TBMM, milletvekillerimizi sesinden tanıyacakmış artık!
Nasıl mı?
“Ses Tanıma ve Görüntülü Tutanak Metinleri” adı verilen proje sayesinde…
O proje hayata geçtiğinde, milletvekillerinin hem Genel Kurul kürsüsünde hem de komisyon çalışmaları sırasında yaptıkları tüm konuşmalar, bilgisayar ortamında doğrudan yazıya çevrilecek…
Konuşan vekilin ismi, partisi ve seçildiği şehir hepsi tutanaklara yansıtılacakmış.
*
Bugüne kadar stenograflar aracılığıyla, kayıt altına alınıyordu konuşma tutanakları, fakat hararetli oturumlarda tartışmalara yol açıyordu bu teknoloji…
Çünkü, karşılıklı sataşmalarda istenmeyen sözler de çıkıyordu ağızlardan, yazarken biplemek zorunda kalıyorlardı çoğunu…
Bazı kurnaz vekiller, kınama cezası almamak için, söylediği hakaret ve tahrik edici kötü cümlelerini inkar edebiliyor, “O sözleri ben söylemedim, iftira atıyorlar!” diyebiliyordu…
Yeni teknolojiyle, bu inkarlar da tarih olacak…
Kürsüden yapacakları konuşmalarda veya oturduğu yerden kürsüden konuşana yapacakları sataşmalarda çok dikkatli olmak zorundalar.
Ortalığı karıştırmak, liderine şirin görünmek için atıp tutmayacak, konuşurken önce bir yutkunacak vekiller…
Yoksa, koyuverirler önüne konuşma tutanakları, kızarıverir utancıncan yanakları…
*
Habere göre, milletvekilini sesinden tanıma sistemi 2018 sonunda geçecekmiş…
Yani, 2019’daki genel seçimde seçileceklere kısmet olacak ilk bu teknoloji…
Ses sistemi başarılı olursa, bir üst versiyonu üzerine de çalışılıyormuş…
Fakat o seçmenler için düşünülüyor!
Sistemin adı da belli;
“Milletvekilini Gözünden Tanıma” projesi!
Laf aramızda;
Bu projeyi gözüm daha çok tuttu…
Seste taklit olur ama gözde asla!
Demokrasi güzelleri!
Dünyanın var mı başka bir ülkesinde, teröristlerin roketle saldırdığı bir ülke?
Silahı, bombayı geçtiler roketle, füzeyle saldırıyorlar…
Sonra kalkmışlar “Türk Ordusu’nun ne işi var Suriye’de, Afrin’de?” diyorlar…
Şu ana kadar ülkemiz sınırları içine düşen roket sayısı 90 civarında olmuş…
Ne yapalım, roket atan teröristlere, gül mü atalım?
O roketlerin biri bu soruyu soranların ülkesine atılsaydı, atılan yeri anında haritadan silerlerdi!
Bize geldi mi, “insan hakları, barış, demokrasi, hukuk” teraneleri…
İki yüzlülüğü de geçti bunların yaptıkları tam bir yüzsüzlük!
NATO üyesi ve dost dedikleri bir ülkenin sınırlarının dibinde, terör örgütlerinden oluşan sahte bir devletçik oluşturmaya çalışıyorlar…
Türkiye buna canı pahasına izin vermediği için de bozuluyor, demokrasi güzelleri!
Bozuldukça da akıyor kanlı makyajları yüzlerinden!
Çamaşır askılı durak!
Belediye otobüs durağı tabelasının üzerinde bir adet asılı kot pantolon!
Bu gülümseten fotoğrafı, gazetemizin deneyimli İstihbarat Şefi Enver Akasoy çekmiş…
“Sence, vatandaş pantolonunu durağa neden asmıştır?” diye sordu gazetede…
Benim aklıma iki ihtimal geldi…
Ya, belediye otobüsünü beklerken, çok sıkıştı vatandaş!
Ya da, duraktaki yolcuları kendilerini fark etmeyen otobüs şoförün dikkatini çekmek istediler!
Başka ne olabilir ki?