Önümüzdeki pazar günü sandık başına gideceksiniz…
Fakat hala kararsızsınız…
Cumhurbaşkanı adayları ve milletvekili adaylarının haftalardır ekranlardaki, mitinglerdeki söylemlerine, vaatlerine bir türlü ikna olamadınız.
Madem adayları gözünüz tutmadı, o halde size güzel bir bilimsel önerim var…
Sözleri yerine adayların gözlerine bakın!
Kararsızlığınız gider belki!
*
Niye mi, adayların gözlerine iyi bakın diyorum?
İsveç’li bilim insanları, kişiliğin göz rengiyle bağlantılı olup olmadığını görmek için bir araştırma yapmış…
500’e yakın her renkten gözü incelemişler. (Lensliler hariç!)
Ve;
Göz renginin insanların kişilikleri üzerine etkisi olduğu ortaya çıkmış.
Hangi rengin ne gibi etkisi olduğuna dair karakter analizi de yapmışlar…
Gözler yalnız kalbin değil beynin de aynasıymış meğer!
İşte o renkler ve tespit edilen özellikleri…
Koyu kahverengi ve siyah gözlüler :
Liderlik yönleriyle öne çıkarlar. Cüretkar kararlar almaktan çekinmezler. Sporda da başarılıdırlar.
Açık kahverengi gözlüler :
Hoşgörülü, sadık, saygılı ve naziktirler. Karşısındaki kişiye güven verir ama itaatkar değiller. Sabah uykudan kalkmada zorlanırlar.
Mavi gözlüler :
Belli etmeseler de büyük bir maneviyata ve fiziksel güce sahipler. Çekingen, sıkılgan olarak algılanabilirler. Ağrıya acıya dayanıklı, rekabetçi ve bencildirler.
Gri gözlüler :
Nadirdirler. Mavi gözlülerin bir başka varyasyonudur. Daha dengeliler.
Açık gri gözlüler :
Madalyon gibi iki yüzleri vardır. İnsanlara o anki duygularına göre gösterirler yüzlerini.
Ela gözlüler :
Hiçbir ela göz birbirine benzemez, hepsi eşsizdir. Bağımsız, gizemli, kendinden emin ve plansızdırlar.
Yeşil gözlüler :
Çevresindeki insanlar üzerinde en hızlı etkiyi bırakırlar. Mavi gözlüler gibi çekici, güçlü ve dikkatlidirler. Öfkeye karşı temkinli, Orijinal, yaratıcı ve büyük baskı altında daha iyi performans sergileyen yapıya sahiptirler.
Okur dikkati!
Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’ın anayollara astırdığı bir tabelaya yönelik vatandaş eleştirisine yer vermiştim köşemde…
O tabelada;
Karacabey ile Bursa, İstanbul ve İzmir arasındaki ulaşım süresinin kısalacağından dolayı Cumhurbaşkanı R,Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyordu Başkan Özkan…
Göksel Kurur adlı okurumuz da köşemde çıkan o yazıda iki noktaya takılmış!
Karacabey-İstanbul yerine Bursa yazmışım…
Bir de, o tabela yapımı devam eden otoban projesi içinmiş…
O proje bittiğinde geçerli olacakmış, tabelada belirtilen ulaşım süreleri…
Göksel Bey haklı!
Şu anki mevcut yollarda Karacabey-Bursa arası ulaşımın 25 dakikada olması nasıl mümkün olabilir ki?
Yazı üslubunu beğenmesem de Kurur’a, dikkatinden ve bu ayrıntıları paylaşmasından dolayı teşekkür ediyorum.
Ali Başkan, sökme tabelayı kalsın!
Küçük altın yerine patates soğan takın!
Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’la Muradiye’deki Salı Pazarı’nı gezerken de gözlerimizle gördük, patates ve soğanın kilosu 5 liradan aşağı değildi…
Yaz mevsimine girmemize rağmen domates, biber ve salatalık da öyle…
Dolara, altına yatırım yapanlar şimdi de mutfaklarımızın vazgeçilmezi, kilerlerimizin demirbaşı patates soğana mı göz diktiler?
Sokağımızdan günde elli defa geçen ve hoparlörü çatlak megafonuyla “Sarı patitisss, sovaaancııı geldi… Çuvalı 5 lirayaa” diye bangır bangır bağırdığı halde yüzüne bakmadığımız o satıcılar nerede?
Özledim seslerini!
Bir kabzımal arkadaşa sordum…
Dediğine göre;
İklimsel dengesizlik tarladaki ürünün rekoltesine, kalitesine darbe vurmuş. Bir de ihracaat artınca iç piyasada ürün azaldı, bu da geçici olarak fiyatların artmasına neden olmuş.
“Merak etme, yakında yine yaparsınız soğan üreticisi kan ağlıyor, patates tarlada kaldı başlıklı haberleri” dedi kabzımal arkadaş…
– Bana bak Trump efendi! Sakladığın o patates ve soğanların yerini bizimle paylaş! Yoksa fena olur!