Külliye’deki 30 Ağustos resepsiyonunda konuklara ikram edilen menü, gündem oldu.

Neler vardı o menüde?

İşte gereksiz yere eleştirilen o liste:

* Ejder meyveli smoothie (chia tohumu eşliğinde)

* Efuli (liçi meyvesi eşliğinde)

* Aloevera ( starex meyvesi eşliğinde)

* Orman meyveli special

* Bahçe naneli limonata

* Pataşur içerisinde çerkeztavuğu

* Zencefilli somonlu suşi

* Tartalet içerisinde humus

* Aydın usulü kuzu çöp şiş

* Susamlı levrek simidi

 

*

 

Gördüğünüz gibi hepimizin bildiği, alıp yediği, içtiği sıradan şeyler!

Hangimiz naneli limonata içmiyor, çöp şiş yemiyoruz ki?

Adını ilk kez duyduğumuz diğer yiyecek içecekler de resepsiyona katılan yabancı konuklar içindi muhtemelen…

Susamlı levrek simidi dururken, susamlı gevrek simidi mi ikram etseydiler dış ülkeden gelenlere?

Oldu olacak yanına çay, peynir ve zeytin de eklesinler! 

 

*

 

Özellikle susamlı levrek simidine takılanlar olmuş…

Menüde gizli bir mesaj arayanlar bile var.

Ben de hafiften huylanmadım değil…

Bu tartışmalar, Bursa eski gazeteci-milletvekili Fethi Akkoç’un siyasi anılarından oluşan “Ekose Etekli Levrek” adlı kitabını hatırlattı bana…

Zaman zaman köşemde de anılarına yer verdiğim Fethi Bey, kitabının 88. sayfasında ekose etekli levreği anlatırken sanki 1973’ü değil de bugünü anlatıyor gibi!

O yıllarda da ABD ile yine papaz olmuşuz!

 

*

 

Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’de şalter atmış, Türkiye’ye gelen ABD’nin Ortadoğu Dairesi Başkanı’nın görüşme taleplerini kabul etmiyor.

Israrlar sonucunda uzun yıllar dışişleri bakanlığı yapan yakın dostu İhsan Sabri Çağlayangil’i görevlendiriyor Demirel…

Çağlayangil, Yalova Çiftlikköy’deki yazlık evinde bir davet veriyor yerli yabancı tüm diplomatları çağırıyor.

Bir dönem Ankara Büyükelçiliği de yapan ABD’nin Ortadoğu Dairesi Başkanı’yla o yemekte baş başa uzun uzun görüşüyorlar.

Görüşmeden ne sonuç çıktı bilinmiyor çünkü ertesi gün basının manşeti, yemek menüsünde yer alan ekose etekli levrekmiş! 

Ne kadar ilginç değil mi?

Bir etek giydiriyorlar bir susamlıyorlar, var bu levrekte bir iş!

Hadi hayırlısı!

 

Atatürk Stadyumu Meydanı

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinde partisinin Bursa mitingini, Atatürk Stadyumu Meydanı’nda gerçekleştirmişti.

Halka seslenirken Tayyip Bey’in gözü bir ara vatandaşların oturduğu tribünlere takılmış, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a hemen orada kürsüden vermişti talimatı:

“O beton basamakları da yıkın! Tamamen her yanı Bursa’ya yakışır şekilde yemyeşil olsun!”

Hatta, bu sözlerine kalabalıktan “Doğanbey’i de gör Reis!” diye seslenenler olmuştu.

Önceki gün medyamızı ziyaret eden Başkan Aktaş’a, meydanla ilgili o talimatı hatırlatıp takıldım:

“Reis, bir daha ki gelişinde o betonları görürse, sizin başkanlığınız da sakata gelebilir! Var mı meydanla ilgili çalışma?”

Varmış…

Yanındaki spor salonu ve kapalı yüzme havuzunu da yıkarak, yine üstü çim, altı otoparklı, Kültürpark’la birleşecek büyük bir millet bahçesi projesini gerçekleştireceklerini söyledi Aktaş…

Çalışmalar başlamış ama yerel seçimlere kadar yetişir mi?

Zor görünüyor.

 

MFÖ’ye rakip MEÖ!

 

Mazhar-Fuat-Özkan’dan oluşan ünlü müzik grubu MFÖ’ye, rakip çıktı!

Hem de siyasetten!

Kim mi?

MEÖ Grubu!

MEÖ grubunun üyeleri Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP Bursa milletvekili Yüksel Özkan ve Erkan Aydın, ilk konserini Nilüfer’deki Müzik Parkı’nın açılışında verdiler.  İşte MEÖ’nün izleyenleri coşturan ve en çok istek alan şarkıları:

* İmza atmak mecburen / geri çekmek mecburen!

* Peki peki anladık / Sen neymişsin be Kemal abi!

* Ele güne karşı her seçimde / Böyle de kaybedilmez ki!

* Mazeretim var değişimciyim ben!

* Sana sarı laleler aldım, Muharrem Abimden!

 

Şarbon

 

Yediğiniz etin şarbonlu olup olmadığını en kolay nasıl mı anlarsınız?

Çok basit…

Yedikten sonra hastanelik olunca!