Görüşmelerde zaman zaman ciddi sıkıntılar yaşansa da hatta bir ara vazgeçilme noktasına gelinse de…
Sonunda CHP ile İYİ Parti, 31 Mart 2019’daki yerel seçimler için ittifakta anlaştılar.
Belediye başkan adayı çıkaracakları şehirleri, ilçeleri paylaştılar.
Genel merkez düzeyinde anlaşma tamam fakat iki partinin tabanında şehirlerin paylaşımına ciddi tepkiler var.
Özellikle CHP tabanı pek hoşnut değil!
*
Dün, bu konuda sosyal medyaya düşen bir iddia dikkat çekiciydi…
CHP’nin belediye başkan adaylığını İYİ Parti’ye bıraktığı şehirlerin listesi paylaşan partililer soruyordu:
“İYİ Parti’ye bırakılan bu yerlerin, olağanüstü kurultayın yapılması için imza veren delegelerin ağırlıkta olduğu illerden seçilmesi, sizce tamamen tesadüf mü?”
Soru çok ilginç ve bir o kadar da kuşku uyandırıcı…
Sorunun anlamı çok açık…
Denilmek istenen şu;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, o kurultayda kendisine oy vermeyen delegelerin bulunduğu illeri bilerek özellikle İYİ Parti’ye verdi.
*
Acaba şöyle mi düşündüler…
“Bu iller Muharrem İnce’ci… Biz belediye başkan adayı göstersek de kazanmayalım, başarısız olup gidelim diye nasılsa çalışmayacaklar seçimde… Bu illeri İYİ Parti’ye verirsek onların tuzağına düşmeyiz. Seçimi kazanamasak da, bizim adayımız değildi deriz!”
Kılıçdaroğlu ya da Genel Merkez, niye bu sinsi planı yapsın ki?
İttifak listesinin böyle bir ince hesaplarla hazırlandığına ihtimal vermeyenler çoğunlukta olsa da, sinek ufak ama mideyi bulandırıyor!
Sosyal medyada paylaşılan o liste doğruysa yani İYİ Parti’ye bırakılan 10 şehir, gerçekten de ağırlıklı olarak Muharrem İnce’yi destekleyen CHP delegelerinden oluşuyorsa, bu bulantı ittifakın iştahını kesebilir!
Uzay Ajansı’nın başına Topaloğlu gelsin!
Türkiye Uzay Ajansı kurulmuş…
Ne mi yapacak bu ajans?
Uzay operasyonları yapacak, insanlı veya insansız uzaya erişimi sağlayacak, uzayın keşfine yönelik çalışmalarda bulunacak…
Kısaca, uzayla ilgili teknolojileri, gelişmelerin hepsini takip edecek…
Uzay Ajansı’nın yönetimine kimlerin atandığını henüz belli değil…
İster misiniz, Türkücü Mustafa Topaloğlu’nu atasınlar!
Yakışır da…
Yıllardır kendisini uzaylı türkücü diye gündemde tutarak az ekmeğini yemedi galaksilerin!
Yaşlı Yıl!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün ikinci 100 günlük icraat programını açıkladı.
Tam 454 adet konu başlığının yer aldığı programda en dikkatimi çeken, 2019 yılının ‘Yaşlı Yılı’ ilan edilmesiyle ilgili madde oldu.
Önümüzdeki yıl aktif yaşlanma ve yaşlı hakları konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla bir dizi ulusal ve uluslararası etkinlikler düzenlenecekmiş.
Daha gelmeden yaşlandırdık bile 2019’u…
İnşallah bunun acısını çıkarmaz, bastonuyla kovalamaz bizi!
Benim asıl çekincem, 2019 Mart’ında yapılacak yerel seçimlerine de, ya ‘Yaşlı Yılı’nın ruhuna uygun belediye başkan adaylarıyla gidilirse?
Şaka bir yana…
Razıyız…
Varsın nüfus kağıdımız yaşlı olsun ama yeter ki gözümüz yaşlı bir yıl olmasın gelen 2019!
Dedikodu değil kulis
Sosyal bilimciler, dedikodu yapmanın çok da zararlı bir şey olmadığını açıklamışlar.
Sosyal dayanışmayı, toplumsal bağı kuvvetlendiriyormuş.
İngiltere’de yapılan bilimsel araştırmanın sonucunda varmışlar bu kanıya…
Fakat dedikodu ile söylentiyi birbirinden ayırt etmek gerekiyor…
Nasıl ayırt edeceğiz?
Arkasından konuşulan insansa bu dedikoduya giriyor, anlatılan bir olaysa o söylenti oluyormuş…
Bir de dedikodunun siyasi versiyonu olan kulis var…
Özellikle seçim dönemleri, kapalı kapılar ardında, gizli odalarda ve telefonla, adaylarla ilgili yapılan bol kulisler de sağlıklı mı bir şey mi?
Sosyal bilimciler bu konuyu da ivedi araştırmalı.