Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir dizi resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Japonya‘ya gitmesi zamanlama açısından çok manidar geldi bana!
Neden mi?
Malum, Japon halkı birçok yönüyle bize çok benzerler…
Gururlu ve duygusal bir millettir…
Onlar da aynı bizim gibi misafirperver yapıya sahipler…
Gelen konuklarını en iyi şekilde ağırlayıp uğurlamak için ellerinden geleni yaparlar.
Saygı ve sevgide kusur etmezler.
Hediyeleşmeyi de çok severler…
Bizler nasıl gelen konuklarımıza, ziyaretlerinin hatırası olarak, bizi hatırlatan, çam sakızı çoban armağanı hediyeler verme geleneğine sahipsek…
Misafirimizi eli boş uğurlamayı nasıl sevmiyorsak…
Japonlarda da aynı gelenek var.
*
İşte o yüzden de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gezisini zamanlama açısından manidar ve sakıncalı buluyorum…
Ya gezinin sonunda Tayyip Bey’e de Japon savaşcısı Samuray’ın kılıcından hediye ederlerse?
Tam da seçim üstü…
Düşünsenize, o kılıçla terörü lanet mitinglerine katıldığını, Saray’da son anket sonuçlarına ve gazete manşetlerine baktığını!
İşin yoksa ara ondan sonra nöbetçi eczaneden Japon yapıştırıcı!
Seçimi geçtim de, Suriye sorununa Rusya‘nın burnunu sokmasına bozuluyordu Tayyip Bey...
Buz hokeyi sopayısla medyaya poz veren Putin‘e, O da Samuray kılıcıyla bir misilleme yapıp, ‘zıııttt tokaiiiii” esprisiyle karşılık verebilir.
*
Neyse ki;
Japonya’dan gelen haberlere göre, hediyeleşme faslına henüz geçilmemiş…
Tokyo‘da onur konuğu olarak katıldığı bir üniversite, ‘fahri doktora’ ünvanı vermiş sadece…
Laf aramızda;
Ben Samuray kılıcına da razıyım, yeter ki harakiri kılıcı vermesinler!
Bu arada;
Hazır Japonyalara kadar gitmişken, keşke Bursasporlu Japon futbolcu Hajime Hosagai‘nin durumunu ailesiyle de görüşseydi Cumhurbaşkanımız…
Üç maç oynadı, kayıplara karıştı!
Bursa’da yediği çakma suşiler mi dokundu çocuğa!
Bir Nobel de bizden…
Türk Prof. Dr. Aziz Sancar‘ın, kimya alanında dünyanın en prestijli ödülü Nobel’e layık görülmesi, göğsümüzü kabarttı.
Daha önce de edebiyat alanında Orhan Pamuk‘a verilmişti.
Mardin’den Amerika’ya uzanan ilginç ve bir o kadar da başarılı hayat hikayesini okudukça, Sancar ile daha da gurur duymaya, sevmeye başladık.
Kendisiyle yapılan röportajlarda, “Ben Türk’üm o kadar!” demesi, Türk bayrağı ve Atatürk posterlerinin önünde görüntü vermesiyle, gönül nobelimizi de aldı!
Özellikle, BBC’nin, “Siz Arap mısınız?” şeklindeki tuzak sorusuna verdiği, “Mardin’de de doğsam, Cizre’de de doğsam, Kars’ta da doğmuş olsam, ben Türk’üm!” cevabı, eminim içeride dışarıda birçok kişiye kapak olmuştur!
Batalla
Bursaspor Başkanı Recep Bölükbaşı, taraftarın gönlünde ayrı bir yeri olan eski futbolcu Batalla‘nın yeniden takıma dönebileceğine dair yorumlarda bulunuyor.
Halen Çin’de futbol oynayan Arjantinli futbolcu ile aralarında henüz resmi bir temas olmadığını belirtse de, Bursaspor kapısının ona her zaman açık olduğunu vurguluyor Başkan…
Gördüğüm kadarıyla;
Batalla ile ilgili ‘yaş’ problemi aşılmış, sorun yalnız bonserviste!
Yakışır be Bücür’e Timsah Arena!
Gelsin…