Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO)‘nun Bor Madenlerini Araştırma ve Geliştirme Komisyonu, geçen hafta içinde Ankara’daki ilgili kurumlara bir dizi ziyaretlerde bulundular.
Bor madeniyle ilgili yaptıkları çalışmaların birer raporunu sunmuşlar.
Bu komisyon yalnız Bursa’dan değil, Eskişehir, Kütahya, Balıkesir’den de akademisyenler, oda ve borsa temcilerinden oluşuyor.
*
Komisyon’nun Başkanı İlker Duran, komisyon olarak sanayicilere bor madeni hakkında bilinçlenmeleri için bir kitapçık çıkarttıklarını belirterek, şu açıklamada bulunmuş:
“Bor madeni çok önemli ve çok değerli bir cevher. Dünya bor rezervinin yüzde 72’si ülkemizde ve büyük bölümü de Bursa ve Güney Marmara havzasında. Bizler sanayicimizin bor konusunda bilinçlenmesini ve yatırım yapmasını istiyoruz. Ancak bu konuda herhangi bir teşvik yok. Ülke ekonomisine gelecekte büyük katkı sağlayacak bor ile ilgili üniversitelerimizde de bölümler açılmalı..”
*
Bu açıklamaları görünce, aklıma birden başka bir komisyon geldi nedense!
Hangi komisyon mu?
AK Parti‘nin iktidara geldiği ilk yıllarda Osmangazi İlçe Yönetimi de Bor madeniyle ilgili güzel bir komisyon kurmuştu.
Başında da partinin Bursa’daki kurucu isimlerinden Ahmet Köken vardı.
Onlar da, çok detaylı bir araştırma yapıp, bunu yerel medyayla da paylaşmışlardı.
BTSO’daki komisyon gibi onların da amaçları aynıydı…
Bor’un pazarı başkalarının eline geçmeden değerlensin istiyorlardı.
*
Fakat, ne olduysa, o AK Parti’deki komisyon, Bor’la ilgili yaptıkları basın toplantısından çok kısa bir süre sonra dağıldı gitti!
Ahmet Bey‘i ne zaman görsem, takılırım hala:
“Bir dediniz Bor, dağıldınız oldunuz mor!”
O da, kafiyeli verir cevabını:
“Neden olduk mor, hele önce onu sor!”
Sanki, o madene dokunan yanıyor!
Dileriz, BTSO’nun Bor komisyonu da aynı akıbeti yaşamaz…
Çalışmaları dosyalarda kalmaz!
Senaryo aynı yapımcı aynı!
30 küsur yıldır PKK ile uğraştığımız yetmezmiş gibi şimdi karşımıza bir de IŞİD belası çıktı.
Bir ülke;
Suriye’de, Irak‘ta birbirleriyle savaşan bu terör örgütlerinin ortak düşmanı haline nasıl gelir?
Çok basit…
O örgütleri kuran da, yönlendiren de tek merkez çünkü!
Yani bu karanlık ve kanlı oyunun yapımcısı, yönetmeni, senaristi, sponsoru hepsi aynı…
Terör örgütlerini de cast ajans olarak kullanıyorlar!
Nasılsa figüranları çok!
Peki en can alıcı sahneleri niye ülkemizde çekmeye başladılar?
Çok nedeni var, yazmaya kalksak sayfalar yetmez…
İlk sıradakini yazayım;
Dünyanın 5‘den büyük olmadığını kanıtlamak için!
Derbi…
Terör saldırısı ihbarı yüzünden, Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin ertelenmesini doğru bulanlar da var, eleştirenler de…
Doğru bulanlar, “Ya maç oynansaydı ve ihbar doğru çıksaydı?İnsan hayatı üç puandan önemli mi?” diye soruyorlardı…
Eleştirenler ise, “Terör örgütü amacına ulaştı, dünyaya rezil olduk! Her türlü güvenlik önlemi alınıp bu maç oynanmalıydı” diyorlardı…
Acı ama gerçek;
Yalnız stadlar değil hafta sonu yollar, AVM’ler her yer bomboştu!
Korku ve kaygıları giderecek, ivedi güvenlik tedbirleri alınmalı, bunu halk görmeli, hissetmeli…
Başka türlü düzelmez vatandaşın psikolojisi…