Gazetemiz ekonomi servisinden Ayşegül Güral Aktürk’ün güzel bir haberi vardı dün…
Bursa Seyyar Pazarcılar Odası Başkanı Refik Aksu ile pazaryerlerinin ve esnafın sorunlarını konuşmuşlar.
Başkan Aksu, pazarların hizmet kalitesini arttırmak için büyük marketlerdeki gibi müşteri servisi ve alışveriş arabası uygulamasına geçtiklerini müjdelemiş.
Bir diğer müjdesi de, pazarda fiyatlar normale dönüyormuş…
Dönmesi çok normal artık yerlisi çıkmaya başladı sebze ve meyvelerin.
*
Anlattığına göre tam bir enkaz devralmış.
Seçilen bazı belediye başkanları, devraldığı belediyenin borç listesini pankart yapıp yayınladıkları gibi Aksu da aynısını yapmış…
Oda’nın girişindeki duvara, önceki yönetimden kalan borç listesini asmış pankart halinde.
Listeyi görünce borçlarından dolayı kapanma noktasına boşuna gelmediği görülüyor Oda’nın…
Bursaspor gibi yönetilmiş adeta!
*
BESOB’a, belediyelere, avukata, TOKİ’ye, çaycıya bile 10 bin lira borç takmış eski yönetim…
Oda’ya kesilen bin 500 liralık sigara cezası da vardı listede…
O kadar borç karşısında gel de içme!
Bu borçların büyük bir bölümünü ödemiş Başkan Aksu.
Haberi okurken insanın aklına şöyle bir soru da geliyor…
Pazarcılar Odası 850 bin lira borçlanıyorsa, diğer esnaf odalarının durumu nasıldır acaba?
Kaç başkan koltuğuna gömülüp, Kayahan’ın “Odalarda ışıksızım” şarkısını söylüyordur, kimbilir?
*
Keşke her seçilen yönetim, alacak-verecek listesini böyle pankart yapıp assa, üyelerinin görebileceği yerlere…
Gerçi genel kurullarda laf ve rakam kalabalığı ve dağıtılan promosyonun cazibesi yüzünden üyeler dikkatini veremiyor bütçe oylamalarına…
Aslında en güzeli, etkisiz ve yetkisiz esnaf odalarını tamamen kaldırıp, onları daTicaret ve Sanayi Odası’ndaki sisteme döndürmek…
BESOB binası kentsel dönüşüme girdi, zira sıra oda başkanlarına gelmek üzere!
Babalar üvey evlat mı?
Anneler Günü için haftalar öncesinden başlar tantanası…
Televizyon kanalları ve gazetelerde reklamı yapılır bol bol…
Mağazalar, firmalar güne özel cazip kampanyalar düzenler…
Vitrinler süslenir, etkinlikler yapılır…
Ne hikmetse, Babalar Günü gelince aynı ilgi alakayı göremiyoruz medyadan, firma ve mağazalardan!
Nasılsa babalar hediye istemez!
Niye?
Bizim başımız kel mi arkadaş?
Tamam cennet analarının ayakları altında, onlar için ne yapılsa azdır, haklarını hayatta ödeyemeyiz de, babalara da üvey evlat muamelesi yapmayalım!
Yaşayanları ziyaret etmeyi, hayatta olmayanları ise rahmetle anmayı unutmayalım hiç olmazsa…
Ağustos böceğinin sesi
Kızılderili şeflerine atalarının yurdu olan ABD’yi gezdiriyorlardı.
New York’un en kalabalık caddesinde yürürken, şeflerin en yaşlısı, bir Ağustos böceği şarkısını duyduğunu söyler.
Diğer şefler de katılır bu görüşe ama onları gezdiren ABD’li rehber inanmaz.
Arabadan inerler ve az ilerideki parka giderler, oradaki bir ağaçta duran Ağustos böceğini gösterirler.
“Onca gürültünün içinde bir böceğin sesini duydunuz? Sizde doğaüstü güçler mi var?” diye sorar rehber…
Güler, Kızılderili Şef:
“Ağustos böceğinin sesini duymak için doğaüstü güce ihtiyaç yoktur!”
Ardından cebinden metal bozuk para çıkarıp kaldırımda yürüyen insanların arasında yuvarlar. Bir anda herkes kendisinden düştüğünü zannederek, paranın sesinin geldiği yöne doğru bakmaya başlar.
Bu küçük deneyden sonra kıssadan hisseyi verir Şef:
“Bir insan için önemli olan, nelere değer verdiğidir. Çünkü her şeyi ona göre duyar, görür ve ona göre hisseder. Siz de eğer doğaya değer verseydiniz, o Ağustos böceğinin şarkısını mutlaka duyardınız!”
Bir okurumun gönderdiği bu harika hikayedeki Ağustos böceğinin yerine, barış, demokrasi, insan haklarını, evrensel hukuku da koyabiliriz!
ABD için hiç fark etmez!
Duymuyor nasılsa!
Sınav
Bugün, üniversite sınavına girecek tüm gençlerimize başarılar diliyorum.
Sınav tarihinizin ‘Babalar Günü’ ile çakışması tesadüf değil, sınavda heyecan ve panik yapıp da babalara gelmeyin diye size ilahi uyarıdır!
Başarılı olun ki, babalarınız hayatlarının en güzel hediyesini alsınlar!