarın umutları da boşa gitmezdi.
Bursaspor Yönetimi’nin 3 hatası
Bir:
Kongrede “Biz büyük takımız” dediler çok büyük vaatlerde bulundular. Şenol Güneş’le devam edileceği söylendi, Hoca çekti gitti. Yerine son dakikada Ertuğrul Sağlam’la anlaştılar. Oysa Sağlam’ın taraftardaki kredisi eskisi gibi değildi. Yönetim bunu biliyordu.
İki:
Kongrede, transferde adı geçen futbolcularının hepsinin takımda kalacağı da söylendi. Ama bir tek Serdar Aziz kaldı, onu da bıraksalar bugün gidecek! Gidenlerin yerlerine alınanların performansı ortada! Menajerlerin dolduruşuna geldikleri belli!
Üç:
Hoca tercihi ve transfer politikasındaki hatalara, medyaya yansıyan yönetim içindeki huzursuzlukları, taraftarlarla girilen gereksiz polemikleri de eklemeli.
DİPNOT 1:
Yönetim, ‘istifa’ tepkilerini yumuşatmak için taraftarın çok sevdiği Arjantin’li futbolcu Batalla’yı ara transferde almayı düşünüyormuş. Korkarım onun akıbeti de Sağlam Hoca’dan farksız olmayacak. Çünkü geçerli bir neden göstermeden takımdan gidişini affetmeyenlerin sayısı az değil!
DİPNOT 2:
Umarım yeni teknik direktör tercihinde ve ara transferde bu hatalar telafi edilir.
Ağlanma sanatı!
Geçen gün bir eczacı dostum anlattı…
Gerek eczacılar olsun gerekse doktorlar, bir araya geldiklerinde sohbetin ilk konusu mesleklerinin sorunları ve geleceğine dair ekonomik kaygılar oluyormuş…
Önce karamsar yorumlar yapılıyormuş bu konuda…
Ardından da başlıyorlarmış meslektaşlar arasındaki son dedikodulara…
“Bir bakıyorum o ağlananlara, kimi evini satıp villaya geçmiş, yazlığını işyerini yenilemiş, kimi arabasının modelini sıfırlamış, kimi çocuğunu daha kaliteli özel okula yazdırmış” dedi…
Eczacı dosta, gülümsedim:
“E normal bu, şaşırma! Yalnız sağlık sektöründe değil hemen her meslekte geçerli ağlanma geleneği! Mesleğinde başarılı olmanın yolu artık ağlanma sanatındaki yetenekten geçiyor!”
Meydan…
Mevcut Atatürk Stadı’nın yıkılıp, yerine meydan yapılma projesi, yargıdan döndü.
Büyükşehir Belediyesi eski başkanlarından Erdem Saker, sosyal medyadan soruyordu dün…
“Meydan yerine burada nasıl bir proje yapılmasını istersiniz?” diye…
Baktım, çok ilginç önerilerde bulunanlar var…
Ben de bir tane öneriyorum…
Benimki hem ilginç hem uçuk!
Mevcut stadyum yerinde kalsın, meydanı yeni stadın yerine veya yanına yapalım!