“Benim kaderim yeşil-beyaz!”

Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar’ın dün gerçekleştirdiği ‘hayırlı olsun’ ziyaretinde, tanışma fırsatı buldum, yeni Valimiz Yakup Canbolat’la…

Çağlar ve OLAY Medya yönetici ile yazar kadrosunu Tarihi Valilik Binası’nda ağırlayan Vali Canbolat’la Bursa üzerine samimi ve sıcak bir sohbet gerçekleştirdik.

Kentin ekonomisinden sosyal kültürel yapısına, spordan turizme hemen her konuda düşüncelerini açık yüreklilikle ifade etti Canbolat…

Henüz yeni gelmesine rağmen Bursa’nın sorunlarını tespit etmiş bile…

Çözümü noktasındaki görüşlerini de paylaştı bizimle…

Özellikle Bursalılık bilincinin geliştirilmesine, ortak aklın önemine ilişkin düşünceleri dikkat çekiciydi.

Söz Bursaspor’a gelince, “Benim kaderim yeşil-beyaz” dedi Valimiz…

Konya’dan geldiğini hatırlatıp, Konyaspor’un Bursaspor’la renktaşlığına vurgu yaptı.

Futbol konusunda da ilginç yorumlarda bulundu…

Konuyla ilgili anlattığı minik anekdot fıkra tadındaydı…

Yakın bir siyasetçi dostu, bulunduğu ortamlarda kendisine futbolla ilgili sorular sorulduğunda nasıl cevap vermesi gerektiğini anlatmış…

Demiş ki;

“Bizim takımın kanatları çalışmıyor, çalışsa şampıyonluğa oynar, demeniz yeter… Futboldan anlamadığınızı hiç kimse çakmaz!”

Bu anekdotu anlattıktan sonra patlattı espriyi:

“İzlediğim maçlarda gördüm… Bursaspor’un gerçekten de kanatları hiç çalışmıyor!”

Konya’dan geldiğini hatırlatınca bir soru da ben sordum Vali Canbolat’a…

“Konya’nın etli ekmeği mi daha lezzetli yoksa Bursa’nın İskender kebabı mı?”

Tam da öğle üstü sorduğum bu bol tereyağlı soruya yutkunarak ve gülümseyerek şu yanıtı verdi:

“İskender kebabının lezzeti tartışılmaz ama Konya’nın etli ekmeğine de laf söyletmem! Her ikisinin lezzetini de adını da dünya biliyor!”

Poşetlik sorular!

Çevreyi korumak adına, plastik alışveriş poşetlerinin tüketiciye 25 kuruştan satılmasıyla ilgili kanunu destekliyorum…

Fakat kafama takılan şu soruları da sormadan geçemeyeceğim…

* Niye illa 25 kuruş? Belki market 10 kuruştan satacak? Bu emrivakilik serbest piyasa ekonomisine, rekabet koşullarına aykırı değil mi? Bu rakam neye göre belirlendi TÜFE’ye göre mi TEFE’ye göre mi?

* Amaç çevreyi korumaksa, daha yüksek fiyata satılsın ki, çevreyi kirletmenin bedeli ağır olsun… Tüketiciden aldığı ürünün ağırlığı ve büyüklüğüne göre poşet ücreti alınsaydı daha iyi olmaz mıydı?

* Poşeti paralı satmak yerine, üretimini yasaklayıp, marketlere çevreye zarar vermeyen geri dönüşüm malzemelerinden yapılmış poşet veya kesekağıdı kullanımı şartı getirilseydi daha iyi olmaz mıydı?

* Marketlerin kasada verilen poşetlerin tanesi 25 kuruştan satılacak… Peki manav, kasap vb. reyonlarından aldığımız ürünleri koyduğumuz poşetler ne olacak? Onlar da mı paralı olacak?

* Vatandaş, satın aldığı poşetle bir defaya mahsus mu alışveriş yapacak? Aynı poşetle değişik marketlere de gidebilir mi?

* Yalnız marketler kullanmıyor ki plastik poşeti… Pazarcılar ve AVM’lerdeki mağazalar da sattıkları ürünlerin çoğunu poşetlere koyuyor. Poşetin parayla satılıp satılmadığının denetim işi deliye pösteki saydırmaya benzemeyecek mi?

Bu vaat tutar!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’li belediyelerde asgari ücretin 2 bin 200 lira olacağı vaadi, siyaseten önemli bir hamle…

Hükümeti resmen kontrpiyede bıraktı.

Yeni asgari ücreti Kılıçdaroğlu’nun verdiği rakamın altında açıklasa, seçim üstü sandıkta sıkıntı olabilir…

İster istemez ya aynı limite çıkacak ya da daha üstünde açıklayacak Hükümet.

Sonuçta, kazanan asgari ücretliler olacak!

Geçen seçimde de aynı hamleyi emeklilere yılda 2 ikramiye vaadiyle yapmıştı CHP ama ikramiyeyi vermek yine AK Parti’li Hükümet’e kısmet olmuştu!

Uzun boyun cezası!

Karacabey’in AK Parti’li Belediye Başkanı Ali Özkan, yalnız Bursa’da değil belki de ülkemizdeki en uzun boylu başkanlarından…