Olay Gazetesi Bursa

Can çıkmadan huy, oy çıkmadan umut kesilmez!

Bana göre; Listeye girme şansı sıfır olan bir siyasi partinin milletvekili aday adayı ile sohbet ederken takıldım: “Aday listesine girme konusunda hiç şansının olmadığını sen de biliyorsun. Buna rağmen niye kalkıp aday adayı oluyorsun? Maddi manevi kendi de sevdiklerini de yoruyorsun?” Gülerek cevap verdi: “Sen, tek oyla köye muhtar seçilen Mehmem Emmi’nin hikayesini bilir misin?” […]

Bana göre;

Listeye girme şansı sıfır olan bir siyasi partinin milletvekili aday adayı ile sohbet ederken takıldım:

Aday listesine girme konusunda hiç şansının olmadığını sen de biliyorsun. Buna rağmen niye kalkıp aday adayı oluyorsun? Maddi manevi kendi de sevdiklerini de yoruyorsun?”

Gülerek cevap verdi:

Sen, tek oyla köye muhtar seçilen Mehmem Emmi’nin hikayesini bilir misin?”

Bilmediğimi söyleyince de başladı anlatmaya…

 

*

 

Bir köyde muhtarlık seçimi yapılıyor…

Üç aday var…

İkisi miras yüzünden birbirine düşman olmuş kardeşler, biri de gariban Mehmet Emmi...

Seçim bitiyor, oyların sayımına geçiliyor.

Sonuç;

Düşman kardeşlerin büyüğü en çok oyu alıp, muhtar seçiliyor. Mehmet Emmi’ye sadece 1 oy çıkıyor sandıktan…

O da kendi oyu!

Nasılsa seçilemez diye kırk yıllık eşi bile oy vermemiş!

 

*

 

Düşman kardeşlerin büyüğü muhtar seçiliyor ama kardeşi hemen ihbar ediyor Seçim Kurulu’na abisini…

Onun, sabıkası vardı. İçeri girdi, çıktı. Aday olması mümkün değildi!” der…

Araştırırlar.

Gerçekten de sabıkalı çıkar ve muhtarlık mührünü alıp, seçimde ikinci çıkan kardeşine verir seçim kurulu…

Bu durumu içine sindiremeyen abisi de, günahı kadar sevmediği kardeşinin muhtar olmasına itiraz da bulunur:

O da son bir yıldır köyde oturmuyor. Nüfusunu da şehre aldırmıştı. Muhtarlık yapamaz!”

 

*

 

Seçim Kurulu, bu şikayeti de araştırır…

Bakar ki, ihbar doğru, muhtarlık için o köyde en az altı aydır oturma şartını taşımıyor…

Ondan da alırlar muhtarlık mührünü, seçimin üçüncüsü olan bizim gariban Mehmet Emmi’ye veriyorlar.

Ve böylece sadece kendi oyuyla muhtar seçilmiş oluyor.

İşte bu kıssadan hikayeyi paylaşıyor milletvekili aday adayı, ardından ekledi:

Mehmet Emmi’ye bile gülen sandık talihi, bakarsın bana da güler seçimde! Can çıkmadan huy çıkmazmış, sandıktan da oy çıkmadan da umut!”

 

İnsanlar ve hayvanlar…

 

Erken yatana tavuk, geç yatana gece kuşu

Çok ders çalışana inek, saygısıza öküz

İnatçı olana keçi, uysala kedi, saf olana sazan

Fizikli kadına ceylan, fizikli erkeğe ayı

Uslu çocuğa kuzu, yaramaza eşek sıpası

Komik olana maymun, boş boş bakana angut

İşinin ustasına kurt, çok yemek yiyene fil

Sesini çıkarmayana koyun, kurnaza tilki

Başarılı olana aslan, korkağa tavşan

Memleketimde halkımızın hayvan sevgisini gösteren bu güzel örnekleri, daha da çoğaltmak mümkün…

 

Seçim dörtlüğü

 

AK Parti’den milletvekili aday adayı olan bir Rizeli, seçim broşürüne slogan yerine kafiyeli güzel dörtlük yazmış…

Son mısrada kafiyeyi tutturamamış ama derdini anlatmış yine de:

Mutlu insanlar şehri Rize

Ömrüm hizmetle geçsin size

Yalanımk çıkarsa eğer

Gelmeyin da cenazeme!”

 

Abi kontenjanı!

 

Siyasi partilerin milletvekili aday listelerinde bir “abi” kontenjanı beklentisi hakim…

Listenin başına konacak, seçilen diğer vekillere ve partiye abilik yapacak!

Niye böyle bir beklenti içine girer ki partiler?

Hem neden sadece abi olsun deniliyor, abla, amca, dayı olsa olmaz mı?

Abi olunca diğer vekillerin işine yarıyor tabii, sorumluluk almaktan, topa girmekten kaçıyorlar!

Dar alanda kısa paslaşmalarla geçiriyorlar görev sürelerini!