Halk arasında sıkça kullanılan “Yüz verdik deliye geldi kustu halıya” diye bir atasözümüz vardır…
Bir diğeri de, “iyilikten maraz doğar” sözü…
Bir de;
“Besle kargayı, oysun gözünü” sözü var…
Son zamanlarda bu atasözlerimizi doğrulayan olaylara tanık oluyoruz…
Özellikle de savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyelilerin yaşadığı bölgelerde!
*
Millet olarak misafirperverizdir…
Yokluğu da varlığı da paylaşmayı, yardımlaşmayı severiz…
Vefalı ve yufka yürekliyizdir…
Fakat bir güzel özelliğimiz daha vardır, nankörlüğe tahammül edemiyoruz…
Yemek yediği tabağa tükürenleri, geldiği yeri çabuk unutanları, dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışanları, cin olmadan adam çarpmaya çalışanları hiç sevmeyiz!
Bunu yapmaya kalkanlara anında bir başka atasözünü hatırlatırız:
“Kusura bakma kardeş! Misafir umduğunu değil bulduğunu yer!”
*
Elbette Suriye’den gelenlerin hepsini aynı kategoriye koymuyorum…
Haksızlık olur.
Geleneklerimize, kültürümüze, kanunlarımıza uyum sağlayan, iyi niyetle çalışarak, üreterek ekonomimize katkıda bulunanların, başımızın üstünde yeri var…
Ama aralarında, merhamet duygumuzu, hoşgörü sınırımızı test etmeye çalışan, bu konuda sabrımızı zorlayacak kadar şımaran, görgüsüz, özgürlük yüzsüzü Suriyeli mültecilerin olduğu da bir gerçek…
Kanun, kural, yönetmelik tanımayan, hem bizim hem kendi halkının huzurunu kaçırıcı davranışlardan, insanların can ve mal güvenliğini tehlikeye atan provokatif eylemlerden çekinmeyen bu uyumsuz tiplere Devlet olarak daha fazla taviz verilmemeli!
Suriye’de değil Türkiye’de oldukları mutlaka hatırlatılmalı…
*
Kendi ülkesini bile savunmaktan kaçan bu korkaklara yeter bu kadar misafirperverlik!
Hazır Suriye Hükümeti de geri dönmeleri için çağrılar yapmaya başlamışken…
İyilikten maraz doğmadan, gönderin gitsin!
Ülkesinde sallasın palasını!
Tarihi fırsatı kaçıran vekiller
Mazbatasını alan milletvekilleri, kayıt için TBMM yollarındalar…
Haberlere bakıyorum, kayıt yaptırmaya gelen yeni vekiller, yanlarında geldikleri yöreye özgü yiyeceklerden de getirip dağıtıyorlarmış…
Kahramanmaraş vekili dondurma, Manisa vekili mesir macunu, İzmit vekili pişmaniye, Kars vekili kaşar…
Muhtemelen bizim Bursa milletvekilleri de kestane şekeri götürmüşlerdir…
Oysa ben AK Parti Milletvekili Refik Özen’in yerinde olsaydım, Abidin Ustamın o meşhur süt helvasından yaptırırdım bir kazan, dağıtırdım Meclis’te, bol kepçe…
Tam da rahmetlinin ölüm yıldönümü bugünlerde, ruhuna bir Fatiha da okurdu helvayı yiyenler.
AK Parti’nin bir diğer vekili Mustafa Esgin de tarihi fırsatı kaçırdı…
O da, getirtecekti memleketi Karacabey soğanlarından bir traktör, dağıtacaktı çuval çuval…
Meclis belki biraz kokardı ama havasından yanına yaklaşılmazdı Esgin’in!
Gürsu’lu vekiller Atilla Ödünç ve Orhan Sarıbal’dan umutluyum, onlar Deveci armudu dağıtabilir!
Tatil fotoları yasaklanmalı!
Sosyal medyada yediğimizin, içtiğimizin fotoğrafları paylaşılırdı ilk zamanları…
Yiyen var yiyemeyen var özenen olur düşüncesiyle o gelenek zamanla kalktı, eskisi kadar yemek masaları, sofraları paylaşılmıyor.
Ne var ki;
Tatil fotoğraflarını paylaşma geleneği hala sürüyor!
Yapmayın arkadaşlar!
Kızgın kumlardan serin sulara atlarken, havuz başında şezlong keyfi yaparken fotolarınızı da paylaşmayın lütfen!
Tatile çıkan var çıkamayan var!
Tamam hayat size güzel de bu yaptığınız paylaşımlar insan haklarına aykırı!
Çalışanların işe motivasyonlarını etkiliyor gerekçesiyle sosyal medyada yasaklanmalı…
Ya da denizi, havuzu buzlasınlar, fotolara bakanlar da serinlesin!
Yoksa o fotolara bakıp bakıp beğenmekten güneş geçecek başımıza!
Tehlikeli demeçler…
Basında ne zaman duysam o demeçleri, ya tersi olursa diye hep içim ürperir…
İşte o demeçlerden aklıma ilk gelenler:
“Erken seçimi asla düşünmüyoruz…”
“Bedelli askerlik gündemimizde değil…”
“Af kesinlikle yok!”
“Kanı yerde kalmayacak!”
“Vergi artışı olmayacak…”
“Doğalgaza, elektriğe, suya ve ulaşıma zam yapmayacağız…”