Osmanlı Devleti’nin 4. Padişahı Yıldırım Bayezid Han, ilk kez uluslararası bir sempozyumla anılıyor.
Yıldırım Belediyesi, Türk Tarih Kurumu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Yıldırım Bayezid Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen bu sempozyuma yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda konuk katıldı.
Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve üç gün sürecek olan sempozyumun açılış konuşmasını yapan Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, bunun bir sorumluluk projesi olduğunu belirtti…
“14 yıllık hükümdarlığında büyük zaferlere imza atan ismi kendisine yakışır şekilde anmak istedik” dedi.
*
Yıldırım Bayezid Türbesi‘ni de ziyaret eden katılımcılara, Ankara yolu altındaki meşhur kurufasulyecide öğle yemeği verildi.
Yemek sonrası çay molasında sohbet etme imkanı bulduk Başkan Edebali ile…
Söz tarihimizden açılınca, ben de Cumalıkızık Köyü ile ilgili hep üzüldüğüm bir konuyu açtım…
Ankara Yolu üzerindeki adres levhası çok sıradan ve küçük…
UNESCO’nun Kültürel Miras Listesi’ne girmiş tarihi köye hiç yakışmıyor…
Çoğu kimse levhayı görmeden gelip geçiyor yoldan, görse belki girip gezecek…
Peki niye yoldan geçen yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekecek özellikte, büyüklükte yapılmıyor, o levha?
*
Başkan Edebali, bu sitemli soruma hazırladıkları harika bir nostaljik projeyle cevap verdi…
“Bizim asıl hedefimiz, Cumalıkızık’a yakışır özel ayrı bir yol yapmak… İsteyeni at üstünde isteyeni de faytonla doğal ve tarihi güzellikler arasında köye götürüp getirmek istiyoruz. Bunun için projemizi de planlarımızı da hazırladık. Onaylandığı an, uygulamasına başlayacağız” dedi.
Proje heyecan verici…
İnşallah gerçekleşir, çünkü Cumalıkızık’ın şu anki yolunun üzerindeki yapılaşma, tarihine, mimarisine hiç yakışmıyor.
Köy’ün içinde kazanılan hayranlık, geliş-gidiş yollarında hayal kırıklığına dönüşüyor, ne yazık ki!
Kamu spotu hazırmış!
Dün sabah Ankara’dan Emniyet Genel Müdürlüğü’nden aradılar…
Telefonla dolandırıcılığını önlemek amacıyla da bir kamu spotu hazırlanıp, televizyon kanallarında gösterilmesini önerdiğim yazımla ilgili aradıklarını belirttiler.
Kalbime doğmuş meğer…
Kamu spotu hazırlanmış, RTÜK‘den de iki gün önce onaylanmış…
24 TV kanalına da göndermişler birer kopyasını..
Yakında gösterilebilir…
Dileriz halkımız bu kamu spotunu izler, bir daha parasını kaptırmaz, sahtekarlara…
Kamu spotundaki uyarılar da çözüm olmazsa, aklıma bir öneri daha geldi…
Kandırılmaya müsait vatandaşlar için şarjı iki üç dakikada biten cep telefonları üretilsin!
Kandırılana kadar telefonu kendiliğinden kapanır da, tuzağa düşmez bari!
Gülme krizi!
Katıldığı bir defile çıkışında, magazin muhabirleri Türk Sanat Müziği’nin Divası Bülent Ersoy’a, Türkiye ile Rusya arasındaki kriz hakkında ne düşündüğünü sormuşlar…
Maksat muhabbet olsun!
Ersoy, kendisinden beklenen cevabı vermiş:
“Putin’e çok kızıyorum. Beni tanımış olsaydı böyle konuşmazdı!”
Aynı soruyu Ajdar’a da sormazlar inşallah…
O da coşar:
“Putin benim ‘nane nane’ şarkımı dinlemiş olsaydı, devlet başkanlığını bırakırdı!”