Tıp dünyasının üzerinde en çok durduğu araştırmalardan biri de insan ömrü!
Sürekli onu uzatmanın bilimsel formüllerini arıyorlar, bulduklarını da anında paylaşıyorlar.
Elbette hiçbirimizin dünyaya kazık çakma gibi bir niyeti yok ama yine de bu konudaki haberler moral veriyor, iştah açıyor, geleceğe daha umutla bakmamızı sağlıyor.
Örneğin dün haber sitelerine göz atarken, konumuzla ilgili iki müjdeli haber dikkatimi çekti…
Okuyunca moral motivasyonum yükseldi birden…
*
İlk haber İtalya’dandı…
Roma ve San Diego üniversitelerinin ortaklaşa yaptıkları bir bilimsel araştırmanın sonucunu yayınlamışlar.
Bilim insanları, yaşları 91-101 arasındaki 129 kişiyi incelemişler ve uzun yaşamalarındaki sırrı 4 maddede özetlemişler…
Nedir mi onlar?
1. Daima pozitif bakış açısına sahip olmak, karamsarlıktan uzaklaşmak…
2. Kafamızı sürekli meşgul eden aktivitelerde bulunup zihni dinç tutmak…
3. Mümkün oldukça hareketli bir hayat sürmek… Nerede hareket orada bereket!
4. Hayata karşı keçi gibi inatçı olmak, ilk darbede pes etmemek…
*
İkinci haber ise ülkemizden…
Ulusal sağlık kongresinde konuşan ünlü bir İç Hastalıkları Uzmanı da uzun yaşamak isteyenlere kaplumbağaları örnek almalarını önermiş.
Nedenini de şöyle açıklıyor:
“Kalbimizin belirli bir atım sayısı var. Bunu ne kadar uzun süreye yayarsanız o kadar uzun yaşarsınız. Kalbi az atan hayvanlar bunun için çok yaşar, örneğin kaplumbağalar…”
*
Tabii benim gibi sizin de kafanız karıştı değil mi?
İtalyan bilim insanları hareketli yaşamı öneriyor, bizim yerli bilim insanlarımız ise kalbi fazla yormayan ağır bir yaşamı…
Bu durumda hangisini uygulamalı?
Ben yazdım tercih sizin, seçin birini…
İsterseniz ikisini de aynı anda uygulayın…
Nasıl mı?
Gündüzleri hareketlenin, geceleri de ağırdan alın hayatı!
Ya da tam tersini yapın!
Şeker gibi afiş!
Başkan Aktaş, hemşerilerinin bayramını kutlamakla kalmadı, iki küçük sevimli çocukla birlikte şeker de ikram etti, yoldan geçenlere.
3D teknolojiyle hazırlanan reklam panosu Bursalılardan büyük ilgi gördü.
Şekerler kısa sürede kapışıldı.
Bir sonraki bayramda, afişlerde şekerin yanında kolonya ve bayram harçlığı da görmek isteyenler de vardı!
Kanka!
Uludağ Üniversitesi’nde okuyan bir öğrenci, Twitter’den şu sitemli mesaj atıyor:
“Millet bayram tatilinde denize gider gezmeye gider ben finallere gidiyorum. Teşekkürler Uludağ Üniversitesi…”
Gencin bu mesajına Üniversite’den gelen yanıt harika:
“Sevgili Enes,
Yaz okulu istediniz, bütler uzamasın dediniz, Rektör değişsin dediniz.
Kanka daha ne istiyorsunuz:))”
Vaatler de değişmemeli
31 Mart’taki yerel seçimde, İstanbul’daki büyükşehir belediye başkanlığı sonuçları, YSK tarafından sonucu iptal edilerek, tekrarlanması kararı alınmıştı.
23 Haziran’da yeniden sandık başına gidecek İstanbullular ve büyükşehir belediye başkanını bir daha seçecekler.
Seçmesine seçsinler ama bu işte bir adaletsizlik var…
Ne mi?
Nasıl ki 31 Mart’taki başkan adayları, seçmenler ve sandık görevlileriyle seçime gidiliyorsa o dönem verdikleri vaatlerde de bir değişiklik olmamalı!
Adaylar aynı vaatlerle seçime gitmeliydi!
Fakat bakıyoruz, 31 Mart’taki seçimde verilen vaatlerin sayısını ve içeriğini solladı yeni vaatler.
Bu seçimin ertelenmediği diğer şehirlerimize karşı yapılan haksızlık değil mi?
İstanbul’daki artan vaatleri gördükçe diğer şehirlerimizdeki seçmenler “Keşke bizim seçim de iptal olsaydı, bize verilen vaatler de artardı” diye sitem ediyor, kıskanıyorlar haklı olarak.
YSK bu konuda da bir karar almalıydı.
Yasaklansın
Sosyal medyadan yediğini içtiğini yaplaşmak nasıl ki çok ayıp, yaz tatili fotoğraf ve videoları paylaşılması ondan daha da çok ayıp!
Yasaklanmalı ya da o görüntüler buzlanmalı!
Tatil yapan var yapamayan var…
Kızgın kumlardan tuzlu veya klorlu serin sulara atlayan var atlayamayan var…
Denizde batan güneşin fotosunu çeken var çekemeyen var…
Bu tür paylaşımlar, çalışanları ağır tahriğe girer!