Bir cenaze namazı için cami bahçesinde bekliyoruz…
Baktım az ötede tanıdık iki dost sima, yanlarında tanımadığım bir beyefendi ile derin sohbetteler…
Bu ortamlarda ne konuşulur?
Gençliğin, ömrün, dostluğun ve de en çok da sağlığın kıymeti, hastalıklar…
Yanılmamışım…
Yanlarına gittiğimde onlar da hastalıklar ve doğal şifa kaynakları üzerine konuşuyorlardı…
Bir ara sohbet sırasında tanımadığım o beyefendi, cebinden köstekli saat zincirinin ucuna bağlanmış elmas taşa benzeyen bir şey çıkarıp gösterdi bize:
“Bakmayın basit göründüğüne bu alet var ya, vücudunuzda ne hastalık var anında gösteriyor. Yalnız sizi değil şu an cami avlusunda toplanan herkesi bununla tahlil edebilirim!”
*
Tanıdığım o iki dost, geçmişte Bursa’da önemli görevler ve hizmetlerde bulunmuş, aydın insanlar…
Benden yaşca da büyükler.
O yüzden sesimi çıkaramadım.
Dikkatle dinlediklerine göre vardır bir hikmeti diyerek sustum…
Onlar da sessiz kalınca, beyefendi sözlerinin doğruluğunu kanıtlamak için, “Gelin sizi bir sağlık taramasından geçireyim?” dedi.
Vakit ve cenaze namazı için cami bahçesinde bekleyen onlarca kişinin arasında, nasıl olacak bu?..
Demeye kalmadan, ucunda elmasa benzeyen taş takılı o zinciri, üçümüzün bel hizasında tek tek gezdirdi…
Ve, teşhisini oracıkta yüzümüze pat diye söyledi:
“Üçünüzde de prostat var!”
*
Hissettirmesek de moralimiz bozuldu tabii…
Koyduğu teşhise mi üzülelim yoksa tıp dünyasının, kan ve idrar tahlilsiz, emarsız, ultrasonsuz ve eldivensiz de prostatı tespit noktasına gelmesine mi sevinelim, karar veremedik!
Sağ olsun, teşhis koymakla kalmadı, tedavi için reçetemizi de yazdı, zincirli üroloji uzmanı…
Günde üç öğün aç karnına sinir otunu kaynatıp çay niyetine birer bardak içersek, 10 günde prostatı söküp atıyormuş!
Gel de sinir olma!
Laf aramızda;
Biraz daha üzerimizde dolaştırsaydı şifa zincirini, az kalsın bizim de selamızı okuyacaktı imam oracıkta!
Hani en büyük transferdi Le Guen?
Futbol gerçekten çok garip bir oyun…
Fransız Teknik Direktör Paul Le Guen’in, sezon başı Bursaspor’a gelişinde estirilen rüzgarı hatırlıyorum da…
İlk haftalar takımın oynadığı güzel futbolu, bol gollü galibiyetleri sonrası spor medyasında hakkında çıkan övücü haber ve yorumları…
Şampiyonluğa oynayan İstanbul takımlarına yakıştırmalar…
Bursaspor Başkanı Ali Ay’ın her fırsatta, gururla verdiği “Bizim en büyük transferimiz teknik direktör Le Guen. Onunla uzun yıllar birlikte çalışacağız” demeçleri…
Yalnız yönetim ve spor medyası değil Bursasporlu futbolcular da yere göğe sığdıramıyordu Fransız Hoca’yı…
Sonra ne oldu?
Kötü futbol, yenilgiler çoğaldıkça büyü bozuldu!
Kredisini sezon bitmeden tüketti Le Guen!
Dün itibaren döndü ülkesine…
Tazminatı da, “En büyük transferimiz hoca” diye büyük konuşanlara, Fransız öpücüğü olsun!
Bursaspor’da, ‘ilk yardım çekici’ gibi kullanılan Mustafa Er Hoca’nın Allah yardımcısı olsun!
İlginç bir Doğanbey yorumu…
Bir etkinlikte karşılaştığımız Büyükşehir Belediyesi eski başkanlarından Erdem Saker’e, Doğanbey TOKİ konutlarıyla ilgili düşüncesini sordum:
“Ne dersiniz Başkanım? Yıkılır mı, taşınır mı, tıraşlanır mı o binalar?”
Pek yorum yapmak istemedi.
Gülümsedi…
Kısa ve öz bir cümleyle geçiştirdi:
“Doğanbey konutlarına gelene kadar, Bursa’da yıkılması gereken öyle çok çirkin bina var ki! Kentin geleceğini düşünüyorsak önce çevresindeki gecekondular ve kaçak yapılar yıkılmalı!”
Mudanya Sahili
Düzenleme çalışmaları nihayet bitti!
Bu yaz da bitmeseydi, Mudanya esnafı kesin biterdi!
İnşaat süresi uzun oldu, zahmetli oldu ama çekilen zahmete değmiş…
Mudanya’ya yakışmış.
Deniz havası almaya gelen Bursalılar, sahilinde birbirlerine çarpmadan artık daha rahat yürüyebilecekler.
Olta balıkçılarının da düşünülmesi hoş olmuş…
Ufak tefek eksiklikleri hala göze çarpıyor ama buna da şükür!
Bir de trafik ve otopark sorunu çözülse, gelen dönmez Mudanya’dan!