Mustafakemalpaşa İlçe Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, elinde bir bez torbayla geldi ziyaretimize…
Hal hatır faslından sonra torbadan iki kitap çıkardı önce…
Eğitimci belediye başkanın torbasından başka ne çıkar ki!
Kitabının birinin adı;
Mustafakemalpaşa’ya Değer Katanlar
Şöyle bir göz attım…
İlçesine, ekonomik, siyasi, sosyal kısaca her anlamda değer katan, özdeşleşen isimlerin, fotoğraflı kısa hayat öykülerine yer verilen kitap tam arşivlik ve bir vefa projesi olmuş.
Kitap 3 bölümden oluşuyormuş, bu daha ilki…
Bu arada;
Bursa siyasetinin efsane ismi, hemşerisi merhum Mehmet Gedik için de ayrı bir kitap düşüncesi olduğunu belirtti Sadi Başkan.
*
Torbasından çıkardığı ikinci kitabın adı da iddialıydı:
“Şimdi Hasat Vakti”
Bu kitapta da, iki dönemde yaptığı hizmetleri, projeleri vardı…
Bir bölümünü geçtiğimiz aylarda birlikte gezmiş, ilçedeki değişime, gelişime gözlerimizle tanık olmuştuk.
O gezide, Kurtulan’ın halkla ilişkilerindeki samimiyeti, sıcaklığı da dikkatimi çekmişti, vatandaşlar “Başkanım” yerine daha çok “Hocam” diye sesleniyordu…
Nedenini sorduğumda gülerek şöyle demişti:
“Başkanlık gelip geçici makamdır ama hocalık baki! Şunu da hatırlatayım, benim adım Sadi, tutarım halkıma verdiğim her vaadi!”
*
Dünkü ziyareti sırasında bir de kolonya çıkardı torbasından Sadi Başkan…
“Yazını yazarken bunaldığında sık bu kolonyadan, mis gibi Mustafakemalpaşa kokuyor!” dedi.
Son olarak ilçenin meşhur peynir tatlısını çıkardı torbadan…
“Bol bol ye ki bu tatlıdan, beynine kuvvet, başına saç, kalemine tat gelsin. Ziyaretimi yazarsan belediyemizin yeni logosunun güzelliğine değinmeyi de unutma! Hadi hayırlı ramazanlar ” esprisi yaparak gitti…
1 liralık kampanya
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, adaylık kampanyası için bir hesap açacaklarını, gençlerden harçlıklarının 1 lirasını isteyeceklerini söylemiş.
1 lira ile ne olur ki?
Kampanyada asıl amaç, gençlerin CHP’ye ve seçimlere olan ilgisini ölçmek herhalde…
Kampanyadan daha önce, Cumhurbaşkanı seçildiğinde 19 Mayıs ve 29 Ekim’lerde gençlere 500 lira ikramiye dağıtma sözü de vermişti İnce…
İster misiniz;
“Bir lirayı, bize vereceğin 500 liradan kesiver” desin gençler…
Derlerse, yatar o kampanya.
Doktor aday seçmen hasta
Milletvekili aday adaylarına genelde şu soru sıkça sorulur:
“Neyinize güvenerek aday adayı oldunuz?”
Onların cevabı da genelde şöyle olur:
“Siyasi birikimime güveniyorum”
“Mesleki başarıma güveniyorum”
“Partimin tabanına, Ankara’daki çevreme güveniyorum”
“Ticaretteki güvenirliğime ve sosyal hayattaki tanınırlığıma güveniyorum”
“Partime yaptığım hizmetlere, insanlara yaptığım iyiliklere güveniyorum”
Yine böyle bir seçim dönemiydi…
Medyamızı ziyaret eden, oldukça iddialı bağımsız milletvekili adayı bir doktora da sormuştuk bu soruyu…
“Hastalarıma güveniyorum! Bugüne kadar ameliyat ettiğim hastaların yarısı oyunu bana verse, kesin milletvekiliyim” deyince, Ahmet Emin Yılmaz abimiz dayanamayıp patlatmıştı bomba espriyi:
“Çok doğru tespit yapmışınız Hocam… Ameliyat ettiğiniz hastaların diğer yarısı size oy veremez zaten, muhtemelen ölmüştürler!”
Karadağ’ı sevenler
Birkaç gündür e-postama değişik isimler altında fakat içerik metni aynı mailler geliyor.
Gönderenler, AK Parti Bursa Milletvekili aday adayı Abdullah Karadağ’ı çok sevenler…
Ona yerel basında yer verilmemesine sitem ediyorlar…
40 yıllık siyasi hayatı, partisi ve yerel yönetimlerdeki hizmetleri hatırlatarak, milletvekilliğini hak ettiğini belirtiyorlar.
Haklısınız da arkadaşlar, maillerle yormayın kendinizi boşuna…
Çünkü;
Abdullah Bey’i ben de en az sizler kadar sever sayarım, o da beni sever…
Benim yüzme ve güreş hocamdır kendisi!
Ve ikimizde çok iyi biliyoruz ki, AK Parti’de milletvekili listesine girmenin yolu, benim köşemden geçmiyor!
Keşke geçse, köşem yalnız ona değil tüm aday adaylarına feda olsun!
24 Haziran’a kadar her gün isimlerini yazmazsam kel olayım!
Siz bu mailleri AK Parti Genel Merkezi’ne gönderin bence!
Geç olmadan…