Bir istasyondan genç bir anne bindi, çocuk arabasıyla…
Arabada sevimli bir bebek, henüz yaşında var yok…
Ağlamasa daha da sevimli olacak ama minicik bedeniyle inletiyor vagonu…
O ses nereden çıkıyor, şaşmamak elde değil, Pavarotti mübarek!
Annesi önce oyunca çıngırağını verdi, bakmadı bile…
Ardından yalancı emziğini verdi, attı yere…
Biberonla su ve süt içirmeye çalıştı, yine susmadı!
*
Ben dahil diğer yolcular geçtik karşısına bebeğin, onu susturmak için başladık şaklabanlık yapmaya…
Bir amuda kalkmadığımız kaldı, sussun diye…
Ne yapsak nafile!
Susacağına daha da çok ağlamaya başladı.
Kadın yolcular başladılar genç anneye, önerilerde bulunmaya…
Biri, bebeğin altını temizlemesini önerdi…
Bir diğeri, kucağına alıp gazını çıkarmasını…
“Evladım, biz arkamızı dönelim, sen emzir istersen” diyen bile oldu.
*
Sanki bir yerine bir şey batıyor, o nasıl ağlamak, gözyaşları fışkırıyor adeta…
Yolcuların kafa oldu kazan!
Bazıları daha fazla dayanamadı, yarı yolda inip, bir sonraki Bursaray’a binmeye razı oldu.
“Niye ağlıyor bu kadar çok? Hasta filan mı?” diye sordu bir yolcu…
Genç kadın “Şimdi susar, merak etmeyin!” dedi ve elini çantasına attı…
Akıllı cep telefonunu çıkardı.
Ve çizgi film izlettirmeye başladı!
Dakikalardır ağlayan bebekten o an eser kalmadı, susuverdi!
Başladı pür-dikkat çizgi filmi izlemeye…
İzlerken kendinden geçiyordu!
*
Takıldık annesine “Kardeşim niye biner binmez açmadın bu çizgi filmi de şişirdin kafamızı!” diye…
Telefonun şarjı az olduğu için açmak istememiş…
“Merak etme, biterse bizim telefondan açar izletiriz” dedik…
Neyse ki, inecekleri istasyona kadar idare etti telefonu, bize sıra gelmeden indi genç kadın…
Bursaray yeniden hareket eder etmez, yaşlı bir yolcunun bebeğin teknolojik bağımlılığına dair yorumu süperdi:
“Zamane veledleri, analarının karnından cep telefonuyla doğuyorlar artık!”
Doğru söze ne denir!
Çevdir’den üç söz!
BSMMMO‘da genel kurul hazırlıkları başladı.
Yönetime aday olan Meslekte Dayanışma ve Birlik Grubu’nun Başkan Adayı Ali Çevdir ve Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kahraman’la birlikte dün medyamızı ziyaretimize geldiler.
Mesleklerinin sorunlarından, seçilmeleri durumunda yapmayı düşündükleri projelerden, hedeflerden söz etti Çevdir…
Heyecanlı ve iddialıydı…
Neler mi dedi?
1. Mesleğimizin saygınlığını daha da arttıracağız…
2. Mesleğimizi siyasetten uzak tutacağız…
3. Üyelerimizin bürokratik iş yükünü azaltmak için çalışacağız…
Maça gelince dökül, paraya gelince sökül!
Antalyaspor maçını şeref tribününden izleyen Bursaspor Başkanı Ali Ay’ın, gözleri sahada ama aklı ertesi gün futbolculara yapılacak ödemelerdeydi!
Örneğin, maçta dökülen Dzsudzak için yüklüce bir ödeme yapmaları gerekiyor…
Yapılmazsa, futbolcuya bedelsiz serbest kalma hakkı doğuyormuş.
Bırakın gitsin diyeceğim ama alacaklarını da alıp gidiyor!
Bu arada;
Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu‘nda da son maçlarda konsantrasyon eksikliği var gibi…
Sahaya sürdüğü kadro ve maç içindeki oyuncu değişikliklerinde, taktiksel hamlelerde ilk haftalarındaki cesaretini aratır oldu!