ABD’de yaşayan Bursalı gurbetçi Nuri ile nişanlısı Amerikalı Sophia Türk düğünüyle evlenmeye karar verirler.
Yedi gün yedi gece sürecek, davullu zurnalı telli duvaklı dillere destan bir düğün yapmak üzere Bursa’ya gelirler.
Hemen başlanır düğün hazırlıklarına…
Çeyiz için çarşıya çıkılır hep birlikte. Vitrinlerdeki en güzel gelinliği alırlar Sophia’ya…
Gençler mutluluktan uçmaktadır.
Ne var ki bu mutlulukları çok kısa sürecektir…
*
Eve dönüş yolunda otomobilleri, içi maganda dolu bir kamyonet tarafından yol boyunca sürekli taciz edilince, yollarının üzerindeki karakola durumu bildirip plakasını verirler kamyonetin.
Sen misin ihbar eden?
Evlerine iki sokak kala aynı kamyonet kesiverir yollarını…
Önce ağız dalaşı, ardından taşlı sopalı kavgaya tutuşurlar.
Kavga çevreden yetişen vatandaşların ve polisin zamanında müdahalesiyle daha fazla büyümeden önlenir ama o arbedede başına darbe alan kamyonetteki magandalardan biri, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeder.
*
İşte ondan sonra kara günler başlar…
Tutuklanarak cezaevine gönderilir Nuri...
Dillere destan düğün yapma hayaliyle Amerika’dan Bursa’ya gelen genç sevgililerin arasına soğuk demir parmaklıkları girer…
İki gardiyanın şahitliğinde cezaevinin rutubetli yarı karanlık bir odasında kıyılır nikahları.
O gün ne Sophia’nın üzerinde ne gelinlik vardır ne de Nuri’nin üzerinde damatlık…
İkisi de siyahlar içindedir.
Gözlerinde ise Bursa’ya gelmenin pişmanlığı…
*
Yukarıda paylaştığım bir film senaryosu, hikaye filan değil, bizzat muhabirlik yıllarımda haberini yaptığım bir olaydır…
Önceki gün, İstanbul’da içinde 7 aylık hamile kadının olduğu bir araca saldıran magandalarla ilgili haberi okuyunca yine hatırladım.
Görüyorsunuz, yıllar geçse de ülkemizdeki magandaların nesli hiç azalmıyor…
Azalmaz da!
Siz siz olun karşınıza çıkarsa maganda, hiç bulaşmayın, belli ki bekleyenleri var ormanda!
Magandaoğlu Baklavaları
Nerede mi?
Güvenlik yolunda, giderken sağda gelirken solda…
Özellikle bol küfür ve tehditli kaput ezmesi, ayna kırdıran, hamile korkutan adlı baklava çeşitleriyle meşhurdur.
NOT:
Ülkemizin her yerinde başka şubeleri çoktur!
Bayramlık sipariş alınır!
TBMM’ye bilardo şart!
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, sosyal medya hesabından, TBMM’ye bilardo ya da oyun masaları kurulması teklifinde bulunmuş…
Nedeni de şöyle açıklıyor;
“Çünkü, Meclis şehir kulübüne döndü. İşlevsiz.
Gensoru yok. Bütçe denetimi yok. Sözlü soru yok. Bakanlar yok. Araştırma önergesi ve yazılı sorulara ret! Ancak 3-5 dakika konuşabilirsin. Sonra bütün eller havaya!”
Bu saydıkları olmayınca özellikle muhalefet milletvekillerinin canı sıkılıyor haliyle Meclis’te…
Üç top ya da Amerikan bilardo, masa tenisi olsa, taşlı okey masası filan, bir nebze olsun can sıkıntıları gider diye düşünmüş belli ki Çıray…
Espri yapmış ama bir acı gerçeğin de altını çizmiş…
Gensoru yoksa, bütçe denetimi yoksa, sözlü soru veremiyorsa, bakanlar bile gelmeye ihtiyaç duymuyorsa, verdikleri araştırma önergeleri ve yazılı soruları hep ret ediliyorsa, konuşmaları 3-5 dakikayla sınırlıysa, ne gerek vardı o zaman işlevsiz 650 milletvekiline!
250-300 vekille de çalışır Meclis!
3-5 dakika konuşma hakkı olan bir vekilin, 5 yıl boyunca devlete maliyetini düşününce, üzülüyor insan!
O parayla kaç tane S-400 alırdık!
İstifa-toto
Yeni bir kuracağı iddia edilen eski bakanlardan Ali Babacan, önceki gün kurucu üyesi olduğu AK Parti’den istifa etmişti.
Babacan’ın ardından başka istifaların da geleceği konuşuluyor.
Bursa’da da istifalar olur mu?
İlk kimler istifa edecek?
AK Parti teşkilatlarında merak konusu…
Partililer aralarında istifa-toto oynayanlar bile varmış…
Çok sürpriz isimler yazanlar vardı…
Onlara, “Boşuna oynamayın o toto yatar!” dedim…
Bir kolon da ben oynadım, bakalım tutacak mı?
Ne tahtaymış be!
Taraftarların sabrı ve umutları azalmak üzere…
Diyorlar ki;
Bursaspor hiç olmazsa usta bir marangoz transfer etsin de, şu transfer tahtasını kökünden söksün!