Dün bu satırları yazmaya başladığımda, yurt genelindeki terör saldırılarının acı bilançosu şöyleydi:
İstanbul’da bombalı saldırı, 10 yaralı, 1 ölü…
Yine İstanbul’da teröristlerle yapılan çatışma, 1 şehit 1 yaralı…
Konsolosluğa saldırı, 1 yaralı…
Beytüşşebap’da saldırı 1 şehit 7 yaralı…
Silopi’de saldırı 4 şehit 1 yaralı…
Gel de haberleri izle…
Al bayrağa sarılı tabutlar taşınırken omuzlarda her gün…
Gel de esprili bir şeyler yaz!
*
Ateş düştüğü yeri yakıyor…
Cizre’de şehit düşen 26 günlük polis memuru Salih Hüseyin Parça için baba ocağı Gürsu‘da düzenlenen cenaze töreninin basına yansıyan fotoğraflarına bakıyorum…
Yürek dağlıyor her karesi…
Hele bir tanesi var ki…
Gözü yaşlı şehit babası, bir eliyle Çalışma Bakanı Faruk Çelik‘e, diğer eliyle Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na tutunmuş…
Devletinden aldığı güçle ayakta durmaya çalışıyor.
Eminim, o şehit babasının yüreğinden avuclarına yansıyan sıcaklığı ve çaresizliği, ömür boyunca unutamayacak iki Bakan!
*
“Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” yazmış Salih, sosyal medyadaki paylaşım sitesine şehit düşmeden birkaç gün önce…
Aynı apartmanda oturduğumuz sivil genç polis memurları vardı.
Varlıkları, yoklukları belli olmazdı.
Arada kapıda karşılaşır, selamlaşırdık.
Son karşılaşmamızda Şırnak‘a tayinlerinin çıktığını söyleyip helallik istediler…
Gittikleri yerde dikkatli olmaları konusunda uyarınca, onlar da gülümseyerek aynı sözü söylemişlerdi:
“Söz konusu vatansa, gerisi teferruat!”
*
Keşke, bu sözleri siyasetçilerden de samimi bir şekilde duyabilsek…
Bıraksalar şu oy kokan söylemleri ve koalisyon kaprislerini, koltuk kapmaca oyunlarını…
Hükümeti bir an önce kurup, bölücü terörün üzerine daha etkin bir şekilde gidilse…
Seçimle dinmez bu kan, bu gözyaşı…
Zorla güzellik olmaz!
Aylar öncesiydi…
Transferde adı geçen Bursaspor’lu futbolcular için, “Kimse vazgeçilmez değil! Bırakın, gitmek isteyen gitsin!” diye yazmıştım.
Bugün de o sözümün arkasındayım…
İsteksiz evlilikten burunsuz çocuk doğar!
Kimin gönlü yoksa, takımın prestijini sarsmamak ve ekonomik zarara uğratmamak şartıyla, istediği takıma gitsin.
Futbolcu gibi transfer olayına yönetim de taraftar da profesyonel bakmalı…
Duygusallığı bırak, sadakat filan arama!!
Öyle her golden sonra armasını öpen, “Futbolu kulübümde bırakmak istiyorum” demeçleri sallayan futbolcuya da inanmayın…
Forma aşkı diye bir aşka profesyonellikte yer yok!
Doların yeşilini banka hesabında görmeden, futbolcusu da hocası da antreman sahasının yeşiline adımını atmıyor!
Masa, sandalye Başkan’dan!
Bursa Büyükşehir’den bütünşehire terfi edince, sınırlarla birlikte görev ve hizmet alanları da genişledi haliyle…
Basında gözüme çarpan bir ihale ilanı, bunun en güzel örneği…
Bursa’daki mahalle, dernek, resmi kurum ve camilere dağıtılmak üzere plastik sandalye ile masa alımı için ihaleye çıkmış Büyükşehir Belediyesi…
Talep var demek ki!