ABD Başkanı Barack Obama, geçmiş kameralar karşısına…
Konu hayati…
Ülkesindeki bireysel silahlanmayı kontrol altına alacak yasal düzenlemeleri açıklayacak…
Açıklama sırasında sözü son okul baskınında hayatını kaybeden çocuklara getiriyor Başkan Obama…
Ve işte o sırada gözyaşlarına hakim olamıyor…
Kara gözlerinden süzülüyor gözyaşları…
Sözcükler boğazında düğümleniyor, konuşmakta güçlük çekiyor.
Duygusal sahneye tanık olanların da gözleri doluyor.
*
Ertesi gün, ABD medyasının manşetlerinde, Başkan‘ın gözyaşları…
Bireysel silahlanmayı azaltacak o çok önemli yasal düzenlemeler ise ikinci planda…
Başkan Obama‘nın basın toplantısındaki duygusallığını takdir edenler kadar inandırıcı bulmayıp eleştirenler de çıkmış…
Hatta bazıları eleştirilerinde daha da ileri gitmiş…
“Başkan’ın konuşma yaptığı kürsünün altı ve çevresi iyice kontrol edilmeli. Oralarda bir yerlerde doğranmış çiğ soğan koymuş olabilirler. Onu ağlatan o soğandır!” yorumunda bulunmuşlar.
*
Koskoca ABD Başkanı, ağlamak için soğandan medet umar mı?
Böyle bir oyuna niye gerek duysun?
Başkanlık sisteminin yan etkileri işte hep bunlar…
Medya fazla özgürleşiyor!
Bir an bizim de o sisteme geçtiğimizi düşündüm…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kez Başkan olarak kürsüden muhtarlara seslenirken, duygulanıp ağlasa…
Ertesi gün, “Kürsünün altında doğranmış kuru soğan vardı” yorumu yapan gazeteci olur mu acaba?
*
Şakası bir yana…
Dün, Obama’nın bol soğanlı o göz yaşartan haberini okurken, ilçe haberleri müdürlüğü yaptığım yıllara gittim…
Karacabey muhabirinin gönderdiği haberi hatırlattı bana…
“Soğan üreticisi kan ağlıyor!” başlığı atmış haberine…
Fotoğrafa baktım gerçekten de hüngür hüngür ağlıyorlardı, çünkü hepsinin elinde cücüğü çıkarılmış kuru soğanlar vardı!
Eşofman Timsah, cevaplar Cim Bom!
İstanbul gazetelerinin dünkü spor sayfalarında, Bursaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzoğlu haberi vardı.
Çoğu tam sayfa…
Antalya’daki kampta, gazetecilerin sorularını yanıtlamış Hamza Hoca…
Üzerinde Bursaspor logolu eşofmanıyla, Galatasaray‘a dair soruları yanıtlamış!
İşte bu yakışmadı Hamza Hoca‘ya…
O toplantıda gazetecilere, göğsünün üzerindeki logoyu gösterip, şunu deseydi daha şık olurdu:
“Arkadaşlar, ben artık Bursaspor’un hocasıyım! Bana Galatasaray’la ve onun hocasıyla ilgili polemikvari sorular sormanız ve benim de bu sorulara cevap vermem etik değil. Bana Bursaspor sorularıyla gelin…”
Kapalı pazaryerleri
Nilüfer İhsaniye‘deki pazaryerinin üstü nihayet kapatıldı.
Pazarcı esnafı da, alışverişe gelen vatandaş da rahatladı.
Yazın güneşten, tozdan, kışın yağmur, kar ve rüzgardan kurtuldular.
Fakat geçen hafta pazaryerini gezerken bir şey dikkatimi çekti…
Bazı esnaflar, pazar çadırlarını hala kurmaya devam ediyordu!
Kapandığının hala farkında mı değiller?
Yoksa alışkanlıktan mı?
Çatıya mı güvenemiyorlar, anlamadım!
Bu gidişimde soracağım!