Seçilen milletvekillerimizin yemin törenini televizyonda izlerken, aklıma yıllar önce asker ocağında ettiğimiz yemin töreni geldi.
Keşke vekil yemin töreni de öyle toplu yapılsa…
Bir vekilin kürsüye gelip (tekrar yapmadan) yemin ederek dönmesi en az 5 dakika…
Çarpın 5 dakikayı 600 milletvekiliyle, ne çıktı?
Yazık geçen şu zamana yazık!
*
Oysa seçimde en çok milletvekili çıkaran siyasi partiden başlayarak sırayla çıksalar toplu şekilde…
Bir elleriyle yanında arkadaşına diğer eliyle Türk Bayrağına sarılsalar ve partideki en yaşlı vekil kimse, o yemin metnini okusa diğer vekiller de TBMM’yi inletecek kadar yüksek sesle tekrarlasa…
Hem zamandan tasarruf edilirdi hem de vekiller arasında takımdaşlık ruhunu sağlardı.
Benden önermesi…
Bu fikrimi önerge halinde TBMM’ye sunan vekil, tarihe geçer!
*
Dün yemin törenini izlerken bir şey daha dikkatimi çekti…
Yemin metni eskiye göre biraz daha sadeleştirilmiş ama sanki yine de bazı eksik noktalar var gibi…
O metne şu cümleler de eklense daha anlamlı olmaz mı?
“Seçildikten sonra seçim bölgemi, seçmenlerimi ihmal etmeyeceğime…
Şehrimin ve seçmenlerimin sorunlarıyla ilgileniyormuş gibi yapmayacağıma…
Aradıklarında telefonu meşgule veya danışmana vermeyeceğime…
Vekil seçilmemdeki hikmeti kendimde, bir sonraki dönem seçilemezsem suçu partimde aramayacağıma…
Kartvizitimin arkasına “Hamili kart yakınımdır” yazarak, eşe dosta akrabaya dağıtıp, torpil olaylarına girmeyeceğime…
Meclis oturumlarında uyuklayan ya da siyasetçi yumruklayan bir vekil profili çizmeyeceğime…
Erken seçim gündeme gelirse üzülmeyeceğime, parti rozetimi değiştirmeyeceğime…
Ve,
Milletvekili seçilsem de hala ölümlü bir fani olduğumu asla unutmayacağıma yemin ederim…”
NOT:
Yalnız bu yemini mümkünse cam gibi şeffaf bir kürsüde yapsınlar. Yemin sırasında tek ayaklarını kaldıranlar olabilir!
Belediye başkanları da yemin etmeli!
Yıllardır kafama takılır bu konu…
Milletvekilleri göreve başlarken namusu şerefi üzerine yemin ediyor da, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri niye yemin etmiyorlar?
Onların başı kel mi?
Koca bir şehrin, ilçenin kaderi, geleceği teslim edilen yerel yöneticiler de yemin etmeli.
Ve o yemin metninde şu cümleler de mutlaka olmalı bence:
“Hizmet dönemim boyunca, seçildiğim şehrin (ilçenin) tarihi, mimari ve doğal dokusuna sadık kalacağıma, bu konuda Ankara’ya dahi taviz vermeyeceğime…
Bütçeyi har vurup harman savurmayacağıma, parayı görevim alanındaki en öncelikli yatırımlara aktaracağıma…
Hizmette fanteziye kaçmayacağıma, bu tür projelerde halkımla ve medyayla inatlaşmayacağıma…
Şeffaf, ulaşılabilir, konuşulabilir, tartışılabilir olacağıma…
Genel Başkanım, uygun görmesi halinde de seçimleri beklemeden ve hiç itiraz etmeden görevimden istifa edeceğime…”
ODTÜÜÜHHH sana!
Yaklaşık 25 yıldır siyasi mizahtan ekmeğini kazanan bir basın emekçisi olarak yazıyorum…
Geleneksel mezuniyet töreninde bir grup ODTÜ’lü öğrencinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili taşıdığı pankartın içeriğinin mizahla, hoşgörüyle, eleştiri özgürlüğü ve demokrasiyle bir ilişkisi yok!
Pankartlardaki çizgilerde ve verilen mesajda gülünecek bir şey göremedim.
Aksine baştan sona hakaret, tahrik ve alaycı protest bir yaklaşım vardı.
Kusura bakma ODTÜ’lü kardeşim!
O elindeki diplomaya güvenerek, yaşadığın ülkenin cumhurbaşkanına bu saygısızlığı yapamazsın.
Yalnız bizim değil dünyanın hiçbir ülkesinde o makamdaki yöneticilere yapamazsın bunu!
İstersen dene!
Diplomanı anında rulo yaparlar…
Almanak ver destek!
Diğer futbol kulüplerinin başkanları, transfer için ülke ülke geziyor…
Bursaspor’un Başkanı Ali Ay ise garibim kulübe mali destek için kurum ve kuruluşları…
Hafta içinde belediye başkanlarını makamlarında ziyaret eden Başkan Ay, başkanlardan nasıl bir söz aldı bilmiyorum ama hediye olarak Bursaspor almanağı dağıtması ilginçti.
Daha önceki ziyaretlerinde sırtında başkanların ismi yazılı forma vermişti…
Ardından bir tur da, çerçeveletilmiş Batalla’nın imzalı formasıyla dolaşmıştı.
Korkuyorum, bundan sonraki ziyaretlerinde, gittiği yerlere kulübün acil ödenmesi gereken çek ve senetlerini bırakabilir!