Telefonla dolandırıcılık konusunda;

Medya yazıp çizmekten, polis yazılı-sözlü uyarmaktan bıktı, fakat hala halkımız kandırılmaktan vazgeçmiyor…

Telefonda kendisini “polisim-savcıyım-hakimim” diye tanıtan sahtekarların sözlerine inanıp, elinde avucunda ne kadar parası, ziynet eşyası varsa, götürüp elleriyle paşa paşa teslim etmeyi sürdürüyorlar.

 

*

 

Oysa arayan o dolandırıcılara, sorsalar;

“Benim terör örgütleriyle ne işim olur kardeşim?

Ben senin polis veya savcı olduğunu nereden inanayım?

Niye beni karakola değil de bankalara yönlendiriyorsun?” diye…

Dolandırılmaktan kurtulacaklar…

Soruları da geçtim…

“Benim ne param var ne pulum, kıyıda çeyrek altınım bile yok, terör örgütüne selam söyleyin, hazır banka hesaplarıma girdilerse tüketici ve kredi kartı borçlarımı da ödesinler bir zahmet” deseler, anında telefon yüzlerine pat diye kapanır.

 

*

 

Dünkü gazetelerde ilginç bir haber vardı.

Telefon dolandırıcılığı olaylarından illallah diyen İnegöl polisi, bakmış halkın akıllanacağı yok, ilçedeki banka şubelerinde çalışan personeli ve güvenlik görevlilerini bu olaylara karşı eğitmiş.

Bir de güzel bir uygulama başlatmışlar…

Mavi renkli ikaz kartları dağıtmış bankalara…

Kartın bir yüzünde “Dolandırılıyorsan başını salla” yazıyormuş…

Hal ve hareketlerinden şüphelendikleri telefonla sürekli panik halinde konuşan müşteriye bu kartı gösterecekler…

Müşteri başını sallarsa, hemen kartın arka yüzünde yazılı “Sakin ol. Polisi arıyorum. Telefondakini çaktırmadan oyala” notunu okutacaklarmış.

 

*

 

İkaz kartı uygulaması tutar mı dersiniz…

Dolandırıldığı halde başını sallamayan vatandaşa, gerçek polisimiz daha ne yapsın?

Bırakacaksın, sahte polislere kaptırdığı paracıkların arkasından el sallamaya devam etsinler!

Hatta, ben olsam mor renkli bir kart daha hazırlarım…

Üzerine de “Enayiliğine doyma!” yazar, dolandırılanlara gösteririm!

 

Aday adaylarının alo hattı…

 

Seçim dönemleri, milletvekili aday adayları tanıtım-reklam için bol bol el ilanı, fotoğraflı broşür ve kartvizit bastırırlar…

Bol rotüşlü fotoğraflarıyla süslü o broşürlere yıllardır kullandığı numarasını yazma gafletinde bulunanlar yandı!

Çünkü bazı kurnaz partililer ve seçmenler sırf adayın samimiyetini test etmek amacıyla o numarayı vakitli vakitsiz çaldırabiliyorlar.

Eski bir milletvekilinden dinlemiştim…

Gecenin bir yarısı uzun uzun çalmış telefonu…

Uykulu gözlerle açmış, karşısında sarhoş olduğu konuşmasından belli bir vatandaş:

“Vekilim! Kusura bakma, bu telefonun sizin olup olmadığına arkadaşlarla iddiaya girdik de, onun için aradım! ”

 

Vicdan…

 

“Merkez Bankası’nın görevlerine müdahale etmek, tehdit edip, küçültmeye çalışmak bence doğru değil” dedi…

Ardından devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık yapan Sayın Gül, 6 bin adaydan biri gibi karşılanmamalı. Gönülden arzu ediliyorsa, şık olanı kendisinin bizzat davet edilmesidir. Henüz o noktada olmadığımızı düşünüyorum.”

O’na boşuna “Parti vicdanının sesi” demiyorlar…

AK Parti, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı çok arayacak gibi…

 

8 MART !

 

Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun…

Kadınlarımıza yönelik, her türlü baskı, şiddet ve ayrımcılık son bulsun!