Olay Gazetesi Bursa

Bir elimiz cepte, bir elimiz direksiyonda!

17 ülkede araç kullananların sürüş alışkanlıkları üzerine anket yapılmış. Türkiye de var aralarında… Anketin sonuçları kadar sorulan sorular da ilginç… Örneğin, “Trafikte hız yapıyor musunuz?” sorusuna katılanların yüzde 71’i, ‘evet’ yanıtını vermiş. Araştırmanın en vahim sonucu; Direksiyon başındayken en yaygın olarak yapılan faaliyetlerin ilk sırasında, cep telefonuyla konuşmak gelmiş!   *   Türk sürücülerin de […]

17 ülkede araç kullananların sürüş alışkanlıkları üzerine anket yapılmış.

Türkiye de var aralarında…

Anketin sonuçları kadar sorulan sorular da ilginç…

Örneğin, “Trafikte hız yapıyor musunuz?” sorusuna katılanların yüzde 71’i, ‘evet’ yanıtını vermiş.

Araştırmanın en vahim sonucu;

Direksiyon başındayken en yaygın olarak yapılan faaliyetlerin ilk sırasında, cep telefonuyla konuşmak gelmiş!

 

*

 

Türk sürücülerin de yüzde 65’i araç kullanırken telefonla konuşuyormuş…

Yüzde 23’ü sigara içtiğini, yüzde 16’sı sosyal medyayı aktif olarak kullandığını ve yüzde 13’ü de mesajlaştığını belirtmiş.

Direksiyon başındayken can sıkınıtsından burun karıştıranların ve trafik yoğunluğunda bunalıp kent yöneticilerinin kulaklarını çınlatanların oranını vermediklerine göre, demek çok yüksek değil!

 

*

 

Trafikte sizi en çok ne rahatsız eder?” sorusunu da sormuşlar ve bu soruya bilin bakalım Türk sürücülerin ilk yanıtı ne olmuş?

a) Akaryakıta, taşıt vergisi ve sigortasına gelen zam haberi

b) Radara ve MOBESE’ye yakalanmak

c) Trafik denetimi

d) Motorsikletli ve bisikletliler

e) İnternet çekmeyen yola girmek…

 

*

 

Üzgünüm bilemediniz, bizim sürücülerimiz en çok yollarda slalom yani zikzak çizerek giden araçlardan rahatsız oluyorlarmış…

Anket sonuçlarını incelerken, Bursa Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Hasan Topçu‘nun kurban bayramı öncesi yola çıkacak sürücülere yaptığı, “Direksiyon başında cep telefonuyla konuşmak, alkollü araç kullanmaktan hiçbir farkı yoktur” uyarısını hatırladım…

Sonra bu bayram tatilindeki trafik kazalarının son raporuna bakayım dedim…

103 vatandaşımız hayatını kaybederken, 615 vatandaşımız da yaralanmış.

Keşke ankete katılanlara şu soruyu da sorsaydılar:

Yaşananlardan niye ders almıyoruz? Direksiyona geçince neden canavarlaşıyoruz?”

 

Kova kaleci!

 

Almanya’da amatör futbol liginde yer alan Vonderort takımı, geçtiğimiz hafta oynadığı maçta rakibinden tam 43 gol yemiş!

Neredeyse iki dakikaya bir gol düşüyor…

Kalecisiz çıksaymışlar sahaya daha iyi!

Rekorun asıl sahibi golleri yiyen kalecileri Marko!

Marko bu kadar çok golü yiyince tarihe geçmekle kalmamış tabii, karakolluk olmuş!

Ertesi gün, takımının antrenmanında polisler gelip götürmüşler.

Dua etsin Marko, Türkiye’de kalecilik yapmıyor, yoksa o yediği gollerden sonra karakolluk değil hastanelik olurdu!

Önce takım arkadaşları döverdi, ardından taraftarlar 43 yerini kırardı!

İster misiniz, bu kova Marko’yu menejerler allayıp pullayıp bizim lige transfer ettirsinler?

Olur mu olur, Marko ayarında az kaleci gelmedi ligimize!

 

Nane limon kabuğu

 

Nane limon kabuğu bir güzel kaynasın

İçine hatmi çiçeği, biraz da tere otu katasın

Hatta biraz tarçın ve bir tutam zencefil

Bin derde deva geliyor, biraz daha sabret güzelim”

Rahmetli Barış Manço, yıllar önce besteleyip boşuna söylememiş bu şarkıyı…

Sağlık Bakanlığı’nın, fitoterapi eğitiminden geçen hekimler, yan etkilerine karşı bilgilendirmek şartıyla hastalarına çörek otu, kekik, hatmi çiçeği, zencefil gibi bitkileri de önerebileceklermiş.

Darısı, içlik dediğimiz yün fanila ve donlarda!

Onları da reçeteye yazarlarsa, kim korkar kocakarı soğuklarından ve hastalıktan!